TFF koltuğu elektrikli sandalye gibi

Türkiye Futbol Federesyonu'nda başkanlık koltuğuna ilk oturan isim Yusuf Ziya Öniş...

39 başkan Türk futboluna hizmet etti. Hepsini saymak mümkün olmadığı için, bu kurumu değişimlere götürenlerin başında Orhan Şeref Apak geliyordu. Dünyaya açılan pencerenin de mimarı olmuştu. 6 kez başkanlık yapan  Orhan Şeref Apak, İstanbul, İzmir, Ankara ligleri altında oynanan karşılaşmaları UEFA'ya katılmaları için Türkiye liginin kurucularından olmuştu.

Daha sonraları Hasan Polat, Faik Gökay, Muhterem Özyurt, Sabahattin Erman, İbrahim İskeçe, Sahir Gürkan, Güngör Sayarı, Cemal Saltık, Doğan Andaç, Yılmaz Tokatlı, Mustafa Kemal Ulusu, Ali Uras, Halim Çorbalı  ve diğer başkanlar hep atama ile görev aldılar.

İşte 88 yıllık Türkiye Futbol Federesyonu özerk olduğu andan itibaren 15.08.1995 yılından bu yana çektiğini bir Allah bilir diğerlerini ise başkanlar...

03.04.1989'da atama ile görev alan 3 yıl görevini sürdüren daha sonra ise seçimle koltuğa oturan Şenez Erzik, iki yıl içinde tüm kulüplerin adeta düşmanı oldu. Aldığı her karar karşısında kendisine söylenmedik laflar bırakılmadı, kendisi Fenerbahçeli olmasına rağmen bir türlü yaranamadı. Bunun dışında, Galatasaray ve Beşiktaş tarafı kendisini yerden yere vurdu. Baktı olacak gibi değil, eyvallah deyip iki yıl içinde görevden adeta kaçarcasına ayrıldı, kıymetini bilen bir kurum olan  FIFA'da yerini aldı ve hepimizin gururu oldu.

Hemen arkasından Özkan Olcay görev yaptı, onun süresi  de bir yılını doldurmadan ayrıldı, görevi alan Abdullah Kiğılı da uzun süreli olamadı. Sonra futbol dünyasında hareketlenmeler, yarışmalara katılacak iş adamları hareketlenmeye başladı.

Başkan adayları kongreler yapmak için adeta bir milletvekili seçimleri gibi hareketli, oteller dolmaya başladı. Herkes bir gruplar halinde gizli toplantılara başladı. O zaman Profesyonel Futbol Şubesi  fazla üye veriyordu. Ama bunları çekemeyen bazı gruplar daha sonra listeyi 1'e indirdi. Bunların içinde de tek kişi kaldı; Turgay Şeren. O da hiçbir zaman federasyon yönetiminde görev alamadı.

Ve... 1997 yılında başkan olan  Haluk Ulusoy 4 seçim kazanırken araya Levent Bıçakçı geldi ama olmadı Haluk Ulusoy koltuğu yine onun oldu.

Haluk Ulusoy da Galatasaraylı olduğu için diğer kulüpler tarafından mızraklar gerildi, oklar atılmaya başladı. Aslında sporu çok seven Ulusoy da  istenmeyenler listesinde yerini aldı.

Ve 14.02.2008 'de  Hasan Doğan geldi. Bir yıl içinde başarılı günler geçirdi. Futbol dünyasının sesleri fazla çıkmadı, çünkü arkası kuvvetli idi. Hasan Doğan'ın rahmetli olması sonrasında bir boşluk yaşandı. Vekalet ile bu işi yapacak kişi de Mahmut Özgener oldu. Sonra da seçimle yine başkan oldu.

Bir futbol dünyasından gelen Mahmut Özgener üç yıl içinde çekmediği kalmadı. Başarısız olan takımlar kendilerini değil, Mahmut Özgener'in yönetimi ve hakemlerini yerden yere vurmaya başladılar. O da  hiçbir takıma yaranamadı, yaranması da  olmazdı. O da baktı ki burası bir cadı kazanı Kulüpler Birliği yeni bir başkan arıyordu bu kez tombaladan  kimi çekelim derken Mahmut Özgener'in yönetiminde bulunan  Mehmet Ali Aydınlar çıktı.
Belki de Özgener Türk futbolunun girdaba gireceğini biliyordu da hemen kaçayım dedi.

Yeni seçilen Mehmet Ali Aydınlar ellerinde bomba ile yerlerine oturdular. Patlayan da "Şike" oldu. Mehmet Ali Aydınlar güleyim mi, sevineyim mi  derken, "bir kuyuya düştüm hayır oldun" diyordur.

Türk futbolunu bugünlere taşıyanlar hiçbir zaman huzur bulamayan yer olan Futbol Federesyonu adeta bir vur kaça dönüştürenler arasında, kulüp yöneticileri, futbolcular ve bir kısım medya  var.

Şimdi gelinen manzaraya bakın bir taraftan Fenerbahçe, Futbol Federesyonunu suçluyor, diğer taraftan Federesyon Fenerbahçe'den özür bekliyor, bir diğer yandan ise TFF ile UEFA'yı birbirine düşüren UEFA Müfettişi Pierre Cornu isimli kişinin de ne yaptığı belli değil...

Cumhurbaşkanımız  Abdullah Gül, şike cezalarında indirim yapılmasını öngören yasayla ilgili rahatsızlığının bulunduğunu açık açık söylüyor.  Ligler oynanıyor hangi takımın ne yapacağı , nereye kadar savaşacağı , ligin sonu gelecek mi, gelirse ne olur diye herkes ikilemde. Bunun  yaratıcıları ise bugüne kadar vurdumduymazlığının faturasını ödemek zorundasınız...

Futbol Fedaresyonu  koltuğu adeta elektrikli sandalye gibi..
 
 
 
 
Yazarın Tüm Yazıları