Tezkere taktiği

TEZKERENİN Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından Meclis'e sevki, sorumluluk paylaşma arayışı içinde olan hükümet açısından haklı bir karar. Ciddi ve riskli bir sorumluluğa askerleri de dahil eden bu adımdan sonra, hükümetin teklifinin kabul edilmesi olasılığı da yükseliyor.Güvenlik Kurulu toplantısı bu açıdan önemli. Türkiye savaş istemiyor ama yalnız kaldı. Avrupa'nın savaş karşıtı ‘‘ekseni’’ Fransa ve Almanya başta olmak üzere Yunanistan ve diğerleri, kendi hesapları peşindeler. Öyle olmasaydı Avrupa'da savaş karşıtı cephe, genişlemek için çaba harcar, Türkiye'nin de arkasında dururlardı. Araplar açısından da durum aynı. Irak'a askeri müdahaleye karşı çıkıyorlar ama bir yandan da Washington ile pazarlıkları sürdürüyorlar. İstanbul toplantısının ikincisinin adımı atılamadı örneğin. Arap Birliği, bir toplantının dışında ne yapıyor?* * *TÜRKİYE, Körfez Savaşı'ndan bu yana, on yıldan beri istemediği bir sorunun içine gömülmüş durumda. Bu sorun sürecek de. Hiçbir güvence, ya da mutabakat metni bu sorunların aşılmasının garantisi değil.ABD Başkanı Bush, önceki gün yaptığı konuşmada Irak harekatının Ortadoğu barışının ilk adımını oluşturacağını ileri sürdü.İkinci Camp David anlaşmasının başarısızlığa uğramasından sonra ABD taktik değiştirdi. O güne kadar öncelik İsrail-Filistin anlaşmazlığının çözümlenmesine veriliyordu.Saddam, yarım kalan ve sonuçlandırılması gereken ikinci adımdı.Kafkaslar ve Orta Asya yolunu bulmuş, laik parlamenter sistem çizgisinde çok ağır adımlarla da olsa ilerliyordu. 11 Eylül'den sonra bu bölgedeki Amerikan varlığı askeri üsler sayesinde daha da derinleşmişti.Sıra Ortadoğu'da. Ve artık ilk adım Irak. Çünkü, Irak ABD varlığına derinlik kazandıracak tek zemin bölgede. Buraya sağlam adım attıktan sonra bölgenin yeniden yapılandırılması yani-dengeleri etkilemek- daha kolay. * * *ABD'li yetkililer ‘‘gerektiğinden bir dakika bile fazla kalmayacağız’’ diyorlar. Sonrası bir dakika da, gerekli zamanın miktarı ne olacak? O belli değil. ABD Başkanı, bölgeye ‘‘demokrasi’’ getireceklerini söylüyor.1941 yılında, Iraklıların İngilizlere isyanına yardım etmek için 15 uçakla yardıma giden Hitler de ‘‘Ortadoğu halklarının özgürleşmesi için geliyoruz’’ demişti.Irak muhalefetinden bir arkadaşım anlattı dün bu hikayeyi bana. Muhalefetin arasında Amerika'ya tam bir güven duygusuyla yanaşan kimse yok.Şimdi verilen güvencelerin hayatın gerçekleriyle örtüşüp örtüşmeyeceği belli değil de ondan.Hele de bu sözler, henüz var olmayan bir yönetim adına veriliyorsa.
Yazarın Tüm Yazıları