Telefondan İsrail’e destek çıktı

HAFTA sonu Başbakan Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı George Bush arasındaki telefon konuşması sayesinde Washington’un son krizle ilgili tavrı netleşti.

ABD, İsrail’e destek verdi.

Bu telefon konuşması, ABD Güvenlik Konseyi sözcüsü tarafından açıklanana kadar İsrail saldırılarıyla ilgili olarak Washington’dan yapılan açıklamalarda daha orta yolcu bir çizgi vardı.

Ama şimdi öğreniyoruz ki Bush, "İlk hedefimiz İsrailli askerin serbest bırakılmasını sağlamak olmalıdır. Krizin sonuçlandıracak anahtar budur" diyor.

Bush’un Erdoğan’a söyledikleri İsrail’e cesaret vermekle kalmıyor, AKP hükümetinin arabuluculuk girişiminden ne beklendiğini de açıkça ortaya koyuyor.

Yani durum, bize yansıtılandan biraz farklı.

***

BAŞBAKAN
Cumartesi günü İsrail’e tepki koyuyor, saldırıların Birleşmiş Milletler kararlarını ihlal ettiğini söylüyor ve bir askere karşı bakanların tutuklanmasının eşit bir tepki olmadığını vurguluyor.

Sonra da Bush ile konuşuyor ve görüşmenin çok olumlu geçtiği, Erdoğan’ın İsrail’li askerin serbest bırakılması için Filistin’e zaman tanınmasını istediği açıklanıyor. ABD Başkanı Bush’un da çabaları çok önemli bulduğu ve soruna çözüm için ortak çabanın sürmesini istediğini öğreniyoruz Başbakanlık kaynaklarından.

ABD’den gelen mesajlar ile burada duyduklarımız birbirini tutmuyor.

ABD Başkanı Bush’un söylediklerini ABD Güvenlik Konseyi sözcüsünün açıklamasından öğreniyoruz da, bu koşula bizim ne yanıt verdiğimiz belli değil.

Bush ile aynı görüş paylaşılıyor mu paylaşılmıyor mu?

Bu tutarsızlık AKP’nin HAMAS ile bu kadar dirsek temasında olmasından kaynaklanıyor. Ve bu durum sanıldığının aksine, Türkiye’nin gerçekten bu olayda oynayabileceği aktif rolü olumsuz etkiliyor.

***

BİR
asker kaçırıldı diye neden İsrail bu kadar şiddeti tırmandırıyor?

Ya Gazze’yi yeniden işgal edeceğiz ya da HAMAS liderlerini öldüreceğiz diye resmen açıklamalar yapılıyor. Ve bunları blöf olsun diye yapmadığı gözü karalığından anlaşılıyor.

Çünkü HAMAS, İsrail ordusunu test ediyor.

1994 yılından bu yana hiçbir İsrail askerinin kaçırılmamış olması İsrail ordusunun gücü ve caydırıcılığının örneği olarak gösteriliyordu.

Şimdi bir İsrail askerinin içlerinde HAMAS üyeleri de bulunan Filistinli gruplar tarafından kaçırılması bu caydırıcılığa kafa tutma olarak değerlendiriliyor.

Bu bir bilek güreşi. İsrail ile Filistin arasında değil. İsrail ile HAMAS arasında.

Gazze’de insanlar acı çekiyor. Hastalar, çocuklar, yaşlıların yardıma ihtiyacı var. Filistinliler yine köşeye sıkıştırılmış durumda, HAMAS hükümeti iktidara geldiğinden beri zaten hiçbir şey veremiyor halka.

Ama şimdi İsrail’in şiddetli tepkisi HAMAS’ın işine yarıyor.

Daha bir hafta öncesine kadar El Fetih ile çatışan HAMAS, şimdi ortak düşmana karşı El Fetih ile beraber. Halk HAMAS’ın arkasında.

HAMAS bu bilek güreşinde, kolay geri adım atmaz. İsrail de öyle.

İsrail’in şiddete baş vurması, Suriye semalarını ihlali gibi saldırgan hareketleri de bölgede HAMAS’ın arkasındaki güçlerin sadece tezlerini güçlendirmekle kalmıyor, hükümetlere kamu oyu desteği de sağlıyor.

Bu güç oyununda biz ne yapabiliriz. Gerçekleri konuşmaktan başka.
Yazarın Tüm Yazıları