"Yerli malı deyince aklımıza teknoloji gelmeli"

Güncelleme Tarihi:

Yerli malı deyince aklımıza teknoloji gelmeli
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2014 15:55

Vestel Ticaret AŞ Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdürü Ergün Güler, "Yerli malı deyince aklımıza artık portakal ve kuruyemiş değil, teknoloji gelmeli" dedi.

Haberin Devamı

Güler "Değişimin Ustaları" temasıyla düzenlenen "Brand Is You" konferansı kapsamında AA muhabirine yaptığı değerlendirmede Türkiye'deki yerli malı algısının değişmesi gerektiğini belirterek, ülkenin 2023 vizyonu ve hedefleri açısından teknolojinin önemini vurguladı.

Yerli malı dendiğinde akıllara artık portakal ve kuruyemiş yerine teknolojinin gelmesi gerektiğini dile getiren Güler, şöyle devam etti:

"Okullarda kutlanan Yerli Malı Haftası'nda öğrenciler okula hala portakal ve kuruyemiş gibi ürünler götürüyor. Yerli malı dendiğinde akla hala bunlar geliyor. Biz Vestel olarak yerli teknoloji üretip 150 ülkeye satıyor, yıllık 4,5 milyar dolar ciro elde ediyoruz. O yüzden bu algıyı artık değiştirmek lazım. Vestel'in ürettiği teknoloji sadece markamız değil, ülkemiz adına bir gurur kaynağıdır ve sahiplenilmesi gerekir."

"Çin ile rekabet etmiyoruz. Çin en çok ihracat yaptığımız ülkelerden biri"

Vestel City'i ziyaret eden yatırımcıların en çok sorduğu sorulardan birinin "Çin'le nasıl rekabet ediyorsunuz" olduğunu aktaran Güler, "Çin ile rekabet etmiyoruz. Michael Jordan'ı basketbol maçında değil, tavlada yenebilirsiniz. İşte biz de bunu yapıyoruz" dedi.

Vestel'in "müşteri eksenli kişiselleştirilmiş üretimi" benimsediğini belirten Güler, şunları kaydetti: "Çin seri üretime girip aynı üründen milyonlarca yapıp satıyor. Onların gücü bu. Biz seri imalatımızı kişiselleştirebiliyoruz. Bizim de en büyük gücümüz bu. On binlerce ürünü farklı taleplere göre kişiselleştirip müşterimize sunuyoruz. O sebeple Avrupa'da satılan her 5 televizyondan birini biz satıyoruz. Yılda 12 milyon TV üretimi ile dünyanın en büyük 3 üreticisinden biriyiz. Avustralya'da çok ciddi pazar payımız var. İsrail pazarındaki payımız yüzde 50'nin üzerinde. Ve bu payı küçük, basit buzdolaplarıyla değil en üst segment, 6 kapılı buzdolaplarıyla elde ediyoruz. Herkesin korktuğu Çin en çok ihracat yaptığımız ülkelerden biri."

Müşteri eksenli üretime yurt içinden de bir örnek veren Güler, Şırnak'taki buzdolabı satışlarında yaşanan değişimi ise şöyle anlattı:

"Şırnak'ta bayilerimizin satış sonuçlarına baktığımızda cironun yüksek olduğunu ancak üst segmentteki no frost buzdolaplarının değil, statik buzdolaplarının satıldığını gördük. Bunun nedenini bayilerimize sorduğumuzda şöyle bir durumla karşılaştık; Şırnak'ta çok tüketilen, sarımsaklı bir yerel peynir türü var. Bu peynirin kokusunun diğer gıdaların üstüne sinmemesi için statik buzdolaplarını tercih ediyorlar çünkü onların içinde hava dolaşımı olmuyor. No frost buzdolaplarında hava dolaşımı olduğu için bu dolapları tercih etmiyorlar. Bu durumu hemen Ar-Ge ekibimize bildirdik ve dört kapılı Puzzle buzdolabını geliştirdik. Puzzle'da her bölmenin hava dolaşımı kendi içinde olduğundan koku sorunu da ortadan kalkıyor. Şırnak en üst segment buzdolaplarımızın en çok satıldığı yerlerden biri oldu.

Aynı şekilde ülkemizdeki sebze kurutma alışkanlığına yönelik olarak ürettiğimiz sebze kurutma fonksiyonlu fırınlar da büyük ilgi gördü. En büyük güçlerimizden biri dünyanın dört bir yanında çalışan 750 Ar-Ge mühendisimizle birlikte ürünlerimizi çeşitli ihtiyaçlara göre şekillendirebiliyor olmak."

"Venus cari açık için bir kaldıraç"

Türkiye'nin cari açığının 6 milyar dolarının akıllı telefon ithalatından kaynaklandığını da hatırlatan Güler, yerli akıllı telefonları Venus hakkında da bilgi verdi. Venus'ün çok büyük bir kazanım olduğunu vurgulayan Güler, şunları söyledi:

"Akıllı telefon ithalatı, enerji ve sanayi makinelerinin ardından cari açıktaki en büyük kalemi oluşturuyor. O yüzden Venus sadece bir akıllı telefon değil, cari açığın küçültülmesine ve ihracatın artırılmasına katkı sağlayacak çok önemli bir kaldıraç. Avrupa'nın akıllı telefon üretme kapasitesine sahip sayılı firmalarından biriyiz. Bugün Venus bayilerimizde yok satıyor ve bununla gurur duyuyoruz. Önümüzdeki yıl ihracatına da başlatacağız."

Güler, Vestel'in son dört yıldır yurt dışında da markalaşma yoluna gittiğini vurgulayarak, bunun için izledikleri iki yöntemi şöyle açıkladı:

"İlk yöntemimiz, markalaşmak istediğimiz ülkelerde A ve B segmentine hitap eden markaları satın almak. Örneğin İskandinav ülkelerinde Finlux, İngiltere'de Servis markalarını satın aldık. İkinci yöntem de marka kullanım hakkı için lisans anlaşması imzalamak. Beş yıllık lisans anlaşması kapsamında Sharp beyaz eşya ürünlerini geliştirme, üretme, Avrupa'da satma hakkını aldık. Bu iş birliğinden memnun kalmamız halinde uzatma hakkını da elimizde bulunduruyoruz."

Vestel'in yıllık cirosunun yaklaşık 4,5 milyar dolar olduğunu ve bunun 3,5 milyar dolarının ihracattan geldiğini de ifade eden Güler, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bugün 149 ülkeye ihracat yapıyoruz. Avrupa'da satılan her 5 televizyondan biri Vestel'in. Yıllık 12 milyon televizyon üretim kapasitemizle Avrupa'nın en büyük 3 üreticisinden biriyiz. Beyaz eşyada ise en büyük 10 üretici arasında yer alıyoruz. Ürünlerimizi sadece Avrupa'ya değil, dünyanın dört bir yanına ihraç ediyoruz. Bu başarımızı son 10 yıldır Ar-Ge'ye ve nitelikli ürünlere yaptığımız yatırıma borçluyuz. Vestel'in 750 mühendisten oluşan Ar-Ge ekibi bizi bu başarıya taşımak için dünyanın dört bir yanında aralıksız çalışıyor."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!