Paylaş
Tüketiciler sanal dünyalarda giderek daha fazla zaman harcadıkça; tüketicileri ile daha iyi etkileşim kurmayı hedefleyen markalar için metaverse’ün vadettikleri giderek daha önemli hale geliyor. Kendimizi ifade etme şeklimiz olacağı için, metaverse içerisinde avatarların oldukça kritik bir yeri bulunuyor. Kendi avatarlarımızın dışında, Ava tarzı dijital asistanlar da operasyonel işleri bizim yerimize yerine getirerek zamanımızı daha verimli kullanmamıza destek olacak ve alışverişten iş hayatına, eğlenceden oyuna kadar pek çok alanda ihtiyaç duyduğumuz an yanımızda olacaklar. “Hiper gerçekçi” olarak ifade edilmeye başlanan, ancak hala oldukça ilkel olan avatarlara kıyasla Ava gerçekten oldukça iyi tasarlanmış ve insanlarla diyalog kurma açısından da oldukça mesafe kat etmiş durumda, ancak bu tarz dijital asistanların gelişimi için halen aşılması gereken yollar var.
Müşteri destek hizmetlerinde de dijital avatarları görmeye başlayacağız…
Dijital avatarlar, kurumsal firmalar açısından müşteri destek süreçlerinde kullanılmaya aday. Günümüzde, pek çok büyük firma, reklam ve iletişim çalışmalarında ünlü isimler ile anlaşarak, markalarının yüzü olarak bu kişileri kullanıyorlar. Marka yüzü olan ünlü isimlerin avatarları, onların alışkın olduğumuz sesleri ile destek süreçlerinde, müşterilere yardımcı da olabilir. İlla tanıdığımız ünlüler olmasına da gerek yok, Ava tarzı duygusal dijital avatarlar da bu tarz hizmetlerde firmaların destekleyicisi olabilir. Sadece yazılım bazlı ve insan psikolojisini anlamayan asistanlara kıyasla, avatar da olsa ete kemiğe bürünmüş bir dijital asistan, süreçleri daha sorunsuz ve müşteri açısından da memnuniyet sağlayacak şekilde yürütme imkanına sahip. Bununla birlikte kendi avatarlarımızı tasarladığımız gibi, ileride metaverse’de hizmet almak istediğimiz servisler ya da uygulamalar bazında dijital asistanlarımız olarak avatarları da tasarlayabileceğiz.
Metaverse'e girmenin ilk adımı avatar oluşturmak
Tıpkı video oyunlarında seçtiğimiz karakterler ile oynamamız, sosyal medyada benliğimizi ve kişiliğimizi ifade etmeye alışmamız gibi, metaverse de de bizi avatarların temsil edeceğini göreceğiz. Bu avatarların illa bize benzemesine de gerek yok. Kullanacağımız avatarlar, çizgi film karakterlerine veya gerçek dünyada var olmayan tamamen fantastik başka bir şeye benzeyebilir. Metaverse zevkinize, hedeflerinize veya ruh halinize göre farklı avatarı seçmenize olanak sağlayan bir platform. Sosyal uygulamalarda ya da oyunlarda kullandığınız avatarınız ile iş süreçlerinde kullandığınız avatarınız farklı olabilir.
Oldukça basit olarak anlatılsa da avatar oluşturmak, kullanıcılar açısından teknik ve psikolojik olarak oldukça kritik bir süreç. Bir yandan dijital kimliklerimizi özgürce seçme fırsatı varken, bir yandan da avatar oluşturmaya yönelik araçlar halen yeterince gelişmiş değil. Bununla birlikte, şu an için avatar oluşturmanın en kolay yolu, resminizi çekip belirli uygulamalara yüklemek.
Meta, ilk isim değişikliği sonrasında metaverse kavramını sahiplenme sürecinde, zaman zaman alay konusu da olan, karikatür benzeri oldukça basit avatarlar ile ilk demolarını gerçekleştirmişti. Şu anda ise gerçek dünyada olduğumuza yakın görünmemizi sağlayan avatarları sunmaya başladı. Bu hafta da WhatsApp uygulamasında, kullanıcılarının kişiselleştirilebilir avatarlar oluşturmasına imkân sağlayan yeni özelliği açıkladı.
Sanal dünyalarda daha fazla zaman harcadıkça ve gelecekteki tüm süreçleri metaverse’e taşıdıkça, avatarların önemi daha da anlaşılıyor olacak. 2023'te, avatarların bize daha çok benzemesinin yanı sıra benzersiz jestlerimizi ve beden dilimizi yansıtabileceği gelişmeleri gözlemleyeceğimizi tahmin ediyorum.
Metaverse gelişmeye devam ederken, avatarlar dijital kimlik için anahtar olacak.
Tasarladığınız avatarları NFT'leme imkanına da sahip olabileceksiniz; aynı zamanda avatarlarınız, onlar için satın alabileceğiniz özel tasarlanmış NFT'ler ile daha da dikkat çekici hale gelecek. Bu durum, fiziksel ürünler sunan işletmelerin, avatarlarımız için de giyim ve aksesuar ürünleri sunmaya yönelik iş modellerini benimsemesi gerektiğini gösteriyor.
Meta, kullanıcıların avatarları için tasarımcı kıyafetleri satın alabilecekleri bir dijital giyim mağazası açacağını duyurmuştu. Meta CEO’su Zuckerberg, önde gelen moda markaları Balenciaga, Prada ve Thom Browne tarafından tasarlanan sanal kıyafetlerin bu dijital mağazada satın alınabileceğini söyledi. Zuckerberg ayrıca mağazayı geliştiricilerin çok çeşitli dijital giysiler oluşturup satabilecekleri açık bir pazar yerine dönüştürmeyi hedeflediğini de belirtti.
Avatarlara alışveriş bir yana, üç boyutlu avatarlarımız, yapay zekanın desteği ile aynı zamanda vücut ölçülerimizi de anlayarak, e-ticarette almak istediğimiz ürünlerin üzerimizde nasıl duracağını bize en gerçekçi şekilde simüle ederek, e-ticaretin en büyük sorunu olan doğru bedende bize en çok yakışan ürünü kolayca almanızı destekliyor olacak.
Tüm bu uygulamaların ve dijital avatarların gelişmesinde yapay zekanın önemli bir yeri bulunuyor. Meta da metaverse’e giden yolun "AI'dan geçtiğine” inanıyor ve oldukça farklı açılardan AI’ı metaverse’de kullanmaya çalışıyor. Yine geçtiğimiz hafta, yapay zeka destekli ve gerçek zamanlı bir çeviri sistemi odağındaki çalışmalarının sonuçlarını paylaştı. Şirket CEO'su Mark Zuckerberg görüntülü görüşme sırasında çeviri yapabilen, yapay zeka tabanlı "akıllı çeviri sistemi"nin demosunu da yaptı.
Metaverse’ün gelişiminde “interoperability” ihtiyacı
Metaverseler arası geçişlerin ve standartların oluşturulması, metaverse’ün gelişimi açısından oldukça önemli. Bu sayede, daha önce farklı bir platformda oluşturduğumuz avatarımızı, diğer metaverse’lere de taşıma ve oralarda da kullanma imkanına sahip olabileceğiz, yani her platform için ayrı, sıfırdan avatar oluşturmaya gerek kalmayacak.
Metaverse konseptini oluşturmak için yarışan Microsoft, Meta ve diğer teknoloji devleri, yeni gelişen dijital dünyaları birbiriyle uyumlu hale getirecek endüstri standartlarının gelişimini teşvik etmek için bir çalışma grubu oluşturdu. Metaverse Standartlar Forumu (MSF) olarak adlandırılan bu gruba katılanlar arasında çip üreticilerinden oyun şirketlerine kadar metaverse odağında çalışan pek çok büyük şirketin yanı sıra, World Wide Web Konsorsiyumu (W3C) gibi standart belirleme odağında çalışan kuruluşlar da yer alıyor.
Peki avatarlar gelişirken, iş dünyasının metaverse’e yaklaşımı ve sunulan deneyimler ne durumda?
Sürekli kullanılmasına, iş hayatının merkezi bileşenlerinden biri haline gelmesine karşılık; gerçekte vadettiğinin aksine, şu anda var olan metaverse’ler çalışma dünyasını, iş toplantılarını, oyun dünyasını, alışverişi ve eğlenceyi değiştirmeye ne yazık ki aday değil. Herkes gelecekte metaverse’ün önemi konusunda hemfikir olsa da gerçekte ne olduğu ve nasıl çalışacağı konusunda fikir birliği bulunmuyor. Bu gerçeği, geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği bir paylaşımda Apple CEO’su Tim Cook “ortalama bir insanın size metaverse'nin ne olduğunu söyleyebileceğinden gerçekten emin değilim" diyerek oldukça çarpıcı bir biçimde dile getirdi.
Tüketiciler nezdinde metaverse’ün yeterince anlaşılamamasında ve kafa karışıklığı oluşmasında ne yazık ki kurumsal firmaların rolü bulunuyor. Hemen hemen tüm firmalar, metaverse’ün tetikleyeceği radikal değişime yönelik somut stratejilerini oluşturmaktansa, bu alanda adlarını duyurmaya yönelik aksiyonlar alarak, işe PR odaklı pazarlama boyutundan yaklaşmaktalar. Bu strateji firmalar nezdinde kısa vadeli faydalar sağlayabilir; ancak büyük resimde, kullanıcı nezdinde metaverse’ün içinin boşaltıldığını da fark etmekte yarar var… Günlük hayatta bir karşılığı olmadığı düşünüldüğünde, son kullanıcıya metaverse odağında verilen aşırı vaatler ve bu alandaki iletişim, kavramın bugüne kadar hiçbir teknolojide tanıklık etmediğimiz ölçüde hızla popüler hale gelmesine ve karşılık bulunamayınca da büyük hayal kırıklığı oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle, metaverse’ü bir sonraki büyük gelişme (next big thing) olarak ele aldıkları için onu sahiplenme yarışında olan firmalar, metaverse’e atıfta bulunurken bile çok dikkatli olmalılar.
Metaverse’de iyimser bir şekilde yer edinmek isteyen markaların da metaverse’e girdiklerinde genellikle hevesleri kırılıyor. Bunun temel nedenini de metaverse’ün hala gelişmekte olan bir platform olduğunun farkında olmamaları oluşturuyor. Bugün içinde bulunduğumuz süreçte büyük şirketler açısından ana metaverse stratejisinin; fırsatları anlamak, mevcut teknolojileri ve platformları test etmek, gelişen ve oluşmakta olan yeni sanal evrende işleri nasıl farklı ve müşteri odaklı hale dönüştürebileceklerini analiz etmek ve hissedarlarına, müşterilerine, ortaya çıkan trendler özelinde hızla ilerleyebileceklerini göstermek olması gerekiyor.
Tüketicilerin, iş modelleri ve deneyim odaklı servisleri ile film ve müzik endüstrilerini tamamen dönüştüren Netflix ve Spotify’ın bulut ve yapay zeka odaklı teknolojilerini ve altyapılarını derinlemesine bilmeden, bu uygulamaları rahatlıkla kullanabildiği gibi; metaverse’ü de altyapısını ve metaverse’ü oluşturan gelişen teknolojileri detaylı şekilde bilmeden kullanmaları mümkün. Bu bakış açısı ile iğneyi firmalar yine kendilerine batırmalı ve müşteriler açısından fayda sağlayacak, öne çıkacak uygulamalar ya da iş modellerini şu ana kadar ortaya koyamadıklarının da farkında olmaları gerekiyor…
Peki stratejiyi oluştururken nereden başlamak gerekiyor?
Firmaların stratejilerini belirleme aşamalarında şu iki soruyu kendilerie sormasında yarar var: Daha sürükleyici ve ödüllendirici deneyimler sunan ürünler ve hizmetler oluşturmak, müşterilerimiz ile daha iyi etkileşim kurmak için ne yapmalıyız? İç süreçlerimizi daha fonksiyonel, basit ve verimli hale getirmek için metaverse’den nasıl yaralanabiliriz?
Stratejiler henüz somutlaşmasa da iş dünyası metaverse’ün öneminde hemfikir…
Stratejiler net olmasa da McKinsey tarafından yapılan bir araştırmaya göre, iş dünyası liderlerinin %31'inin metaverse'ün endüstrilerinin çalışma şeklini değiştireceğini söylerken; %95'i, metaverse'ün önümüzdeki on yıl içinde endüstrileri üzerinde olumlu bir etkisi olacağını düşündüğünü belirtmişti. Araştırmaya göre liderlerin üçte ikisi, özellikle insanlarla bağlantı kurmak, sanal dünyaları keşfetmek ve uzaktaki iş arkadaşlarıyla iş birliği yapmak söz konusu olduğunda, günlük aktiviteleri metaverse’e dönüştürmekten heyecan duyduğunu belirtiyor.
Gartner'ın 2023’ün stratejik teknoloji trendleri araştırmasında da metaverse ilk 10 teknoloji trendi arasında yer aldı. Şirket, metaverse'ü “fiziksel ve dijital gerçekliğin yakınsaması olan; ortak olarak kullanılan ve paylaşılan, sanal 3D bir alan" olarak görüyor. Ayrıca, metaverse’ün devamlılığının ve gelişmiş sürükleyici deneyimleri destekleyeceğinin de altını çiziyor… Gartner, metaverse’ün cihaz bağımsız olacağını ve tek bir firmaya ait olmayacağını ve dijital para birimleri ve nihai fikri tapular (NFT) tarafından etkinleştirilen bir sanal ekonomiye sahip olacağını da belirtiyor.
2030 yılına kadar metaverse’ün küresel ekonomiye 5 trilyon dolar değer ekleyeceği tahmin edilirken, 2023 muhtemelen metaverse’ün yönünü tanımlamak için kilit bir yıl olacak…
Paylaş