Paylaş
Şu anda vücudumuzun üzerinde çok farklı nesneler ile taşımakta olduğumuz giyilebilir teknolojiler, zamanla vücudumuzun içerisine dahi enjekte edilebilecek. Bu yazımda, giyilebilir teknolojilerin farklı alanlardaki kullanımlarını analiz ettim.
Elektronik dövmeler ile giyilebilir cihazlar vücudumuzun üzerinde yer almaya başlıyor
Elon Musk Neuralink girişimi ile beyne entegre edilebilecek bir mikroçip ile beyin-bilgisayar etkileşimini sağlayarak, insan beyninin kapasitesini arttırmayı hedefliyor. Bununla birlikte Neuralink ile, parkinson, şizofreni, hafıza kaybı, otizm, epilepsi, travmaya bağlı veya doğuştan felçli ve engelli hastalar için de destek olmak amaçlanıyor. Benzer odaklarda ve sağlık alanında vücuda entegre edilecek olan giyilebilir cihazlara hala zaman var. Öte yandan, vücudumuzun üzerinde taşıyabileceğimiz giyilebilir cihazlar hayata geçmeye başladı. Bunlardan somut biri elektronik dövmeler. Amerika’nın önde gelen Üniversiteleri’nden Carnegie Mellon Üniversitesi'nin araştırmacıları, üretimi ve uygulaması oldukça kolay olmakla birlikte, dayanıklı ve esnek bir elektronik dövme tasarladılar.
Bu dövme, geçici çocuk dövmelerine benzemekte birlikte, onu vücuduna uygulayan kişiler hakkında önemli bilgileri elde etmek için de kullanılabilecek. Sağlık alanında vücuda yapıştırılan sticker şeklinde giyilebilir cihazlar, kan basıncı, kalp atış hızı, kan şekeri seviyeleri ve hidrasyon gibi hayati bilgileri izleyebiliyor. Elektronik dövmeler ise sürekli olarak ciltle yakın temasta oldukları için daha doğru veriler paylaşarak, giyilebilir cihazlar arasında öne çıkan yeni bir odak alanını oluşturabilir.
Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için de giyilebilir cihazlar kullanılıyor
Yaz denince ilk akla gelen görüntülerden biri, bir şezlonga uzanıp güneşlenmek. Bununla birlikte, güneşe karşı korunmamak, UV ışınlarının kötü etkileri ile karşılaşılmasına da neden oluyor. Dünya genelinde, her yıl 13 milyondan fazla insan deri kanserine yakalanıyor. Güneşe ve deri kanserine yönelik son tüketicileri bilinçlendirmek ve ne derece UV etkisinde kalındığını göstermek adına da giyilebilir cihazlardan yararlanılmaya başlandı. Vücudun istenen bölgesine yapıştırılan ışığa duyarlı, renk değiştirebilen “patch”lerin resmini çekip, uygulamaya aktararak, güneşte fazla kalmanızın vücudunuza zarar verip vermediğine dair uyarılar alabiliyorsunuz. Öte yandan, vücudun ne kadar D vitamini depoladığını da yine uygulamadan erişmek mümkün.
Aktivitelerimiz doğrultusunda ne kadar kalori harcadığımız giyilebilir cihazlar tarafından doğru bir şekilde ölçülüyor mu?
Yakın zaman önce, Stanford Universitesi’nden araştırmacılar, ne kadar kalori harcadığınızı diğer giyilebilir cihazlara kıyasla çok daha doğru bir şekilde hesaplayabilen bir giyilebilir kalori sayacı geliştirdiklerini paylaştı. Spor tutkunları açısından (ya da benim gibi kilo vermeye çalışanlar açısından) en büyük zorluklardan birini antrenman sırasında ne kadar kalori harcadıklarını tam olarak bilmemek oluşturuyor. Pazarda egzersiz sırasında yakılan kalori miktarını size bildirdiğini iddia eden pek çok uygulama ve giyilebilir cihaz olmasına rağmen, ne yazık ki hassas ve doğru veri paylaşmada güvenilir olanlar oldukça az. Projede yer alan araştırmacılara göre akıllı saat ya da mobil uygulamalar harcanan kalori miktarını ölçmede %40 ila %80 oranında hatalı veri paylaşıyor. Stanford tarafından geliştirilen sistemde ise hata payı sadece %13 seviyesinde. Diğer cihazların hata payının fazla olmasındaki temel sorun, kullanıcılardan elde edilen verilerin genel olarak bileklerin hareketi ve kalp atış hızına bağlı olmaları. Ancak sadece bu verilere güvenerek, kalori harcama verisi çıkarmak pek mümkün değil. Daha doğru veri almak adına, bacak hareketlerini de analiz etmek gerektiğini düşünen araştırmacılar, kullanıcıların kendilerinin monte edebileceği basitlikte, bacağa takılabilen pille şarj olan iki küçük sensörden oluşan bir giyilebilir cihaz tasarladılar.
Giyilebilir cihazlar sporcuları müsabakalara hazırlamada ve performanslarını takip etmede artık standart bir yöntem halini alıyor
Tokyo Olimpiyatları’nda kullanılan teknolojileri analiz ederken, Olimpiyatlar’da mücadele eden pek çok takımın bu zorlu müsabakalara hazırlanmada giyilebilir teknolojilerden yararlandığına değinmiştim. Giyilebilir cihazlar, sporcuların çalışmaları ve performansları doğrultusunda özel antreman programı oluşturmaktan, olası sakatlıkların önüne geçmeye yönelik aksiyonlar almaya kadar pek çok fayda sağlıyor.
Birkaç somut örnek vermek gerekirse, voleybolda sporcunun beline takılabilen ya da antreman giysilerine entegre edilebilen bir giyilebilir cihaz ile sıçramalar analiz edilerek ne kadar hızla zıplandığı, ne kadar yükseğe çıkıldığı, zıplama tekrarı gibi veriler; sporcu ve antrenörler açısından performansın sürekli takip edilmesini sağlıyor.
Bisikletçiler de akıllı bir gözlükler ile performanslarına yönelik gerçek zamanlı veri alabiliyorlar. Gözlükler hız ve rota doğrultusunda bilgiler sağlayabiliyor. Boks eldivenlerinin altına takılan giyilebilir cihazlar ise ivme, hız ve yumruk pozisyonuna göre atılan her yumruğu analiz ediyor. Yüzücülerin giysilerine ya da okçuların ekipmanlarına takılabilen giyilebilir cihazlar da mevcut. Bu sayede sporculara yönelik veriler, anında antrenörlerinin akıllı telefon ya da tablet uygulamalarına aktarılıyor. Bu sensörler yüzücünün tekniğine yönelik (kulaç uzunluğu ve farklı yönlerdeki basınçtan, dönüş sayısı ve elin pozisyonuna kadar) şaşırtıcı derecede hassas veriyi sağlıyor. Ayrıca, yüzerken yönünüzü analiz edip, ne kadar sapma yaptığınızı gösteren deniz gözlükleri de mevcut.
Giyilebilir cihazlar ayrıca, atletizm ve çekiç atmada adım ve vuruş hızından; buz pateni ve atlamada zemin temas süresi ve kuvvet analizine kadar birçok farklı spor dalında, çok farklı parametrelerde antrenörlere ve sporculara önemli veriler sağlıyor.
Yine, yeniden akıllı gözlükler
Çok büyük umutlarla lanse edilmesine rağmen, Google’ın akıllı gözlüğü Google Glass’ın beklentilerin çok gerisinde kalarak pazarı terk etmesi (belki de doğru zaman değildi), akıllı gözlükler adına bir başarısızlık hikayesi. Açıkçası, Google’un bu hamlesi giyilebilir teknolojiler sektörünü de olumsuz yönde etkiledi ve ortaya çıkan sorularla birlikte, müşterilerin ağzında kötü bir tat kalmasına neden oldu. Geçen zamanla birlikte, farklı teknoloji şirketleri Google Glass’ta neyin yanlış olduğunu analiz ederek farklı uygulamalar denemeye başladılar. Bu çalışmalar neticesinde akıllı gözlükler alanında yeni bir dalgaya hazırlıklı olmakta yarar var.
Ancak, yeni akıllı gözlüklerin Google Glass’tan farklılık göstermesi bekleniyor. Yeni gözlükler, tasarım odaklı bir şekilde insanların günlük hayatta kullanmaya alışkın olduğu güneş gözlüğü ya da numaralı gözlüklere oldukça benzer ve pratik bir şekilde kullanılabilir olacak. Özel olarak monte edilmiş hoparlörler, görünmez mikrofonlar, sensörler ve minik kameralar sayesinde işlevselliğin, görüntünün önüne geçmemesi amaçlanıyor.
Yüzünüzde Facebook
Bu alanda öne çıkan ve heyecan uyandıran en son çalışma Facebook ve Ray-Ban iş birliği ile gerçekleştirildi. Facebook’un yeni akıllı gözlüğü, video ve fotoğraf çekmek için çerçevelere entegre edilmiş iki kamera ile destekleniyor. Kullanıcılar kayıt için gözlüklerin üzerindeki fiziksel bir düğmeden yararlanabildiği gibi “Hey Facebook, video çek” diyerek ses ile aksiyon da alabiliyorlar. Her şeyden öte, bu gözlüğün görüntü ve hissiyat olarak standart bir gözlükten farkı bulunmuyor. Facebook’un Ray-Ban ile birlikte çıkardığı akıllı gözlükler, ilk kez 2016'da piyasaya sürülen Snapchat Spectacles'ın daha şık bir versiyonu. Bununla birlikte, çerçevenin her iki tarafındaki hoparlörler, Bluetooth üzerinden, telefonunuzu çıkarmadan arama yapmanıza veya bir podcast dinlemenize de olanak tanıyor.
Facebook akıllı gözlük çıkarır da Apple durur mu?
Apple, 2015 yılından itibaren düzenli olarak akıllı gözlüklere yönelik farklı uygulamaları destekleyen patentler alıyor. 2019'dan bu yana da, Apple Glass söylentileri oldukça sıklaştı. Hala tam olarak net olmasa da Apple gözlüklerini 2023’de piyasada görmemiz büyük bir olasılık. Gözlüklerin, Facebook Glass’da olduğu üzere normal gözlüklere benzeyeceği ve her iki lensin de hareketlerle etkileşime girebilen ekranlara sahip olabileceği belirtiliyor. Hatta, Apple'ın artırılmış gerçeklik gözlükleri için Sony tarafından sağlanan "son teknoloji OLED mikro ekranları” kullanmayı planladığı iddia ediliyor. Sony'nin OLED mikro ekranları, ince ve hafif bir tasarım için ultra tepki hızı, ultra yüksek kontrast, geniş renk gamı, yüksek parlaklık, düşük yansıma gibi özelliklere sahip. Apple’ın "doğrudan retina projektörü" olarak adlandırdığı son patenti görüntüleri doğrudan kullanıcıların retinasına yansıtmayı da sağlamayı hedefliyor.
Söylediğiniz şeyleri not alan ve size hatırlatan bir giyilebilir dijital asistan
Bir kez etkinleştirildiğinde sesinizi dinleyip, ne söylediğinizi not alan, tek bir düğme ile aktifleştirilebilen bir dijital asistan da mevcut. Sesiniz ile notlarınızı bir uygulamaya otomatik olarak kaydedebiliyorsunuz. Giysilere, boynunuza veya bileğinize kolayca takabileceğiniz bu akıllı dijital asistan ortam gürültüsünü filtreleyebilen özel bir mikrofona da sahip.
Ayakkabılarımız da akıllanıyor…
Yeni bir akıllı ayakkabı projesi kapsamında hareketi enerjiye dönüştürerek farklı sensörlere ve diğer giyilebilir cihazlara güç sağlama hedefleniyor. Akıllı ayakkabı vizyonu bununla sınırla değil. Ayakkabıların içerisindeki sensörler, gerektiğinde kullanıcıların ayaklarını soğutmasına ya da ısıtmasına yardımcı olacak, ayrıca egzersiz detaylarınızı takip ederek, kalori harcamalarınızı da takip edebilecek. Akıllı ayakkabılar, günlük adım miktarları, ayağınızın en fazla baskıya sahip kısmı gibi pek çok farklı bilgiyi de raporlayabilecek. Bu doğrultuda da, koşu tekniğinizin iyileştirilmesi veya Parkinson hastalığı olan hastaların hareketliliğinin izlenmesi gibi durumlarda kullanıcılara ya da yakınlarına destek olacak.
Sağladığı tüm bu potansiyel faydaları nedeniyle, giyilebilir teknolojiler genişleyen bir pazar. Pek çok teknoloji şirketi ve start-up giyilebilir teknolojiler alanında yeni uygulamaları kullanıcıya sunmanın en iyi yollarını bulmaya çalışıyor. Sonuç olarak da giyilebilir teknolojiler hızla hayatımıza giriyor ve günlük rutinimizin bir parçası olma yolunda ilerliyor…
Paylaş