Paylaş
Özellikle girişimcilik konusunda hem sayı hem de nitelik bakımından çıtayı son derece yükseklere taşımış olması itibariyle onun için “seri girişimci” demek daha doğru olur. Zira sıralayacak olursak SpaceX uzay şirketinin ve Tesla otomotiv şirketinin kurucusu ve CEO’su, The Boring Company şirketinin kurucusu, OpenAI'nin kurucu ortağı, daha önceki bir yazımda ele aldığım, insan beynini yapay zekâ ile entegre etmek için kurulmuş nöroteknoloji şirketi Neuralink'in kurucularından olması gibi görevlere sahip bulunuyor. Tüm bunlara ilaveten geçmişte öne çıkan çalışmaları arasında da PayPal’ın eski hissedarlarından olmasını da sayabiliriz. Son olarak da bu şirketler serisine 44 milyar dolara satın aldığı Twitter’ı da eklemiş bulunuyor. Tüm şirketler genelinde bakıldığında çalışma alanlarını uzay taşımacılığı ve madenciliği, yapay zekâ, insan-makine arayüz tasarımı, enerji, ulaşım olarak sınıflandırmak mümkün. Hatta Elon Musk’ın en önemli özelliklerinden birisi de altyapı projelerine önem veriyor olması.
Bu çalışmaları Elon Musk’ın dünya çapındaki sıralamalarda öne çıkmasını sağladı. Forbes dergisinin Aralık 2016’da yayımladığı "Dünya'nın En Güçlü İnsanları" listesinde 25. sırada; 2019'da ise "Dünya'nın En Yenilikçi İnsanları" listesinde ilk sırada yer aldı.
Ocak 2021'in ilk haftasında Elon Musk, Jeff Bezos'u geçerek yaşayan en zengin kişi olmuştu.
Elon Musk’ın çok konuşulan satın alımı Twitter, 2006’da kurulmuş bir sosyal medya ağı. Twitter bunun öncesinde kendi gelişim yolculuğunu satın almalar ve güncellemeler ile sürdürmekteydi. Geçmişindeki bazı kilometre taşlarını; Ekim 2012’de video üreticisi Vine’ın satın alınması, Kasım 2013’te halka arz olması, Mart 2015’te yine dönemin öne çıkan canlı yayın uygulaması Periscope’u satın alması sonrasında kapatması, Nisan 2015’te alıntılama özelliğinin eklenmesi, Kasım 2017’de yazım karakteri sınırının artırılması ve 25 Nisan’da da Elon Musk’a satılması olarak sayabiliriz.
Twitter her ne kadar ülkemizde çok kullanılan mecralardan olsa da dünya geneline baktığımızda aylık kullanıcı sıralamasında ilk 10 içinde yer almıyor. Meta isimlendirmesi ile kendini farklı konumlandıran Facebook, Youtube veya Instagram kadar büyük bir kullanıcı kitlesine sahip değil. Diğer yandan Twitter her ne kadar bir sosyal medya platformu olarak görülse de kullanım amacı ve şekli bakımından da zaten bu platformlardan ve görsellikten ayrı daha düşünsel bir noktada duruyor. Elon Musk da bir girişimci olarak haliyle düşünselin peşinde. Aktif bir Twitter kullanıcı olan Elon Musk ise Twitter’ın bu sıralamadaki konumdan daha farklı bir yere layık olduğunu ve çok büyük bir potansiyel barındırdığını düşünüyor. Muhtemelen bu sıralamada daha üst sıralara çıkması daha fazla kişi tarafından aktif kullanılması için çalışmalar yapacak.
Burada bana göre dikkat çeken ve satınalma açısından bağlantı kurulabilecek bir diğer nokta ise Elon Musk’ın çalışma alanları olan yapay zekâ ve nörobilim ile Twitter’ın kamusal alan, hatta bana göre küresel bir düşünme merkezi olması.
Farklı coğrafyalardan, kültürlerden, bakış açılarından yayılan milyonlarca fikrin toplandığı, retweetlerle yeniden üretildiği bir yer Twitter ve bu anlamda bir hem büyük veri kaynağı hem de bir nevi dijital günlük konumunda. Konuya dijital bilinç ya da insan-makine etkileşimi noktasından baktığımızda aradaki yakınsamayı görebilmek mümkün. Örneğin nasıl ki internet birçok sistemin üzerinde yükseldiği bir altyapı ise, Twitter’da Elon Musk’ın ilgi alanı olan altyapı konusunda gelecekte yeni bir role kavuşabilir. Tabi bu arada hızla gelişen kuantum teknolojisini de unutmayalım bir yandan. Hatta bu satın alma gelişmesi bir yandan da bana kuantum fizikçisi ve fütürist Prof. Dr. Kaku’nun beyin-net kavramını çağrıştırdı. Prof. Kaku beyin-net’i kitabında duygu, anı ve his aktarımı olarak tanımlamıştı ki hali hazırda anılarımızı internet üzerinden birbirimize aktarabiliyoruz.
Yakın gelecekte insansız hava araçlarının, evlerin, otonom araçların, IoT yani nesnelerin interneti cihazlarının internete bağlı olacağını düşünürsek, internet üzerinde fikirlerin buluştuğu bir platform olan Twitter da tabiki Elon Musk’ın bahsettiği potansiyele sahip ve bu potansiyelini gün geçtikçe artıracak.
Peki Twitter’ı içerik ve algoritma konusunda neler bekliyor?
Elon Musk’ın daha önce yaptığı paylaşımlardan bildiğimiz üzere Edit butonunun eklenmesine yönelik görüşleri vardı ki hatta bunu bir anketle somutlaştırmış ve oldukça yüksek oranla bu talebinde yalnız olmadığını görmüştük. Ben de açıkçası bu özelliğin eklenmesi gerektiğini ve olmamasının eksiklik olduğunu düşünenlerdenim.
Diğer bir konu ise mesajların karakter sayısı. Twitter’ın ilk zamanlarında 140 karakter olan sınır 2017 yılında 280 karaktere yükseltilmişti. Atmış olduğu bir twitte bu sayıyı da az bulduğunu belirten Elon Musk bu konuda nasıl bir değişime gidecek hep birlikte göreceğiz.
Birçok sosyal medya platformunun gündeminde olan bot yani sahte kullanıcılar sorunu Twitter için de bir gündem maddesi özelliği taşıyor. Elon Musk bu soruna yönelik olarak onay mekanizmaları üzerinde değişikliklere gidecek diye düşünüyorum. Twitter algoritmasına açık kaynak özelliğinin getirilmesi ise yine Elon Musk’ın üzerinde durduğu maddeler arasında.
Yazılım dünyasında açık kaynak kodu ortak geliştirme, esneklik ve iş birliği ile ilişkilidir ki bu kavramlar Elon Musk’ın sürekli vurguladığı gelişim ve daha iyiye ulaşmak kavramlarıyla uyum sağlıyor.
İlaveten anlaşma sonrası yaptığı paylaşımda yer alan "Twitter'ı yeni ürünlerle hiç olmadığı kadar iyi bir yere taşımak istiyorum." ifadeleri ise bir girişimci olan Twitter’ın iş modelini ve değer önerisini farklılaştıracağının da altını çizmiş oluyor.
Evet, bakalım Twitter’ın yıldızı Elon Musk ile nasıl parlayacak, yapılacak yeniliklerle nasıl bir ivme kazanacak veya dijital dünyaya nasıl bir yön verecek ben de merakla bekliyorum.
Paylaş