Sanatın teknoloji yolculuğu

Sanat, geçmişten günümüze kadar, içinde yaşadığımız dünyayı anlama, anlamlandırma ve kendini ifade etmede bizlere sınırsız imkanlar sunar. Bir sanat eseri içerik, malzeme, sanatçının görüşü, hissettikleri ve tüm bunları aktarma biçimi bağlamında ortaya çıkar. Teknoloji, hem sanatın yeni mecralar, formlar kazanmasına hem de sanatçının yöntem ve araç çeşitliliğine büyük katkı sağlıyor. İster doğaya, ister insana ait olgular, bu sayede zihnimizde yepyeni ufuklara doğru yol alıyor, ilham kavramı zenginleşirken, sınırlar genişliyor.

Haberin Devamı

Dijital araçların ve mecraların etkisiyle hayal etme ve uygulama yöntemleri, özgün ifade biçimleri yakalama imkanı artıyor. Dijitalleşme ile sanatçının ve sanat eserlerinin doğasında yaşanan bu değişmeler sayesinde müzelerin ve sergi alanları da hem genişliyor hem de ilgililer ile etkileşim de artıyor.

Sanat ve teknolojinin birlikte yazdığı gelişim hikayeleri, geçmişten günümüze internet olmadan önce de farklı yöntemlerin, malzemelerin, teknolojilerin gelişimi ile yazıldı hep. Tarihteki bazı aşamaları hatırlayacak olursak; fenerin icadının luminizmi etkilemesi, plein air akımının empresyonizme yön vermesi, Joseph Nicephore Niepce’in icat ettiği fotoğrafçılığın yaratıcılığı nasıl etkilediği, 17.yüzyılın büyük dehası, sanatçı ve bilim insanı Leonardo da Vinci’nin düşünceyi keşfetmesi, keşfi materyale dönüştürme hikayesinde mikroskop ve teleskopun icadı, Andy Warhol’un ünlü serigrafi baskıları veya Stelarc’ın performans çalışmaları gibi örnekleri sayabilirim.

Haberin Devamı

Yeni Medya Sanatının Doğuşu

Teknolojiyi yaratıcı süreç ve üretimin önemli bir parçası olarak gören yeni medya sanatı kavramı ise 1960’lı yıllardan beri varlığını sürdürmeye devam ediyor. Yeni medya; bilgisayar prodüksiyonu ve uygulamaları, internet, sanal gerçeklik ve video sanatı teknolojilerle besleniyor. Yenilikçi gelişmeler, sanatçıların farklı beceri ve araçları birleştirebilecekleri ve sunabilecekleri yeni bir alan açıyor ve bu alan her geçen gün gelişmeye ve büyümeye devam ediyor.

Günümüzde sanat için 3D modelleme, Illustrator veya Photoshop gibi birçok farklı bilgisayar programının kullanımı mümkün. Fakat dijital sanat sadece yazılımların veya grafik editörlerinin kullanımından ibaret düşünülmemeli. Örneğin ses sanatı da dijital unsurlar ile birlikte duyusal algı ve deneyimler bakımından içinde birçok artistik ifadeyi barındırıyor. İlaveten frekans ile görsel eserler yaratılabiliyor.

Bir diğer ilginç örnek ise nefesin sanat çalışmalarında kullanılması. Helen Collard ve Alistair MacDonald’ın çalışması Ohmerometer II (2018), ziyaretçilerin nefeslerinin titreşimi ile müzik yaptıkları ve desenler ortaya çıkardıkları interaktif bir eserdi.

Haberin Devamı

İlaveten bilgisayar sanatının potansiyellerini keşfeden Jodi, Phillip David Stearns ve Jon Rafman gibi sanatçılarda oldukça başarılı çalışmalara imza atıyorlar.

Japon tasarımcı Yuri Suzıki’de gerçekleştirdiği çalışmalarda teknolojiyi oldukça üst düzeyde kullanıyor. Will.i.am ile yaptığı “The Pyramidi”, bir piyano, gitar ve davuldan oluşan robotik çalgılar üçlüsünün yaptığı bir parça. Mekanik enstrümanların dijital kontrol sinyalleri ile çalınması olarak da tanımlayabiliriz bu çalışmayı.

Teknolojinin sanata katkısı, işin üretim biçimlerini etkilemenin yanında sektörler arası dönüşümleri de beraberinde getiriyor. Big data dediğimiz Büyük Veri’nin sanat alanına sağladığı katkı artık hepimizin malumu. Öyle ki geçtiğimiz yıllarda bu önemin farkına varan müzayede evi  Sotheby’s, sanat eserlerinin farklı zamanlarda çıktıkları müzayedelerdeki değişen değerlerini kayıt altına alan veritabanı Mei Moses Art Indices’ı, ArtNet de bir diğer veri analitiği şirketi olan Tutela Capital’i satın almıştı. Bu satın almalar bize verinin sanat piyasasının geleceğini belirlemede etkin bir role sahip olacağını bizzat göstermişti.

Haberin Devamı

Yakın zamanda ise Birleşik Arap Emirlikleri’nin en büyük dijital sanat galerisi Dubai’de açılacak. InfinityArt ve Culturespaces Digital işbirliği ile Infinity des Lumières, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki Burj Khalifa’ nın zemin katında ve Dubai Mall’ın ikinci katında konumlandırılacak. 2.700 metrekarelik alana 130 video projektörü, 58 hoparlör ve 3.000 HD dijital hareketli görsel yerleştirilecek. İlaveten Dubai Mall’ın dış cephesinde de 200 metrekarelik dijital alana projeksiyon yapılacak. Dijital sanat merkezi klasik, modern ve çağdaş sanatçıların sergilerine ev sahipliği yapacak.

Yazarın Tüm Yazıları