Güncelleme Tarihi:
PhiSat-1, yeni bir hiperspektral termal kamera ve Intel Movidius Myriad 2 VPU (Görüntü İşleme Birimi)-birçok akıllı kamera içinde ve hatta 99 dolar değerindeki selfie dronlarında bulunan yongayla aynı yonga- sayesinde yerleşik bir AI işlemci içeriyor. PhiSat-1 aslında kutup buzullarını ve topraktaki nemi gözlemleme görevi verilmiş aynı zamanda birleştirilmiş uydulardan oluşan geleceğin ağını yaratmak için uydulararası iletişim sistemlerini test eden bir çift uydudan biri.
Peki Myriad 2’nin çözmeye yardımcı olduğu ilk sorun nedir? PhiSat-1’in üzerinde yer alan yüksek duyarlıklı kameraların oluşturduğu yüksek miktarda verinin nasıl işleneceği. PhiSat-1’i mümkün kılan ortak çalışmalara liderlik eden Avrupa Uzay Ajansı’nda (ESA) Veri Sistemleri ve Yerleşik Bilgi İşlem Başkanı olarak görev yapan Gianluca Furano bununla ilgili olarak şöyle diyor: “Sensörlerin veri üretmek için sahip olması gereken özellikler ve yetkinlikler her nesil için 100 kat artarken, veri indirme yetkinliklerimiz ancak her nesilde üç, dört ya da beş kat artıyor.”
Aynı zamanda, herhangi bir zaman diliminde gezegenimizin yüzeyinin yaklaşık üçte ikisi bulutlarla kaplı. Bu da genelde çekilen, kaydedilen, Dünya’ya çok değerli olan uydu-yer bant genişliği üzerinden gönderilen, tekrar kaydedilen, bir bilim insanı tarafından (ya da bir algoritma tarafından) bir bilgisayarda saatlerce hatta günlerce incelenen ve sonunda da silinen gereksiz onlarca bulut görüntüsü anlamına geliyor.
Bu nedenle Dunne ve Ubotica ekipleri, hatalı sonuçları ya da aşınmaları incelemek için Myriad yongasını bir dizi testten geçirerek “radyasyon karakterizasyonu” gerçekleştirdi.
Ve bununla da, bu düşük enerji tüketen, yüksek performanslı bilgisayar görüntü yongası Dünya’nın atmosferinin dışına çıkmaya hazır hale geldi. Ama şimdi aşılması gereken bir zorluk daha vardı. Normalde, AI algoritmaları “öğrenmek” için yüksek miktarda veriler kullanılarak oluşturulur ya da “eğitilir”. Böyle bir durumda neyin bulut olduğunu neyin bulut olmadığını öğrenmesi gerekiyordu. Ancak, kameranın çok yeni olması nedeniyle Furano’nun deyişiyle, hiçbir veriye sahip değillerdi.
Avrupa’nın dört bir yanından yarım düzine farklı kuruluşun katılımıyla gerçekleştirilen tüm bu sistem ve yazılım entegrasyonları ve testlerin tamamlanması dört ay sürdü. ESA’da PhiSat yetkilisi olarak görev yapan Max Pastena, “Bunu bu kadar kısa sürede ve verimli olacak şekilde esnek bir biçimde yapabilmiş olmaktan gurur duyduk.” dedi. Furano’ya göre de bir uzay mekiğinin geliştirilmesi açısından zamanlama tam anlamıyla “bir mucizeydi”.
Maalesef, bir dizi konuyla bağlantısı olmayan olay- rokette gecikmeler, koronavirüs pandemisi ve olumsuz yaz rüzgarları – ekipleri PhiSat-1’in yörüngede planlandığı gibi çalışıp çalışmayacağını görmeleri için bir seneden daha uzun süre beklemek zorunda bıraktı.
Bu olasılıkların birçoğu test edilecek. ESA ve Ubotica, ikinci bir Myriad 2’yi yörüngeye taşıyacak olan PhiSat-2 üzerinde birlikte çalışıyorlar. PhiSat-2 “basit bir kullanıcı arayüzü kullanarak uçuş sırasında uzay mekiğinde geliştirebilecek, kolayca kurulumu yapılabilecek ve çalıştırılabilecek AI uygulamalarını çalıştırabilecek.