Güncelleme Tarihi:
Çin 2017 yılında yapığı açıklamayla, 2030'a kadar yapay zekada dünya lideri olmayı planladığını duyurmuştu. Günümüz yapay zeka çalışmalarına ABD liderlik etmesine rağmen Çin, diğer ülkelere kıyasla merkezi ve yerel hükümetlerden daha hızlı ilerleme kaydetmeye başladı. Çin'de yapay zeka harcamalarının on milyarlarca dolara ulaşması, bu çalışmalarda daha kolay ilerleme kaydedilmesini sağlıyor.
Çin’in yapay zekadaki yükselişi birçok ülkede endişelere neden oluyor. Özellikle küresel bir yapay zeka silahlanma yarışı ve Çin’in otoriter devlet politikası, bu endişelerin ana kaynağını oluşturuyor Çin’e yönelik yapılan bu ‘karalama çalışmaları’ aslında yapay zekanın inovatif bir şekilde kullanılma çalışmalarını arka planda bırakıyor diyebilirim.
Bu nedenle Çin'in yapay zeka gelişimi konusunda ciddi şekilde araştırma yapmak ve gerçekte neler olduğuna daha yakından bakmak gerekiyor.
Yapay zekada iyi senaryo
Çin’in yapay zeka geliştirme ve uygulama yaklaşımı, gerçek dünya sorunlarının çözülmesine yardımcı olmaya odaklanıyor. Örneğin, yaşlı nüfus için uygun fiyatlı ve kaliteli hizmetlere kolay erişim sağlanırken, sağlık alanında da hızlı bir ilerleme kaydediliyor. Bu alanda öne çıkan projeler arasında, teletıp yöntemiyle AI Doctor chatbotların, ilaç araştırmalarını hızlandırmak için yaptığı çalışmalar yer alıyor. Kanser ve diğer hastalıkların erken saptanmasına yardımcı olmak için tıbbi görüntü işleme ile derin öğrenme kullanımı, bu çalışmalar arasında ön plana çıkıyor.
Koronavirüs salgınıyla, Çinli araştırmacılar ve teknoloji şirketleri tarama, teşhis ve yeni ilaç geliştirmeyi hızlandırarak virüse karşı koymaya çalışmak için yapay zeka uygulamalarına yöneldi. Özellikle de CT taramalarında analizleri hızlandırmak için yapay zekanın kullanımında Çin’in yanı sıra İtalya ve İngiltere de önemli adımlar attı.
Yapay zekada kötü senaryo
Tüm bunlara rağmen Çin'in yapay zeka kullanımının ciddi endişe verici yanları da var. Vatandaşlara ve topluma fayda sağlayan pratik yapay zeka uygulamalarındaki olumlu gelişmeler, Çin'deki otoriter yapıyla vatandaşların verilerinin gizliliklerini ve özgürlüklerini ihlal edecek şekilde kullanıldığı gerçeğini değiştirmiyor.
Özellikle Çin'in bazı eyaletlerde etnik azınlıkların gözetimi ve gözaltına alınmasını sağlamak için yüz tanıma teknolojilerini kullanması bu konuda endişelere neden oluyor. Hesap verebilirlik mekanizmalarına sahip olmayan şeffaf sosyal yönetim sistemlerinin ortaya çıkması da endişe kaynağı oluyor.
Örneğin, Şangay’daki “smart court” yani akıllı mahkemede, yapay zeka tarafından oluşturulan değerlendirmeler, davayla ilgili kararların alınmasına yardımcı olmak için kullanılıyor. Ancak yapay zeka sistemlerinde de yer alan ‘ön yargı’ bu kararların şeffaflığını ve adilliğini de ayrı bir tartışma haline getiriyor. Kamu hizmetlerinde yapay zeka söz konusu olduğunda şeffaflık ihtiyacı, daha da ön plana çıkıyor.
Burak Kesayak
twitter.com/BurakKesayak