Güncelleme Tarihi:
Depremi önceden öngörebilmek özellikle büyük depremler yaratan fay hatları olan ülkeler açısından oldukça önemli. Sürekli olarak hareket halinde olan dünyamızda çoğu deprem küçük çaplıdır ve hissetmeyiz. Her yıl yaşanan yüzbinlerce depremden yaklaşık 100'ü hasara neden olacak kadar güçlüdür. Ancak bizler normal olan bu yerküre hareketliliğinden en fazla zararı görecek yapılar inşa ettiğimizden ne yazık ki acımız büyük oluyor.
İnsanoğlu fay hatlarının yakınlarına büyük şehirler kuruyor, yetmiyor yüksek yüksek binalar yapıyor. Ülkemizde son yaşadığımız acı tabloya baktığımızda bu binaların malzemelerinden çalındığını, kötü işçilik, kötü malzeme ile binanın yıkılması için özenle uğraşıldığını görüyoruz. Bu sebepler yetmezmiş gibi binaların giriş katlarını iş yerine çevirip duvarlarını, kolonlarını kesiyoruz. Felaketi çağırmak için daha fazla ne yapabiliriz ki?
Tüm bunları bir kenara bırakıp sonra da bilim insanlarından depremi önceden tahmin etmelerini istiyoruz. Ne yapacağız, depremi önceden bilince çıkıp bahçede mi oturacağız ya da o günlere yakınlarda, zemini sağlam bir yere mi taşınacağız?
Yapay zekâ depremi tahmin edebiliyor ama…
Çin hükûmeti bu yıl bazı şehirlerinde sismik aktiviteyi ölçmek için yapay zekâ (AI) kullanan yeni bir deprem izleme sistemini test etmeye başladı.
Science and Technology Daily’de bu yıl yayınlanan çalışmaya göre, büyük miktarlarda sismik veriyi işleyebilen bu otomatik sistemin, deprem tahminini iki saniye içinde hızlı bir şekilde yaparak ilgili birimleri harekete geçirmesi bekleniyor. Manuel hesaplama yöntemlerine kıyasla, 446 deprem değerlendirmesini daha fazla doğruluk payıyla yaptığı gösterilen sistemin, depremi günler aylar öncesinden tahmin etmesi ise şimdilik mümkün değil.
Öte yandan büyük fay hatlarına ev sahipliği yapan ABD’de de çalışmalar yürütülüyor. Bilim insanları, depreme ve yer altında neler olup bittiğine dair daha fazla bilgi sahibi olabilmek için uzun süredir makine öğrenimi algoritmalarını eğitiyorlar. Yine de henüz çok yeni olan bu çalışmalardan beklenti depremin başlama anında erken ikaz ile toplumu ve yetkilileri uyarmakla sınırlı. Özetle henüz ne bilim insanları ne de yapay zekâ henüz bir depremi çok önceden tahmin edecek seviyede değil. Sadece hazırlığı hızlandırabilmek için birkaç saniye kazandırabiliyor. Fakat deprem gerçeği orada ve her geçen gün bizlere daha da yakınlaşıyor.
İster istemez aklıma takılan Neden binlerce yıllık binalar dayanırken yakın geçmişte inşa edilen binalarımız yıkılıyor sorusunu Mimar Dr. Sinan Genim’i arayarak sordum.
Genim’in yanıtı çok netti: “Kötü proje, kötü malzeme, kötü işçilik, kötü yapılaşma” dedi ve ekledi: “Yaklaşık 1500 yıllık Çemberlitaş, 2000 yıllık Patara Antik Kenti ve Roma’daki Pantheon halâ ayakta. Binayı kötü yaparsanız, kolonu kirişi keserseniz bina ayakta durur ama en ufak darbede yıkılır. Şehirleri giderek kuşatan gökdelenler konusu ise tam bir muamma. Bir süre sonra bu yapılar bakımsızlık nedeniyle çevreyi tehdit eden, can ve mal emniyetine zarar veren çöküntü alanlarına dönüşeceklerdir.” dedi.
Sonuç olarak şehirler doğası, dokusu, insanı ile var olur. Kentsel dönüşüm için önce kişisel olarak dönüşmemiz gerekiyor. Kulağının arkasına kalem takıp, çimento torbası üzerinde demir, harç hesabı yapan müteahhitlerin yaptığı evlerde hâlâ binlerce insan oturuyor. Ne yazık ki yapay zekâ bu duruma henüz umut olamıyor.