Güncelleme Tarihi:
Cisco'ya göre 2020 itibariyle 1,7 milyar cihaz Wi-Fi ile birbirine bağlanacak. Kablosuz veri trafiğinin bu hıza büyümesi halinde ise 2025'te küçük bir sorun bizi bekliyor: Wi-Fi frekansları, bu büyük talebi karşılamaya yetmeyebilir. Bu durumda veriyi ışık üzerinden aktaran Li-Fi'den faydalanmamız gerekebilir.
Peki Li-Fi, günün birinde Wi-Fi bağlantısının yerini alabilir mi?
Nasıl çalışıyor?
Wi-Fi ağları, bilgileri radyo dalgaları üzerinden iletirken Li-Fi, bu görevi ışık dalgaları üzerinden gerçekleştiriyor. Gerçek hayatta yapılan testler, 1GBps hıza ulaşmanın mümkün olduğunu gösterdi. Bu hız, Wi-Fi'ın yaklaşık 100 katı.
Li-Fi teknolojisi, otomobillerde, uçaklarda, güneş panellerinde, okulların çevresinde, sınıflarda, doğal afetlerde, nükleer güç istasyonlarında, hastanelerde, evlerde ve iş yerlerinde kullanılabilecek.
VLC nedir?
Li-Fi, Görünür Işık İletişimi (Visible Light Communication, veya kısaca VLC) adında bir teknolojiden faydalanıyor. Morse kodlarına benzer şekilde çalışan bu teknoloji, LED'ler yoluyla insanlar tarafından algılanması mümkün olmayan, ancak ışık spektrumunda görünen fotonları kontrol ederek çalışıyor.
Li-Fi ağı neye benziyor?
Cevap basit: Elektrik lambalarına. Işık seviyesindeki hızlı, ancak göze görünmeyen değişimler, veri aktarımını sağlıyor. Li-Fi kullanan cihazların, telefonların ve tabletlerin, gelen ışığı okuyacak bir fotosensöre ihtiyacı bulunuyor.
Li-Fi'ı tanıtmak kimin işi?
Li-Fi'ın en önemli savunucularından bir tanesi, University of Edinburgh'dan Profesör Harold Haas. 2011'de Li-Fi ile ilgili bir TED konuşması yapan Haas, bunun ardından pureLi-Fi'ı kurmuştu. pureLi-Fi ve LED üreticisi Lucibel'in ilk Li-Fi destekli ampulünün 2016'nın sonunda ortaya çıkması bekleniyor.
Li-Fi araştırmalarında birçok firmanın adı geçiyor. Bunlar arasında Lucibel, Oledcomm, LG, Philips, Samsung, Toshiba, Sharp, Panasonic, Cisco, Rolls Royce ve bir dizi bağımsız Li-Fi projesi var.
Li-Fi'ın kısıtlamaları
Li-Fi'ın en önemli kısıtlamalarından bir tanesi, cihazın ışık kaynağını "görmeye" ihtiyaç duyması. Teknoloji, güneş ışığında ve yoğun ışıklandırmalı diğer ortamlarda kullanılamıyor.
Tek yönlü bağlantı
Wi-Fi'ın aksine Li-Fi'nin fiziksel kısıtlamaları, verinin tek yönde akmasına izin veriyor. Bu, gelecekte Wi-Li-Fi gibi melez bir bağlantının yaygınlaşmasıyla sonuçlanabilir. Li-Fi, bugünkü haliyle uydu internet bağlantısının ilk günlerindeki haline benziyor. Uydu bağlantıları ilk zamanlarda veri göndermek üzere çevirmeli bağlantıdan faydalanıyordu.
Li-Fi pahalı mı olacak?
Bu sorunun cevabı, teknolojinin ne kadar yaygınlaşacağına bağlı. Uzmanlar Wi-Fi'ın ilk zamanlarda pahalı olduğunu, bugünkü 802.11ac Wi-Fi router'ların temel modellere kıyasla halen çok daha pahalı olduklarını hatırlatıyorlar. Maliyeti düşük tutmak için Li-Fi'nin ticari sürümlerinin laboratuvarlardaki sürümlerinden daha yavaş olma ihtimali de var.
Wi-Fi yükselişini sürdürüyor
Li-Fi henüz sadece laboratuvarlarda yaşarken Wi-Fi, gelişmeye devam ediyor. Wi-Fi cihazlarının sayısı, hızla artarken HaLow, WeGig ve LTE-U gibi farklı Wi-Fi teknolojilerine rastlamamız mümkün.
Li-Fi ilk aşamada sadece belirli bir kesimin kullandığı bir teknoloji olarak karşımıza çıkabilir. Özellikle Wi-Fi dalgalarıyla dolu alanlarda veya Wi-Fi'ın kullanılmadığı alanlarda Li-Fi, kendine yer edinme şansı bulabilir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: HIZLI İNTERNET BAĞLANTISININ 8 ADRESİ