Güncelleme Tarihi:
Son dönemde büyük bir hızla yükselişine devam eden sanal gerçeklik teknolojilerinin kullanım alanları da aynı hızla çeşitleniyor. Her ne kadar eğlence sektöründeki ağırlığını devam ettirse de VR, kurumsal alanda da yüksek bir pazar payı elde etmiş durumda bulunuyor. 2018 verilerine göre sanal gerçekliğin kurumsal alanda kullanımı için üretilen donanım ve yazılımların geliri 800 milyon dolar iken 2023 de bu değerin %587’lik bir yükselişle 5,5 milyar dolar seviyelerine ulaşması bekleniyor. Otomotivden sağlığa, sanattan turizme kadar birçok kullanım alanı bulunan sanal gerçeklik, eğitim alanında öğrenme ve geliştirme biçimlerimizi değiştirecek imkanlar sunuyor.
Dünyada VR’ın eğitim alanına etkisinin gün geçtikçe arttığını ve artık üniversitelerin bu etkiyi artıracak yeni yollar keşfetmeye başladığını belirten HTC Türkiye Ülke Müdürü Batuhan Başal, HTC Vive teknolojilerini Türkiye’ye ilk olarak sundukları günden bu yana ülkemizde de bu alanda çalışmalar yaptıklarını belirtti. Türkiye’de özellikle iş sağlığı ve güvenliği alanındaki eğitimlerde sanal gerçeklik kullanımını yaygınlaştırmak adına birçok farklı uygulama geliştirici şirketle çalıştıklarını vurgulayan Başal, “2020’de bu çalışmalara yenilerini ekleyerek ülkemizin sanal gerçeklik teknolojilerinden en iyi şekilde yararlanmasını sağlamak istiyoruz” dedi.
Medikal eğitimler, güvenlik eğitimleri, mesleki eğitimler ve çok daha fazlası
Sanal gerçeklik özellikle kurumsal şirketler tarafından çalışan eğitiminde kullanılıyor. Birçok şirket artık işe alım süreçleri ve teknik eğitimler gibi alanlarda VR teknolojilerinden yararlanıyor. Özellikle eğitimleri tehlike arz eden işlerde şirketler sanal gerçeklik aracılığıyla oluşturdukları eğitim simülasyonlarıyla yaşanan kazaları engellemeyi hedefliyor. Sağlık alanında oluşturulan VR içerikleri, öğrencilere derslerde öğretilen teorik bilgileri hiçbir hastayı tehlikeye atmadan sanal ortamda pratiğe dökme imkânı sunuyor. Üniversitelerde kullanılan farklı bölümlere özgü farklı yazılımlarla mimarlık ve hukuk gibi bölümlerde öğrenciler öğrendiklerini gerçekçi bir ortamda deneyimleyebiliyor. Bunların ışığında sanal gerçekliğin hayatımıza katabileceklerinin sınırsız olduğunun altını çizen Batuhan Başal ise Türkiye’nin VR’ın farklı alanlara entegrasyonu sürecinde geri kalmaması ve gelişimine farklı sektörlerde devam edebilmesi adına yerel geliştirici ekosistemiyle iş birliği halinde olduklarını belirtti.
Eğitimde yenilenme sanal gerçeklik ile başladı
Sözlerine sanal gerçekliğin eğitim alanına getirdikleriyle hem akademik eğitim hem de kurumsal alanda iş eğitimi konularında yeni bir çağın başlayacağına değinerek devam eden Başal, “Sanal geçekliğin eğitim ve öğretim alanında sağladığı katma değer ile üniversitelerde, liselerde ve ilk okullarda eğitim alan yeni jenerasyonlar daha yetkin halde mezun olma imkânı bulurken kurumsal alanda ise verilen eğitimler ile işe alım, tasarım, üretim, satış, pazarlama süreçleri yeniden şekilleniyor. VR, üniversitede mimarlık eğitimi alan bir öğrencinin kitaplarda okuduğu ya da fotoğraflarını gördüğü mimari eserlerin dokusunu en yakından inceleyebilmesini mümkün kılarken ilk öğretim ve lise düzeyinde ise anlatılanların görselleştirilmesini sağlayarak eğitimin daha akılda kalıcı ve öğretici olmasına destek oluyor. Bunlara ek olarak sanal gerçeklik, kurumsal alanda bir firmanın çalışanlarının eğitimini daha güvenli, hızlı ve etkili bir biçimde vermesine olanak sağlıyor. Bu da eğitimin baştan aşağı değişerek yeni bir yola girdiği anlamına geliyor” şeklinde konuştu.