Güncelleme Tarihi:
Veri sızıntıları, siber güvenlik gündemini işgal etmeye devam ediyor. Under Armour’a ait MyFitnessPal uygulamasının 150 milyon kullanıcıyı etkileyecek şekilde sızıntıya uğraması, 87 milyon kullanıcı verisinin sızmasına yol açan Facebook ve Cambridge Analytica Skandalı, Adidas’ın veri sızıntısı şüphesiyle ayağa kalkması, FedEx kargo şirketinin sunucusunda güvenlik açığının bulunması, Ticketmaster ve Biletix’in veri sızıntısından dolayı kullanıcılarına şifre değiştirme uyarısı vermesi ve önce British Airways’in 380.000 kullanıcısının finansal verilerinin çalınması sonra da Canada Air’in mobil uygulamasında sızıntı ihtimalinin ortaya çıkması, 2018’in veri sızıntılarıyla geçtiğinin sadece kısa bir özetini oluşturuyor. Bilişim güvenliği alanındaki dağıtım ve çözümleriyle pazarda lider konumda bulunan Komtera Teknoloji’nin güvenlik uzmanları, şirketleri veri sızıntılarına karşı uyararak çalışanlara güvenlik eğitimlerinin verilmesi ve tehdit planlarının oluşturulması gerektiğini belirtiyor.
Güncel veriler, veri sızıntısının son iki yılda %75 arttığını ortaya koyuyor. Ver sızıntıları, %39 ile en çok hastaların tıbbi kayıtlarına yönelik olurken, ikinci sırada %10 ile kullanıcıların finansal bilgileri geliyor. Sızıntıların ana sebebinin siber saldırılar olduğu düşünülse de çalışanların yaptığı güvenlik hatalarının veri sızıntılarında daha büyük rol oynadığı belirtiliyor. Komtera Teknoloji güvenlik uzmanları, şirketlerin çalışanlarını bilinçlendirmek için yeterli çalışma yapmadığını ve bir saldırı anında devreye geçirebilecekleri hazır bir planlarının olmadığını ifade ederek veri sızıntısında nasıl davranılması gerektiğinin bilinmediğini belirtiyor.
İnsan Hatasına Karşı Hacker Riski
İngiltere Bilgi Komisyonluğu tarafından sunulan veriler, günümüzde insan hatalarının siber saldırılardan daha çok veri sızıntısı yarattığını gösteriyor. Geçtiğimiz sene sebebi ile beraber raporlanan vakalardan 2124’ü insan hatasına bağlıyken, sadece 292’si siber saldırılardan kaynaklanıyor.
İnsan hatalarından kaynaklanan sızıntılarda en sık görülen problem, 447 vakayla maillerin yanlış alıcıya gönderilmesi olarak belirtiliyor. Kağıt üzerindeki bilgilerin kaybı ya da hırsızlığı 438, verilerin güvenli olmayan bir lokasyonda bırakılması 164, şifrelenmemiş cihazların kaybı ya da çalınması 133 vakanın sebebi olarak sunuluyor.
Öte yandan siber saldırganlar, çoğunlukla yetkisiz erişim aracılığıyla sızıntıya yol açıyor. Bu alanda bildirilmiş vaka sayısı 102 iken, kötü niyetli yazılımlar 52, oltalama saldırıları 51 ve fidye yazılımları 33 veri sızıntısının nedeni olarak gösteriliyor.
Komtera Teknoloji güvenlik uzmanları, etkili siber güvenliğin sadece teknolojik araçlarla sağlanamayacağına dikkat çekiyor. Şirketlerin en güncel güvenlik yazılımlarına yatırım yaptığını ancak eşit derecede önemli olan veri yönetimi ve çalışan eğitimi süreçlerinde eksik kalındığını vurgulayan Komtera Teknoloji güvenlik uzmanları, çalışanların bilinçlendirilmesi ve şirketin güvenlik kurallarına uyulduğunun kontrol edilmesi ile çoğu veri sızıntısının önlenebileceğini ifade ediyor.
En Çok Sağlık Sektörü Veri Sızıntısına Uğruyor
Bulgular tıbbi, finansal veya adli kayıtlar ile iş yaşamlarına dair bilgilerin sızıntılara en çok uğrayan alanlar olduğunu gösteriyor. 2017’de raporlanan veri sızıntılarına göre son iki yılda %41 artış gösteren ve 1214 vakaya sahip olan sağlık sektörü başı çekerken, iş dünyası 362, eğitim ve çocuk bakımı 354, devlet işleri ise 328 vakayla onu takip ediyor. Sızıntıya en yaygın biçimde uğrayan veri türü %39 ile tıbbi bilgiler olurken, finans %10, sosyal güvenlik %7, adli bilgiler %4 ve eğitime dair kayıtlar %3’lük dilimi oluşturuyor.
Veri koruma ile ilgili yasal uygulamaların şirketleri gitgide daha çok etkisi altına aldığını vurgulayan Komtera Teknoloji güvenlik uzmanları, artışın hem veri sızıntılarının yükselişinden hem de yeni düzenlemelerin bu raporlamaları şirketler için bir görev haline getirmesinden kaynaklandığını ileri sürüyor. Bu düzenlemelerin iş dünyasında bir saydamlık çağı yarattığını belirten Komtera Teknoloji güvenlik uzmanları, önceden sunulan raporların genel tablonun sadece küçük bir kısmını yansıtabildiğini söylerken, sızıntılarla ilgili yeterli önlem alınmadığı takdirde istatistiklerin gitgide daha vahim boyutlara ulaşacağını öngörüyor.