Güncelleme Tarihi:
Turkcell Dijital Servislerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ataç Tansuğ, Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı ifadelerinde bulundu. Genel Müdür Yardımcısı Tansuğ;
“Veri dünyanın geleceğine yön veriyor. Eskiden petrol, doğal gaz gibi kaynaklara sahip olan ülkeler zenginlik içinde yaşıyordu. Bugün ise veriye sahip olan ve bu veriyi doğru şekilde işleyen ülkeler zenginliğe sahip oluyor. Bugün 10 teknoloji şirketinden 7’si ABD, diğerleri de Çin ve diğer Asya şirketleriyle birlikte Avrupa şirketlerinden oluşuyor. Ülkeler veriye sahip olabilmek için yarışıyor. Önümüzdeki dönemde ülkeler verileriyle var olabilecekler. Verisi olmayan ve bu veriyi işleyemeyen ülkeler ileriye gidemeyecek. Biz de Turkcell olarak yıllardır Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı” prensibiyle hareket ediyor, sunduğumuz tüm ürün ve hizmetleri bu doğrultuda geliştiriyoruz.
Veriye sahip olmak ülkede yatırım yapmayı gerektiriyor. 2016’dan bu yana ülkemizin farklı bölgelerinde veri merkezleri açıyoruz. Gebze, İzmir ve Ankara’nın ardından yakında Çorlu’da da bir veri merkezi açacağız. Bu veri merkezlerimizle aslında verilerimize sahip çıkıyoruz. Bugün yurtdışından hizmet veren birçok OTT platformu müşterilerine yakından hizmet verebilmek için o ülkelere gitmeyi tercih ediyor. Birçok ünlü büyük teknoloji şirketi de bizim veri merkezlerimizden çalışıyor. Bu noktada verinin kontrolü ve nerede olduğu önemli hale geliyor. Veriyi doğru işleyip yeni teknolojiler yaratmak da verilere sahip olmakla başlıyor” ifadelerinde bulundu.
Verinin ekonomiye olan öneminden bahseden Ataç Tansuğ, “Ülke ve toplum olarak teknolojiyi en fazla kullanan ülkelerden biriyiz. Dünyada sosyal medya mecralarını, anlık mesajlaşma uygulamalarını ve teknolojiyi nüfusa oranladığımızda Türkler bu alanlarda çok aktif kullanıcı. Kullanıcılar tarafından oluşturulan veri, ekonomiye değer olarak geri dönüyor. Yeni teknolojiler geliştirmek için veri önemli hale geliyor. Ayrıca veri konusunun bir de güvenlik bacağı var. Ülkelerin verilerine sahip olmak istemelerinin sebeplerinden biri de kişilerin, ailelerinin, şirketlerinin ve ülkelerinin verilerini korumak istemeleri. Bu noktada yalnızca güvenlik değil ticari anlamda ilerlemek için de bu verilere sahip olmalısınız. Türkiye genç nüfusa sahip bir ülke olduğu için veri üretme konusunda şanslı bir ülke. Kendi adımıza ve ülkemiz için bu verileri doğru şekilde yönlendirebilir ve değerlendirebilirsek teknoloji konusunda gelişmiş ülkelerle farkımızın olmayacağına inanıyorum” dedi. Tansuğ sözlerine şöyle devam etti;
“Türkiye’de teknoloji alanında hizmet veren tüm şirketler ve ülke olarak kendimize güveniyoruz. Ülkemizde mühendislik alanında gelişmiş insan kaynağımız ve bu üretilenleri ticaret alanına taşıyabilen ticari zekamız var.
Bugün veriye hükmeden ülkelerin servisleri verileri, tüm dünyadan topluyor. Dünya ölçeğinde bir ekonomiye bununla hükmedebiliyorlar. Ülke olarak öncelikli hedefimiz kendi verimize sahip olmak ve doğru değerlendirmek, Türkiye ekonomisine döndürmek olmalı.”
Diğer ülkelerin verileri hakkında demeçte bulunan Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Ataç Tansuğ; “Turkcell olarak başka ülkelerin verilerine saygı duyuyoruz. İlgili ülkelere teknoloji sunan bir ülke haline gelip, ülkelerin kendi verilerini kendilerinin kullanabilmesine destek olacak teknolojileri ihraç ediyoruz. Bu ülkeleri kendi verileriyle geliştirmeyi hedefliyoruz. 2016’dan itibaren küresel çapta ürünler sunma hedefiyle yola çıktık. BiP, Yaani gibi ürünleri kullanan ülkelerin verileri orada kalacak.
Biz ülkelerin istekleri doğrultusunda kendi verilerini ülkelerinde bırakmayı hedefliyoruz. Günlük hayatta kullandığımız global birçok uygulama, verileri global ölçekte belli ülkelerde tutuyor ve işliyor. O bölgelerin ekonomisine dahil ediyor. Turkcell olarak bizim prensibimiz, Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın derken iş birliği yaptığımız ülkelere de verilerini kendi sınırlarında tutacak alt yapılar ve sistemler sunuyoruz. Ülkelerin verilerini Türkiye’ye getirme şartı dayatmıyoruz. Veriyi kullanmakla ilgili çalışmalarımızı diğer uygulamalar gibi konumlandırmıyoruz. Uygulamaların gizlilik sözleşmelerini açık ve şeffaf bir şekilde kullanıcılarla paylaşıyoruz” dedi.
Şu anda kendi başına bir şirket olan BİP, fizy gibi servisleri hakkında konuşan Tansuğ; “Düne kadar BiP, fizy, TV+, lifebox gibi ürünler Turkcell’in bir servisiydi. Bu servislerin gizlilik politikaları da Turkcell’e göre düzenleniyordu. Turkcell’den ayrıştırmak o anlamda zordu ancak geçtiğimiz sene Temmuz’da olgunlaşmış dört servisimiz de ayrı birer şirket olarak konumlandırdık. Şirket sahipliklerini ve gizlilik politikalarını kendi müşterilerine uygun şekilde düzenledik ve güncelledik. Kullanıcılara bu servislerde alınan izinleri şeffaf ve yalın bir dille ifade ettik.
Bu yolculuğa Whatsapp’ın politika dayatmasıyla değil daha geçtiğimiz sene başlamıştık. 6-7 yıl Turkcell’e dahil olmuş servisleri 2020’nin Temmuz ayında ayrı bir şirket olarak konumlandırdık. 2021 Şubat ayıyla birlikte bu servisler artık kendi IT platformlarına, müşteri platformlarına ve faturalandırma hizmetlerine, abonelerini yöneten CRM sistemlerine sahip şirketler haline geldi. BiP de bunlardan biri. Diğer servislerimizi de BiP gibi şirketleştirip dünyada yaygın kullanılan bir marka haline getireceğiz” açıklamasında bulundu.
Ocak ayında yaşanan WhatsApp “Gizlilik Sözleşmesi” olaylarına da değinen Tansuğ, BiP’in kullanıcı sayısına dikkat çekerek; “Whatsapp’ın Ocak ayındaki gelişmelerinden sonra dünyada bazı uygulamaların kullanıcı sayısında büyük artış yaşandı. BiP de bu uygulamalardan biri oldu. Bu dönemde çok ciddi sayıda kullanıcı BiP’e dahil oldu. 80 milyon üzerinde indirmeye ulaştık. Bizim Ocak – Şubat ve Mart aktifliğimiz toplamda 40 milyonu geçti, yani 40 milyon kişi BiP kullanmaya başladı.
Bugün Turkcell’in aktif kullanıcı sayısı 33 milyonlarda ama BiP’in 40 milyonu geçti. Kullanıcı sayısının artması ile mesaj atma sesli ve grup görüntülü görüşme sayılarında da artış yaşandı. Bu anlamda sağlam bir altyapıya sahip olmamız bu talebi karşılamamız için çok önemliydi. Bu süreçte herhangi bir servis kesintisi de yaşamadık” dedi.