Güncelleme Tarihi:
Koronavirüs salgını ile birlikte dünyada dijital dönüşüm süreci daha da hızlandı. İş yapış şekilleri internete kayarken, eğitim de bu gelişmelerden üzerine düşeni aldı. Uzaktan eğitim ile birlikte çocuklar, salgın tehdidinden uzakta eğitimlerini sürdürme imkanına kavuştu.
İnternet üzerinden yapılan eğitimlerde birinci şart evlerde hızlı bir internet bağlantısının bulunması zorunluluğu. Özellikle de video içerikleri tüketen çocukların bu görüntüleri takılmadan izlemeleri ve aradıkları bilgiye hızlıca erişebilmeleri için hızlı internet bağlantısı şart.
TABLETLER ÖNEMLİ
Diğer yandan kullanılacak cihazlar da önem arz ediyor. Yeni nesil teknoloji standartlarıyla tam uyumlu bir tablet, uzaktan eğitimde çocuklar için önemli bir araç olabilir. Tabletler gün geçtikçe mobil bilgisayarlara yakın özelliklere sahip olduğundan ve daha uygun fiyatlarla edinilebildiğinden akıllarda mutlaka olmalı. Elbette tablet alırken de donanım özelliklerine ve ekran büyüklüğüne dikkat edilmesi. Bugün için 12.9 inç'lik dev ekranlı tabletler olduğu gibi 10.1 inç gibi standart ekran büyüklüğünde tabletler de fazlasıyla iş görebilir.
Mobil uygulamalar da eğitim de hayat kurtarıcı bir role sahip. Google Meet, Zoom, Microsoft Teams, Skype dahil pek çok video konferans uygulaması, uzaktan görüntülü görüşme yapılmak istendiğinde topluca çocukların bir araya gelmesini sağlıyor.
Bilgisayarlarda Word gibi bir kelime istemci gerekebilir. Windows kurulu bilgisayarlarda WordPad ücretsiz olarak kullanılabiliyor. Diğer yandan Google Docs ve Google Sheets gibi online çözümler de tercih edilebilir; üstelik bu servisler ücretsiz erişim imkanı sunuyor.
"Uzaktan eğitimde çocukların ihtiyaç duyduğu/duyabileceği teknolojileri belirlemek ve bunlar ile ilgili konuşabilmek “bağlanma”yı iyi anlamaktan geçmektedir." diyen Bahçeşehir Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Öğr. Üyesi Prof. Dr. Tufan Adıgüzel, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Asıl olan öğrenmeye olan uzaklığı azaltmak yani öğrenmeye bağlanmaktır. Dolayısıyla öğrenmeye bağlayan, öncesi ve sonrasıyla okula ve ilgili derse bağlayan ve elbette hayata bağlayan altyapı ve teknolojiler acilden normale geçiş sürecindeki uzaktan eğitim ve öğretim için çok ideal olacaktır. Bunun için öncelik; bağlanmanın gerçekleşmesi kapsamında etkileşerek öğrenmeyi destekleyen, öğrenmenin yönetilebileceği, denetlenebileceği, iletişim ve etkileşim araçlarını içeren, sınıf içi ve okul sonrasını birbirine bağlayan ve öğrencinin kendi hızında ve tercihinde öğrenmesine fırsat veren öğrenme odaklı geliştirilmiş “öğrenme yönetim sistemlerine” kurumsal kimlikle sahip olmaktır. Yapılan çalışmalar, “öğrenciyi ekrana nasıl daha fazla bağlayabilirim” üzerine odaklanırken, hatta aileler bu bağlanmalardan şikâyet ederken, asıl olan bu bağlanmanın öğrenme odaklı olması ve bağlanmanın sürdürülebilir olması için öğrenciye sunulan tasarımın ve desteğin buna yönelik olmasıdır.
Bu doğrultuda, öğrencinin kendi bilişsel konforunda ve teknoloji imkanları esnekliğinde hareket edebileceği teknolojiler (e-öğrenme platformları, öğrenme yönetim sistemleri vb.) ve öğrenmeden uzaklaşmaması için teknoloji imkanları doğrultusunda canlı ders ve desteklerin verilebileceği teknolojiler (Sanal Sınıflar, Sanal Odalar vb.) üzerine odaklanılmalı ve planlamalar yapılmalıdır. Bu teknoloji stratejisi doğrultusunda kurguyu bozmadan bu kurguya entegre olabilecek her türlü web-temelli ve mobil mini dijital uygulamalar ve içerikler öğrenme sürecini zenginleştirecek ve kontrol etme imkânı verecektir. Unutmayalım ki, en önemli boyut öğretmenin yetkinliği ve tasarımıdır. Hem öğrenmeden uzaklaşılmasını engelleyen hem de yaş grubuna göre duyuşsal boyutu yani daha çok eğitim tarafını işin içine katarak sürecin içinde aktif, denetleyen ve destekleyen bir varlık olduğunu gösteren yine öğretmen olacaktır.”
Microsoft Türkiye Kamu Sektörü ve Yatırımlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. R. Erdem Erkul görüntülü görüşmelerin ötesinde birlikte çalışmaya imkan verecek yazılımların önemine dikkat çekti ve şu sözleri kaydetti:
"UNESCO verilerine göre; pandeminin doruk noktasında 194 ülkede okullar eğitime ara verdi ve 1,5 milyar öğrenci bu durumdan etkilendi. Dünya genelinde gerekli imkanlara sahip şanslı bir azınlık, uzaktan etkileşimli eğitim imkânı sayesinde öğrenim süreçlerine aksama olmaksızın devam edebiliyor. Geniş bant bağlantı hizmeti olmaksızın uzaktan etkileşimli eğitimi sağlamak mümkün olmuyor. Dolayısıyla uzaktan eğitimi mümkün kılacak en önemli teknoloji internet altyapısıdır diyebiliriz. Türkiye’de geniş bant internet abone sayısı 77 milyon. Nüfusumuzun çoğuna internet altyapısını ulaştırabilmiş durumdayız. Fakat bu abonelerin 63 milyonu mobil internet abonesi. Türkiye’de internet erişimi daha çok mobil cihazlar üzerinden sağlanıyor ve yeni neslin teknoloji alışkanlıkları da mobil cihazlar üzerinden şekilleniyor. Dolayısıyla, uzaktan eğitim modelini adapte ederken, okullarımızın mobil kullanıma imkân verecek çözümlere yönelmelerinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sayede, daha çok öğrencimizin, daha kolay bir biçimde eğitimin yeni normaline alışması mümkün olacaktır.
Kısa sürede hayatımızın büyük bir bölümünü kaplamaya başlayan görüntülü görüşme hizmetleri, uzaktan etkileşimli eğitimin de bel kemiğini oluşturmakta. Ancak etkileşimli eğitim, öğrencilerin ve öğretmenlerin birbirlerini görüp duyabilmelerinden ibaret değil. Nasıl çocuklarımızı defter, kitap, kalem olmaksızın okula göndermiyorsak, uzaktan eğitimde de öğrencilerin eğitim materyallerini okumaları, fikirlerini yazabilmeleri ve bir şeyler üretebilmelerini sağlayacak araçları da sağlamak durumundayız. Bu noktada görüntülü görüşmenin yanında, birlikte çalışabilmeye, üretebilmeye ve paylaşabilmeye imkân verecek yazılımların tercih edilmesi oldukça önemli."
ÜRETKENLİK ARAÇLARININ ÖNEMİ
Boğaziçi Üniversitesi ama Vanderbilt Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olan Doç. Dr. Serkan Özel, üretkenlik araçlarının önemine dikkat çekiyor ve şu sözleri kaydediyor:
"Eğitimin fiziksel olarak okullarda yapıldığı günlerde, öğretmenler kadar bulunan fiziksel ortam da öğrenme eylemini devamlı hatırlatan unsurlardı. Ancak, bu alışılagelmiş bu düzen değişince, yani formel öğrenme ortamı evlere taşınınca, uyaranların etkisi doğal olarak değişti. Her zaman öğrenenlerin sorumluluğu olan öğrenme, bugünlerde daha da önemli hale geldi.
Bu araçların bir kısmı doğrudan akademik bilgilerin öğrenilmesi ile ilgiliyken bir kısmı da benim üretkenlik araçları diye ifade ettiğim kişinin hayatını düzenlemesine yardımcı olacak basit ama etkili araçlardır. Üretkenlik araçları listesinin başına takvim uygulamalarını koymak akıllıca olacaktır. Kendi programını kendi takip etmesi gereken bir bireyin neyi ne zaman yapması gerektiğini hatırlatan, istenilen zamanlarda uyaran bir araç. Derslerinin çevrimiçi yapıldığı zamanlarda ders başlamadan önce hangi derse hangi bağlantı ile katılacağını hatırlama ve onu bulmak her zaman kolay olmayabilir. Ama takvim uygulaması hem zamanı hem de bağlantıyı kendi özel notları ile zamanı geldiğinde öğrencinin karşısına çıkaracaktır.
Üretkenlik araçları listesinin ikinci sırasına bulut sistemlerini kullanmayı ekleyebiliriz. Bulut sistemleri, hayat kurtaran özelliklerle karşımıza çıktığı kadar temel paylaşım ve her platformdan kişisel dosyalara erişim sağlaması ve paylaşım kolaylığından dolayı vaz geçilmez araçlardır. Herkes hayatında en az bir kere çalıştığı dosyayı yanlışlıkla silmiş veya başka bir dosya üzerine kaydetmiştir. Saatler, hatta günlerce harcanan emek bir anda ortadan kaybolmuştur. İşte bulut sistemleri otomatik olarak arka planda bir dosyanın farklı sürümlerini kaydetmekte, silinen dosyaları belirli bir süre saklamaktadır.
Bir başka önemli özelliği ise ortak çalışma imkanını eş zamanlı hale getiren bulut tabanlı sistemlere erişimin hem kolay hem de ücretsiz olmasıdır. Öğrenciler, grup arkadaşları ile birlikte aynı anda veya farklı zamanlarda aynı dosya üzerinde çalışıp bir sunum hazırlayabilirler. Hazırladıkları dosyaları öğretmenleri ile paylaştıklarında öğretmenlerin yorumları anlık olarak öğrencilere ulaşabilir ve öğrenciler bu yorumlara cevap yazabilirler. Bu etkileşim, verilen dönütlerin sadece kağıt üzerinde kalmamasını ve öğrenme sürecine etkilemesine imkan tanır. Bu yöntemi eğitim-öğretim yüz yüze olduğu zamanlarda da öğretmenlere öneriyordum. Ama şimdilerde önemi daha da artmış oldu. Listenin üçüncü sırasında yapılacaklar listesinin tutulabildiği bir uygulamayı koymak isterim.
Bu tarz uygulamalar, hangi gün neyin yapılması gerektiğini hatırlatacak ve güne yeni bir listeyle başlama imkanı vermektedir. Bu uygulamalara da hesabınızla herhangi bir yerden erişim sağlayabilirsiniz. Listeyi uzatmak mümkün ama şimdilik bu araçları kullanmayı alışkanlık haline getirelim."
Uzaktan eğitim sistemine 2000’li yıllarda MBA ile başlayan İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin Uzaktan Eğitim Merkezi (UZEM) Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Tuğtan, konu ile ilgili şu bilgileri veriyor:
"Öğrenciler için mutlaka evin bir odası sınıf ortamına çevrilmeli, odaklanabilmeleri için uyaranların azaltılması ve konsantre bir ortam yaratılması çok önemli. Bilgisayar ve internet bağlantısı en kritik iki nokta. Dersler başlamadan ebeveynlerin evlerindeki internetin gücünü kontrol etmeleri, çocuklarının herhangi bir kesintiyle dersten kopmalarının böylece önüne geçmeleri gerekiyor. Kulaklıkla dersi dinlemek de bir seçenek olabilir ancak sessiz ortamda öğretmenin sesinin yankılanması sınıf etkisi yaratabilir. Hatta sesin çok yüksek olmaması kaydıyla, hoparlörlerden yararlanılabilir.
Cep telefonu da online dersler için bir başka teknolojik cihaz olarak görülüyor ancak bilgisayar online derslerin işlenmesinde çocukların dikkatlerini vermeleri açısından öne çıkıyor. Geniş ekran öğrencilerin odaklanmalarını kolaylaştırıyor. Hatta tam tersi okul ile online eğitim başlamadan önce evdeki tüm cep telefonlarının sessize alınması kritik önem taşıyor. Velilerin online eğitim sistemini kuran okulun teknik personeliyle irtibatta olmaları ve ilgili şikayetleri hemen iletebilmeleri gerekiyor.
Tam bu noktada online eğitime başlayan okullar online eğitimin literatürünü yakında takip etmeli. Bu konuda uzmanlaşmış teknik bir kadro kurmalı, kadro pedagojik olarak online eğitime hazır olmalı hatta geri bildirimlerle sürekli kendisini güncellemeli. Son olarak da evde ders takip edecek öğrencilerin sosyal olarak da sınıf arkadaşları ile haberleşmeye devam etmesi sağlanmalı, günlük aktiviteleri tıpkı okulda olduğu gibi ders programına göre düzenlenmeli."
Yeditepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sezer Gören Uğurdağ ise çocukların ihtiyaç duyabileceği cihazları şöyle sıraladı:
"Her yaştan öğrenci artık evden öğrenmeye geçmekte olduğu bir dönemdeyiz. Doğru araçlar büyük fark yaratabilir. Uzaktan eğitim düzenini donatmak ve evde eğitim için hem donanım hem de yazılım gereçlerine gereksinim vardır.
Evde sessiz bir çalışma odasının yanı sıra, en önemlisi Internet erişiminin bulunması, veri indirme ve yükleme hızının yüksek olması önem arz etmektedir.
Sırasıyla, donanımsal gereçler
1. Güçlü bir dizüstü bilgisayar
2. Dokunmatik ekran tablet
3. Tablet standı
4. Gürültü kesmeli kulaklık
5. Mikrofon
6. Kablosuz fare
7. Kablosuz klavye
8. Akıllı kalem
9. Sınavlarda gerekli olabilecek ayrıca bir usb WebCam
10. Webcam tutucu (tripot)
ve yazılımlar:
1. Uzaktan eğitim yazılımları: Google Classroom, Pear Deck, Blackboard, Coursera, Canvas, Edpuzzle, Khan Academy, Edmodo
2. Telekonferans yazılımları: Zoom Meetings, Google Meet, Microsoft Team, Go ToMeeting, RingCentral Video, U Meeting
3. Ekran kaydedici yazılımlar: ShareX, ScreenCast-O-matic, AceThinker"