Güncelleme Tarihi:
Bunlar onlarca yıl önce yaratılmış bilgisayar programlarında çok sık kullanılan terimler.
ABD'nin Minneapolis kentinde siyah Amerikalı George Floyd'un beyaz bir polis tarafından gözaltına alınırken öldürülmesi sonrasında tepkiler çığ gibi büyürken ve JP Morgan bankası da benzer bir adım açıkladı.
Uzmanlar yerleşmiş bilgisayar programlama dilinin değiştirilmesinin milyonlarca dolara mal olacağını ve aylar alacağını söylüyor.
Programlama dilinde sözlük karşılığı 'efendi' anlamına gelen 'master', 'köleler' yani 'slaves' diye adlandırılan kopyaları kontrol eden, kodlamanın orijinal versiyonunu tanımlamak için kullanılıyor.
Karaliste anlamındaki 'Blacklist' otomatik olarak reddedilen unsurları, örneğin yasaklı internet sitelerini ifade etmek için kullanılırken beyaz liste ya da ak liste anlamındaki 'whitelist' de izin verilen siteleri ifade ediyor.
Twitter'ın yazılım mühendisliği bölümü Perşembe günü bir tweet atarak "daha kapsayıcı bir dil kullanmak amacıyla değiştirmeyi" istediği programlama terimlerinin bir listesini verdi.
Bu listeye göre 'whitelist' yani 'beyazliste', 'allowlist' yani 'izinlistesi', 'master/slave' ikilisi ise 'lider/takipçi' anlamında 'leader/follower' ile değiştiriliyor.
Twitter'ın kurucusu Jack Dorsey geçen ay, azınlık toplumlarının "özgürlük ve refahı" amaçlı Know Your Rights (Haklarını Bil) kampanyasına 3 milyon dolar bağışlamıştı.
George Floyd'un öldürülmesinden sonra büyüyen tepkiler, Siyahların Hayatı Değerlidir kampanyasının Amerikan iş hayatını da sarsmasını beraberinde getirdi.
Amerikan bankası JPMorgan da bilgisayar programlamasında ve bazı teknoloji politikası belgelerinde kullanılan dili değiştireceğini açıkladı.
Geçen ay dünyanın en büyük yazılım geliştirme şirketlerinden biri olan GitHub, programlama dilinden 'master' kelimesini çıkarmak için çalışmalarını sürdürdüğünü bildirmişti. 50 milyon programcı, Microsoft'a ait olan bu şirketi, projelerini saklamak ve güncellemek için kullanıyor.
Google'ın Chromium internet tarayıcısı projesi ve Android işletim sistemi de yazılımcıları 'blacklist' ve 'whitelist' terimlerinden kaçınmaya çağırdı.
Küresel marka haline gelmiş şirketler ırkçı önyargıları ayıklamak amacıyla ürünlerinin logoları, isimlerini mercek altına yatırıyor.
Son haftalarda çok tanınmış bir çok marka ürünleriyle özdeşleşen görsel semboller ve isimleri değiştirme ya da gözden geçirme kararı aldı.
Bu sürecin bir başka boyutu ise Sosyal medya platformlarının nefret söylemi içeren iletilere karşı önlem almaları konusunda baskı altında olması.
Nefret söylemli içeriklere müdahale etmemekle eleştirilen Facebook'a karşı başlatılan reklam boykotu kampanyası Ford, Adidas, Coca Cola, Unilever ve Starbucks gibi büyük müşterilerin katılımıyla şirketi zor durunda bıraktı.