Güncelleme Tarihi:
Van Emniyet Müdürlüğü’nde görevli Dr. Fuat Altunbaş, Türkiye’nin Facebook kullanımında dünyada 7’nci sırada, nüfus oranına bakıldığında ise 4’üncü sırada yer aldığını söyledi. Türkiye’nin Twitter’da da aktif olduğunu, kullanıcılarının dünyadaki rakamın yüzde 3’ünü oluşturduğunu belirtti. Gezi Parkı olaylarının Türkiye’de Twitter kullanıcısı noktasında patlamaya neden olduğuna da dikkat çeken Altunbaş, eylemlerden önce 2 milyon olan kullanıcı sayısının, eylemlerden sonra 10 milyona çıktığını söyledi. Türkiye ve dünyada ‘Diren Gezi’ ve buna benzer etiketi yaygın olarak kullanıldığına da vurgu yapan Altunbaş, polisin de sosyal medyayı artık etkin bir şekilde kullanarak, sosyal medya stratejileri geliştirmesi gerektiğini belirtti.
HAZIRLIKLI BEKLENMELİ
Kahramanmaraş’ta görevli Emniyet Müdürü Dr. Murat Gözübenli ise Gezi Parkı olaylarını ve Londra’da 6-11 Ağustos 2011 tarihlerinde bir uyuşturucu satıcısının polis tarafından öldürülmesiyle başlayan gösterilerin karşılaştırmalı analizini yaptı. Gözübenli, özetle şunları söyledi: “İlk defa böyle bir eylemle karşı karşıya kalan polisin aşırı güç kullandığı yönünde bir izlenim ortaya çıktı. Oluşan şiddet ortamı sonrası Gezi Parkı eylemleri kanun dışı olaylara dönüştü. Gezi eylemleri polisin önceden hazırlıklı olması gerektiğini de ortaya koydu. Bu tür olaylara karşı eylem planları, risk analizi, personel eğitimi, çevik kuvvetin profesyonelleşmesi, araç gereç takviyesi yapılmalı.
‘ZOR’ SON ÇARE OLMALI
Vatandaşlarla ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle diyalog kanalları sürekli açık tutulmalı. Toplumda meydana gelen sinyaller dikkate alınarak önceden önlemler alınmalı ve istihbarata önem verilmelidir. Zor kullanmanın en son çare olarak düşünülmesi gerekir. Suçlu ile suçsuz vatandaş ayrımı yapılarak, kitlenin psikolojisi hesaba katılmalıdır. Polis, kalabalıkları tahrik edecek söylem ve davranışlardan kaçınarak, profesyonel davranmalı ve provokatörler tarafından yapılan tahriklere kapılmadan üst düzey tedbir uygulanmalıdır. Ayrıca Emniyet, sosyal medyayı aktif kullanmalı, gerekli açıklamalar zamanında yapılarak bilgi kirliliğinin de önüne geçmelidir.”