Güncelleme Tarihi:
Adapazarı Belediyesi'nce bir otelde düzenlenen "Ekonominin Gelecek Yüzyılı" sempozyumunda konuşan Özlü, reel sektör, yeni dünya, robotlar, yapay zeka, Endüstri 4.0 gibi kavramların tartışılacağı panelde bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Bu kavramların her birinin bugünün dünyasını, ekonomisini, teknolojisini ve geleceğin düzenini anlamaları bakımından son derece önemli ve anahtar kavramlar olduğunu vurgulayan Özlü, "Robotlar olmadan sanayiyi, yapay zeka olmadan yazılımı, Endüstri 4.0 olmadan dünyanın gittiği yeri tahlil edemeyiz. Yine aynı şekilde, ekonominin gelecek yüzyılını da teknolojiden, dijitalleşmeden ve bilişimden bağımsız şekilde analiz edemeyiz. Dolayısıyla tüm bu kavramları, ekonomi, sanayi ve bilim politikalarımızın merkezine koymak durumundayız. Bu nedenle Türkiye'nin geleceğini, teknolojide ve bilimde görüyoruz." şeklinde konuştu.
Özlü, bilimden beslenen teknoloji, teknolojiyle büyüyen bir sanayi politikasını benimsediklerini dile getirerek, bilimi, teknolojiyi ve sanayiyi aynı düzlemde, birbirinin stratejik ortağı olarak kabul ettiklerini kaydetti.
- "Devir, Ar-Ge, inovasyon ve tasarım devridir"
Bakanlık olarak "bilim merkezi, teknoloji üssü, ileri sanayi ülkesi Türkiye" hedefine ulaşmak için bağlı kurumlarla projeler ürettiklerini aktaran Bakan Özlü, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün politikalarımızı 3 ana eksene oturtuyoruz. 'Bilim merkezi Türkiye, teknoloji üssü Türkiye, dijital sanayi ülkesi Türkiye.' Bütün programlarımız, projelerimiz bu 3 ana eksen üzerine oturtuldu ve bu 3 hedefe doğru çalışıyoruz. Türkiye, geçtiğimiz yıl sanayinin öncülüğünde büyüdü. 2017 yılında Türk sanayisinin ürettiği katma değer, yüzde 9,2 oranında gerçekleşti. Sanayinin öncülük ettiği bir büyüme, sağlıklı büyümedir ancak hepimiz biliyoruz ki, sürdürülebilir sanayi büyümesi için Ar-Ge ve inovasyon şarttır. Ar-Ge ve inovasyondan güç alan bir sanayi politikası, ekonominin gelecek yüzyılına damga vuracaktır. Durarak, bekleyerek, konjonktüre göre pozisyon alarak büyüme devri artık kapanmıştır. Devir, Ar-Ge, inovasyon ve tasarım devridir."
Özlü, devrin Endüstri 4.0'ı anlama, analiz etme ve yeni sanayi devriminin gereklerini hayata geçirme devri olduğunu ifade ederek, Endüstri 4.0'ın getireceği süreçleri doğru biçimde öngörenlerin, bu süreçten kazançlı çıkacağını vurguladı.
Dijital dönüşümü tehdit olarak görmenin mücadeleyi baştan kaybetmek anlamına geldiğine dikkati çeken Özlü, "Bu nedenle hayatın her alanına dokunan dijitalleşmeyi firmalarımız ve ülkemiz için fırsata dönüştüreceğiz. İçinden geçmekte olduğumuz bu sürecin temel kodları; cesur olmak, büyük düşünmek ve yol haritamızı hazırlamaktır. Yol haritamız yoksa yol haritamız yanlışsa Endüstri 4.0'ın veya dijital dönüşümün labirentleri arasında yolumuzu kaybederiz." dedi.
Türkiye'nin dijital dönüşüm yol haritası çıkarıldı
Bakan Özlü, son 1,5 yıldır hummalı çalışma yürüterek "Türkiye'nin dijital dönüşüm yol haritasını" çıkardıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bütün dünyaya baktık, Türkiye'nin şartlarını gözden geçirdik. Türkiye'nin dijital dönüşüm ya da Endüstri 4.0 dedikleri, biz buna Türkiye'nin kendi sanayi devrimi diyoruz, programımızı hazırladık, çıkardık. Yol haritamız hazır. Türkiye'nin yol haritası 6 bileşenden oluşuyor. 6 bileşenden oluşan bir yol haritamız var. İnşallah bunu önümüzdeki günlerde toplumla paylaşacağız. 6 bileşenden birisini sizinle paylaşayım. Birincisi insan. Ne yaparsanız yapın, insanda, eğitimde başlıyor. Yabancı bir şirketin Amerika'da, Almanya'da yaptığı çalışmanın sonuçları vardı. 'Dijital dönüşümün ya da Endüstri 4.0'ın önündeki en büyük engel nedir?' diye sormuşlar, anket yapmışlar. Bakın Almanya ve Amerika'da bile dijital dönüşümün önündeki en büyük engelin eğitimli insan kaynağı olduğunu söylüyorlar. Almanya ve Amerika'da böyleyse Türkiye'de hayli hayli eğitimli insan kaynağı açık."
Ekonominin gelecek yüzyıldaki en önemli aktörlerinin girişimciler olacağını dile getiren Özlü, şu anda dünyanın en zengin 20 ülkesinin, aynı zamanda en girişimci 20 ülkesi olduğunu söyledi.
Zenginlik, kalkınma ve girişimcilik arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu aktaran Özlü, sözlerini şöyle tamamladı:
"Silikon Vadisi'ndeki girişimcilerin yüzde 50'si, Amerika Birleşik Devletleri'nin dışında doğan insanlar. Girişimcilik, dünyanın her yerinde kırmızı pasaporttan bile daha değerli bir pasaport halini almıştır. Gelecek yüzyılın dünyasında ve ekonomisinde fikriniz varsa pasaporta ihtiyacınız yok. Türk sanayisi ancak teknolojiyle büyüyebilir. Reel sektörle bilimi buluşturacak, bunların eş güdümünü sağlayacak çok daha fazla sayıda projeye, girişime ve platforma ihtiyacımız var. Bakanlık ve hükümet olarak, bu eş güdüm kanallarını sonuna kadar açık tutmaya devam edeceğiz."
"Sakarya, İstanbul'un arka bahçesi"
Sakarya Valisi İrfan Balkanlıoğlu da kentte makine, otomotiv ve ağır sanayi gibi birçok sanayi çeşidinin bulunduğunu söyledi.
Tarımsal anlamda da İstanbul'u besleyen bir kent olduğunu, bunun için de Sakarya'ya "İstanbul'un arka bahçesi" denilebileceğini dile getiren Balkanlıoğlu, "Türkiye'nin tavuk ihtiyacının yüzde 35'i Sakarya'dan karşılanıyor. Fındık 100 bin ton, mısır 400 bin ton, sadece ayva 120 bin ton üretiliyor ve kalitesi dünyaca kanıtlanmış." dedi.
Bilimsel gelişmenin yanı sıra Türkiye gibi insani vasıfları saygın, erdemli ve faziletli insanların çok olduğu ülkelerin gelişmişlik katsayısının artmasının son derece önemli olduğunu belirten Balkanlıoğlu, insani gelişmişliğin az olduğu sürece zengin olmanın da bir anlam ifade etmeyeceğini kaydetti.
Konuşmaların ardından "Dünyada ve Bölgede Reel Sektörde Ekonominin Yolculuğu", "Robotlar, Yapay Zeka, Endüstri 4.0, Yeni Kapitalizm ve Yeni Dünya", "Para hesabınızı nasıl yapacaksınız?", "Tutarsız dünyada biz ne yapacağız?", "2100'e doğru yükselen Asya ve Afrika, Türkiye'nin rolü" konularının ele alındığı panele geçildi.
Konuşmacılar da gelecek yüzyılda Türkiye ve dünyayı ekonomide nelerin beklediği konusunda görüşlerini paylaştı.