Güncelleme Tarihi:
Sayan, ulaşımdan sağlığa, sanayiden enerjiye, eğitimden sosyal hayata kadar her alanda giderek artan bir şekilde bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanıldığını belirterek, bilgi ve iletişim altyapılarının çeşitliliği ve kapasitesinin, ülkeler için adeta bir zenginlik ve refah meselesi olduğuna dikkati çekti.
Uzay faaliyetlerinin daha önce yalnız süper güçler tarafından kimi zaman bir prestij kimi zaman da caydırıcı unsur olarak kullanıldığını anımsatan Sayan, günümüzde artık ülkelerin ekonomik ve askeri imkanları açısından hayati bir önem taşır hale geldiğinin altını çizdi.
Sayan, günümüzde hava savunmasının artık uzay kabiliyetleri ile birlikte ele alındığına işaret ederek, Atmosferin sınırlarında yüzlerce kilometrelik irtifalara ulaşan kıtalar arası füze sistemleri, uzun menzilli hava savunma silahları, dünyanın her yerinde elektronik karıştırmaya mazur kalmayacak kriptolu iletişim ağları, uzaktan komut ihtiyacı olan insansız hava platformları ve gelecekte yapılması planlanan silahlı uydular uzayı kullanımının önemi her geçen gün artıyor.” dedi
"Türkiye’nin 5G teknolojisini ihraç eden bir ülke konumuna ulaşmasını istiyoruz"
Bir ülkenin uzay gücünün, tüm milli güç unsurlarının sahip olduğu uzay yeteneklerinin toplamından oluştuğunu belirten Sayan, “Uzay teknolojileri, yeni iş alanlarının açılmasına ve bu alanlarda yeni personel istihdam edilmesine ve uzay alanında yetenekli iş gücünün tesis ve teçhizat altyapılarının oluşturulmasına sahip olunabilecek ürün ve hizmetlerin dost ve müttefik ülkelere satılmasını ve dolayısıyla ciddi anlamda bir döviz ülkeye girmesine ve aynı zamanda gelişmiş ülkeler ligine geçilmesine imkan tanımaktadır.” ifadelerini kullandı.
Sayan, Türkiye’nin 5G teknolojisini sadece kullanan bir ülke olması yerine, 5G teknolojisini tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden bir ülke konumuna ulaşmasını istediklerini söyledi.
Mikro uydu denilen projelerin esasında geniş bant internetini uydular aracılığıyla vermeyi sağlayacak bir teknoloji olduğunun altını çizen Sayan, şunları kaydetti:
“Şu anda kullandığımız uydular da ağırlıklı olarak yayıncılık ve internet erişimi için kullanılan uydular. Gerek Starlink’in gerek diğer uydu projelerinin etkilerini şu anda gözlemliyoruz. Onlarla iş birliği içerisinde neler yapabiliriz. Türkiye olarak, bu tür daha küçük uydularla daha aşağıdan hizmeti nasıl verebilmenin araştırması içerisindeyiz. Uyduların da bulunduğu Uzay’da da bizim bir egemenlik sahamız var. Orada pozisyonlarımız var. Türksat, bizim bu anlamda görevlendirdiğimiz kuruluşumuz. Uzay alanında bu görevi ve uzaydaki egemenlik haklarını da adeta savunmakta. Bu manada biz onlarla birlikte iş birliği imkanlarına bakarken, kendimiz bu tür uydu projelerinde neler yapabilmenin araştırması içerisindeyiz.”
"Uydu sektörü gelecek yıllarda trend de bir sektör olacak"
Türksat Genel Müdürü Cenk Şen ise uydu sektörünün gelecek yıllarda trend bir sektör olacağını belirterek, uydu sektörünün dünyada her pazarın içerisinde kendine yer bulacağını ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin uydu sektörünün daha fazla dikkati çekmesine fayda sağladığını söyledi.
Şen, uydu sektörünün daha esnek hizmet verme fırsatları yaratmaya çalıştığını vurgulayarak, “Esnek görev yükü ve uydunun üzerinde tüm yer istasyonlarına yapılan yönlendirme işlemlerinin yapılması gibi konular üzerinde
ciddi çalışmalar var. Sadece kapasite artırımı ile ilgili değil otomasyon olarak
da bu uydunun kabiliyetlerinin tüm dünya üzerinde kullanılması yönünde ciddi çalışmalar var.” şeklinde konuştu.
Türkiye Uzay Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Lokman Kuzu da gelecekte uzay çalışmalarında hükümet harcamalarının azalacağının özel şirket harcamalarının artmasının beklendiğini belirtti.
Kuzu, uydu hizmetlerinin Kovid-19’dan etkilendiğini ve bu süreçte öneminin daha da arttığına dikkati çekerek, uydu üreticilerinin projelerinde Kovid-19’dan dolayı gecikme yaşandığını anımsattı.
Telekomünikasyon Uydu ve Yayıncılık İş İnsanları Derneği (TUYAD) Başkanı Hayrettin Özaydın ise uydulardaki pazar payı her zamankinden daha fazla arttığını belirterek, “Kovid-19 döneminde insanlar evde çalışmaya, sipariş vermeye, yaşamaya ve vakit geçirmeye çok alıştı. Bunun ile birlikte tüm teknolojilerin kullanımında yüzde 70 teknolojiyi uydular sağladı. Mobil ve bilişim sektörü bu işten çok faydalandı. Televizyon ve radyo sektörünü de düşündüğümüz zaman yaşanan bir pazar geçişi oldu.” ifadelerini kullandı.