Güncelleme Tarihi:
Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Türkiye ekonomisi ve toplumunun dijitalleşme durumunu inceleyen “Türkiye'nin Dijitalleşme Endeksi Raporu”nu bilişim sektörünün temsilcileri ve Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır'ın da katıldığı bir toplantıda kamuoyuyla paylaştı. Özel sektör ve kamu temsilcilerinin görüşleri, iş dünyası mensupları tarafından doldurulan anketler ve 139 ülkeden alınan verilerin analiz edilmesiyle oluşturulan rapor, dönüşüm, ekosistem, yeterlilik, kullanım olmak üzere dört ana bileşen ve 10 farklı boyutta Türkiye'nin Dijital Dönüşüm Endeksi'ni ortaya koyuyor.
Türkiye'nin dijital dönüşüm notu
Her sene tekrarlanacak olan bu endeks çalışması, Türkiye ekonomisinin ve toplumun dijital dönüşümün hangi noktasında olduğunu, Türkiye'nin dijital dönüşüm performansını, performansı olumsuz etkileyen faktörleri ve performansı yükseltmek için yapılması gerekenleri ortaya koyuyor.
Raporda, Türkiye'nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2019'da 2,94, 2020'de ise 3,06 olarak hesaplanıyor. 1 ile 5 arasında bir puanlamanın yapıldığı değerlendirmede Türkiye'nin notu “ortalama” olarak tanımlanıyor. 2019'dan 2020'ye bir iyileşmenin olduğuna dikkat çeken TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı K. Erman Karaca, “Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanında yaşanan gelişmelerin, ekonomik ve sosyal hayatın tüm alanlarında önemli dönüşümlere yol açtığını hepimiz gözlemliyoruz. Bunun belki de en çarpıcı göstergesi, tüm dünyayla birlikte yaşadığımız COVID-19 salgını süreci oldu. Salgınla mücadelede ve eğitimden ekonomiye hayatın olağan akışının devam ettirilmesinde bilgi ve iletişim teknolojileri çok önemli roller oynadı. Türkiye'nin bilgi ve iletişim teknolojileri açısından durumuna baktığımızda, birçok ülkenin ilerisinde olsa d, en önde giden ülkelerle arasında epey mesafe olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin bu ortalama performansını biraz da ayrıntıda incelersek, ülke içinde yeni teknolojilerden yararlanma kapasitesinin bölgelere, sektörlere ve firma tiplerine göre büyük farklılıklar gösterdiğini görüyoruz” diye konuştu.
Salgının yol açtığı zararın atlatılmasında bilgi ve iletişim teknolojileri anahtar rolü oynayacağına göre, bu alandaki performans açığımızı en kısa sürede kapatma gayretinde olmamız gerektiği aşikâr. Açıkladığımız bu endeksin, Türkiye'nin dijitalleşme performansına önemli katkıları olmasını diliyorum.” dedi.
Toplantının Panel kısmında konuşma yapan TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Akarca “Türkiye'de bireylerin günde ortalama üç saatlerini internet ve sosyal medyada geçirdikleri bir ‘bireysel dijital tüketim' toplumunda yaşıyoruz. Bireyselde de bilgi teknolojilerini cihaz veya sosyal medya kullanımının dışına taşıyarak; iş modellerinde, girişimcilik ekosisteminde dijital teknolojilerin getirdiği yenilikleri hayata geçiren, ekonomide katma değer yaratan, ‘bireysel dijital üreticilere' geçiş̧ sürecini desteklemeliyiz” dedi. Akarca ayrıca ülke nüfusunun yüzde 66'sının e-Devlet Kapısı'nda sunulan 5 bin 180 hizmeti kullandığına ve 2023 de bu yüzdenin 80'e ulaşmasının hedeflendiğini belirterek “Bu, gelecek üç̧ yıl içinde neredeyse erişkin olan tüm bireylerin dijital hizmetleri kullanacağını gösteriyor. Sosyal güvenlik hizmet dökümünden, dava dosyası, vergi borcu, tapu bilgileri sorgulamaya kadar gündelik hayatımızı kolaylaştıran birçok dijital hizmete e-Devlet'ten ulaşabiliyoruz. Bu da bizlere gösteriyor ki kamu kurumlarımızda birçok başarılı ve dünyaya örnek olacak uygulama hayata geçiyor. Ülkemizin özellikle e-Devlet hizmetlerinde kat ettiği ilerleme ve teknoloji kullanımındaki kabiliyeti dünya standartlarındadır. Ülkemizde kamu kurumlarının dijital dönüşümü takdire değerdir. Özel kurumlar başta olmak üzere dijitalleşmede kamuyu yakalamamız gerekiyor” dedi.
Panelde söz alan TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Urçar da “Türkiye ekonomisi için asıl kritik olan geleneksel ve başarılı şirketlerin dijital dönüşümü başarabilmeleridir. Ana omurga dönüşemezse, dijital bir ekonomi olabilmemiz ve global rekabette hak ettiğimiz noktaya gelebilmemiz olanaksız. Madalyonun öbür yüzünde de startup ekosistemi var. Büyük bir hızla dijital doğanların sayısını artırmalı ve başarılı olma şanslarını artıracak iklimi oluşturmalıyız. Adım adım başarılı global girişimler doğuracak bir teknoloji ekosistemini oluşturmak, ülke olarak en stratejik hedeflerimizden biri olmalıdır. Son olarak da tüm bu dijital dönüşüm hamlesini bir teknoloji inisiyatifi olarak görme yanlışlığına düşmemeliyiz. Bu stratejik dönüşümün odağında insan var. Dijital okuryazarlık ve yetkinlik artışı, en önemli hedeflerimizden biri olmalı, eğitim ve öğretim politikalarımızı buna göre güncellemeliyiz” dedi.
Raporu hazırlayan ve sunan Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit İzmen salgın sonrası dünyada Türkiye'nin önüne açılan yeni fırsatlardan yararlanabilmesi için dijital dönüşüm konusunda hızla mesafe alması gerektiğine dikkat çekti. İzmen, Türkiye'nin Dijital Dönüşümü için raporda öne çıkan kısıtlar ve çözüm önerileri hakkında aşağıdaki açıklamalarda bulundu:
Bilgi ve İletişim Teknolojilerine Yönelik Vizyon İhtiyacı: Firmaların %48'i, hem kamuda hem de özel sektördeki vizyon eksikliğini en önemli 5 kısıttan biri olarak görmektedir. Devletin bu konuda farkındalığın olması yeterli değil. Tüm toplum olarak bu sürece hazır olmak gerekiyor.
Öneriler:
Girişimci Ekosisteminin Geliştirilmesi: Sektörün %33'ü girişimci ekosistemin gelişkin olmayışını dijitalleşmenin önündeki önemli kısıtlardan biri olarak görmektedir.
Öneriler:
Altyapının İyileştirilmesi: Fiber altyapının gelişmesi tüm ekonomiyi dönüştürecektir
Öneriler:
Nitelikli İşgücü Kaynağının Geliştirilmesi: Firmaların %73'ü nitelikli işgücü eksikliğini en önemli beş kısıttan biri olarak görmektedir
Öneriler:
Ekonomik ve Toplumsal Dönüşümün Sağlanması: Son yıllarda yaşanan ekonomik zorluklar, özellikle TL'nin değerindeki düşüş teknoloji yatırımları üzerinde olumsuz etki yaratmıştır. Salgının firmalar üzerinde yarattığı finansman baskısı, teknoloji yatırımlarının istense de ertelenmesine neden olabilecektir.
Öneriler:
KOBi'lerde Dijital Dönüşüm Süreçlerinin Desteklenmesi: Dijital dönüşümün olumlu etkileri kadar tahripkâr etkilerinin de en yoğun hissedileceği kesim KOBİ'lerdir.