Güncelleme Tarihi:
Ülkemizde de uzaktan eğitim uzun yıllardır farklı üniversitelerde uygulanıyor, ancak bazı akademisyenler var ki tıp eğitimi gibi zor bir branşı da uzaktan eğitim ile bir araya getiriyor. Bu alanda çalışan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dijital Tıp Eğitimi Uygulamaları Kurul Başkanı Prof. Dr. Serdar Kula uzaktan tıp eğitimiyle ilgili sorularımı yanıtladı.
Tıp alanında uzaktan eğitimden söz eder misiniz?
Tıp eğitimi içerik ve yapı itibariyle özel bir duruma sahiptir. Ülkemizde 6 yıllık Tıp eğitimini genel olarak 3 bölüme ayırarak incelemekte fayda var. Tıp fakültesinin ilk 3 yılı birinci bölümü oluşturur. En önemli özelliği bu yıllarda teorik eğitimin ön planda olup, çok az pratik beceri eğitimine yer veriliyor olmasıdır. Dört ve beşinci sınıflar ikinci bölümü oluşturur. Bu sınıflarda da pratik eğitim önceliklidir ve kısmen teorik eğitimle desteklenmektedir. Üçüncü bölüm son sınıftan oluşur ve hekim adayının mesleki bilgi ve becerisinin pekiştirilmesi amacıyla tümüyle pratik uygulama esaslıdır.
Tıp eğitiminde uzaktan eğitim aslında çok uzun zamandır uygulanmaktadır. Ancak, bugüne değin daha ziyade eğitimde tamamlayıcı bir rol üstlenmiş ve ağırlıklı olarak mezuniyet sonrası eğitimde etkin yer bulmuştur.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi olarak uzaktan eğitim tecrübemiz on yılı aşkın bir süreye dayanmaktadır. İlk olarak çocuk kardiyoloji bilim dalımız 2009 yılında ülkemizdeki ilk eş zamanlı (senkron) uzaktan EKG eğitimi sempozyumunu gerçekleştirmiş ve bu sempozyuma 164 hekim katılmıştır. Ardından birçok küçük uygulama yapılarak tecrübe kazandıktan sonra 2012 yılında ilk eş zamanlı uluslararası sanal kardiyoloji sempozyumunu doksan kadar katılımcı ile başarılı bir şekilde gerçekleştirdik.
Tüm bu deneyimler bize uzaktan eğitimin tıp eğitiminde nasıl yer alabileceği, engeller ve fırsatların neler olabileceği konusunda büyük bir kazanım sağladı.
Son olarak 3 yıldır, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı uzmanlık öğrencileri için oluşturulan eş zamanlı olmayan (asenkron) bir projeyi yürütmekteyiz.
Uzaktan eğitim sürecinde ilk yapılması gerekenlerin başında akademik personelin bu uygulamaya olan aşinalığı ve teknoloji kullanım becerilerinin belirlenmesi gelir. Her kurum akademik personelinin bilgisayar teknolojilerini kullanım öz yeterliliğini, e-öğrenmeye yönelik tutumlarını ve e-öğrenme konusunda eğitim ihtiyaçlarını belirlemelidir.
Değişime direnç insan doğası gereği kaçınılmazdır. Yüz yüze eğitimin en büyük savunucularından olan ve bu konuda eserleri bulunan Vermont Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı William Jeffries de bu değişime direnememiş ve yüz yüze eğitimin tek yol olamayacağını beyan etmiştir.
Uzaktan eğitime nasıl hazırlanmak gerekir?
Akademik personelin ve öğrencilerin bu konudaki bilgi ve tecrübeleri ölçüldükten sonra işin önemli kısmı eğiticilere kalmaktadır. Eğiticiler, öncelikle hedef kitlenin karakteristikleri ve ihtiyaçlarını belirlemeli, öğrenim hedeflerini bu yönde revize etmeli, hangi çevrim içi tekniği ne zaman ve nasıl kullanacağı konusunda ilgili birimlerden destek almalı ve hepsinden önemlisi eğitimler sonrası geri bildirim alınarak bu süreçte dinamik bir eylem planı yürütülmelidir.
Tıp fakültesinin her döneminin farklı karakteristiği nedeniyle uzaktan eğitim her dönem için ayrı ayrı planlanmalıdır. Bu amaçla, eş zamanlı ve eş zamanlı olmayan yöntemler uygun bir harmanla kullanılabilir.
Bununla birlikte unutulmaması gereken konuların içerisinde kullanılacak uzaktan eğitim platformlarının teknik sınırlılıkları ve öğrencilerin teknik sorunları (internet erişimi ve bilgisayar temini gibi) da önemlidir. Bu iki durum uzaktan eğitimin ülke çapında yaygın kullanımının söz konusu olduğu bu günlerde olası sorunlar açısından dikkatten kaçmamalıdır. Bu sebeple eğitimlerin eş zamanlı modeller yerine eş zamanlı olmayan şekilde yapılması katılımcıların uygunluklarına göre daha etkin bir katılım sağlamalarını ve verimliliği artırabilir.
Sonuç olarak; e öğrenme sadece ders içeriklerinin ve kaynakların online paylaşılması değil, öğrenci merkezli, eğitici-öğrenci ve öğrenci-öğrenci arasında sürekli etkileşimin olduğu, eş zamanlı ve eş zamanlı olmayan tekniklerin birlikte kullanımıyla sürdürülmesi gereken bir pedagojik yaklaşımdır.
Serap TORUN
twitter.com/seraptorun73