Güncelleme Tarihi:
The Last Guardian aslında yıllardır akıllarda olan; ancak elimize ulaşmayan bir yapım. E3 2009'da Team ICO'nun yeni oyunu The Last Guardian tanıtıldı. Stüdyo yönetmeni Fumito Ueada, yeni oyunun daha çok ICO ile benzer olacağını açıklamıştı. Yarı kuş, yarı memeli yaratık ve küçük bir çocuk, önlerindeki engelleri aşarak ilerlemeye çalışacaklardı. Elbette oyunu ilk gördüğümüzde PlayStation 3 için duyurulan The Last Guardian'dan inanılmaz etkilenmiştik. Oyunların silahla kafa patlatmaktan ibaret olduğu bir dönemde, sevgiyi, dostluğu ve engelleri aşmanın yollarını anlatıyordu bizlere. Kesinlikle farklı bir öyküydü. 2011'de çıktığında muhtemelen yılın en sevilen oyunlarından biri olacaktı.
Yıllar yılı ertelenip duran The Last Guardian'dan umudumuzu kestiğimiz sırada E3 2015 oyun fuarında karşımıza yeni bir fragmanla çıkması ise yeni bir umut olmuştu. Oyunda ilk dikkat çeken nokta iki baş karakterimizin olması. Yani elimizde bir küçük çocuk ve Trico isimli yaratık var, hepsi bu.
Küçük çocuk devasa bir mağarada kendine geliyor ve bir süre sonra yalnız olmadığını fark ediyor. Bulunduğu bölgeye nasıl geldiğini bilmeyen çocuk, dev bir yaratık ile baş başadır. Kolları ilginç dövmelerle kaplı çocuk ayağa kalkar ve çevresini araştırmaya başlar. Bu sırada hikaye başlar işte.
Oyuna bakıldığında aslında söz konusu çocuğun geçmişini oynadığımız anlaşılabilir kolayca. Oyunu anlatan da hikayeyi dillendiren de çocuğun ta kendisi. Belli yerlerde devreye giriyor ve masal edası ile hem ipuçları veriyor hem de ilerleyişe katkıda bulunuyor.
Oyunda önce kontrolleri hızlıca kavramaya çalışıyoruz; tabii diğer yandan ne olduğunu tam olarak anlayamadığımız yaratığı tanımamız gerekiyor. Bir tür muhafız kaskı takan bu yaratık, mağaranın dibine zincirle bağlı.
Trico hırçınlaştığında onu bir yandan sevip sakinleştirmemiz gerekiyor; bunu yaparken de oyunla olan bağınız bir adım öteye taşınıyor. Trico'yu sakinleştirmeyi başardığınızda gözleri normale dönüyor ve işte o an sebepsiz bir mutluluk hali yüzünü sarıyor. Yaratığın bir nevi kendince bir karakteri var ve belli durumlarda sinirleniyor, ruh hali değişiklik gösteriyor.
Oyunun belki de dikkat çeken en önemli eksisi mekaniklerde karşımıza çıkıyor. Oyunun türü klasik mekan bulmacaları olsa da bu bulmacaları çözmek bazen işkenceye dönüşebiliyor. Kontroller bunca yılın ardından bile biraz ham kaçıyor. Çocuğu hareket ettirirken, defalarca istemediğiniz sonuçlarla karşılaşıyorsunuz.
Ancak her şeye rağmen The Last Guardian'a kesinlikle şans vermelisiniz; zira bir yaratığı tanımak, onunla yaşamak, yeni maceralara böylesine bir atmosferde yelken açmak sıra dışı bir oyun deneyimi olacağı kesin. Oyunun oynama süresi ortalama 12 saat; PlayStation 4 Pro'da oynadığınızda 4K çözünürlükte oyunu oynama şansınız var.