Güncelleme Tarihi:
2018’e ve geçtiğimiz yıllara bakıldığında sektörde uzun yıllardır önemli bir büyüme yakalanmadığını paylaşan Arıak: “Açıklanan sektör raporları gelirlerin arttığını gösteriyor fakat bu gelirlerden enflasyon etkisini çıkardığımızda gelirlerin 2003 yılından 2017 yılına kadar 15 milyar TL seviyesini geçmediği görülüyor.Burada açık bir şekilde büyüyememe sorunumuz bulunuyor. Sektörümüzün üçte ikisini oluşturan halka açık şirketlerimizin toplam piyasa değerleri 26 milyar dolarlardan, 6-7 milyar dolarlara kadar gerilemiş durumda. Bu gerilemede dövizin değer kazanmasının etkisi elbette var ama son ekonomik sıkıntının başlamasından önce Haziran 2018’de 9,74 milyar dolar olan piyasa değeri, beş buçuk yıl önce Aralık 2012’de 26,25 milyar dolardı. Bununla birlikte 2017 yılında alternatif işletmecilerin toplam gelirden aldıkları pay yaklaşık olarak %8 oldu. Bu oran AB ortalamasının çok gerisinde. Bu durum hem rekabet açısından hem de firma çeşitliliği açısından yapılacak çok iş olduğunu gösteriyor. 2019’da sektörümüzü büyütecek adımların her zaman destekçisi ve savunucusu olacağız.”
2019’da Fiber Altyapı Yatırımları Hızlanmalı
Elektronik haberleşme açısından oldukça büyük bir öneme sahip olan fiber altyapının Türkiye’de yetersiz olduğu tüm çevrelerce biliniyor. Fiber altyapının paylaşılması noktasında etkin çözümler sunulmaması da sektörün gelişimini engelliyor. Arıak, Türkiye’de yaklaşık 340.000 km uzunluğa sahip fiber şebekenin neredeyse %80’inin Türk Telekom’a ait olduğunu ve başta Türk Telekom olmak üzere şirketlerin fiber altyapılarını birbirine ücreti karşılığında kiralamaları halinde fiber altyapı sorununun %80 oranında çözülebileceğini ifade ediyor. Türk Telekom’un ve diğer işletmecilerin ellerindeki altyapıları birbirine kullandırmaları için; TELKODER, Türk Telekom, Turkcell, Vodafone ve Türksat arasında Mayıs 2018’de imzalanan protokolün gereğinin hızla hayata geçirilmesi ve bu konuda siyasi bir sahiplenmenin ortaya konması gerekiyor.
Sabit Ses Trafiğinde Yaşanan Büyük Düşüşün Önüne Geçilmeli
Toplam ses trafiği içindeki sabit ses trafiği oranının da 2009 yılından bu yana ciddi biçimde düştüğü vurgulanan açıklamada 2009 yılında toplam trafiğin %82,5’i mobil, %17,4’ü sabit ses iken 2018 ikinci çeyreği sonunda sabit ses trafiğinin oranının %2,45’e gerilediği aktarılıyor. İngiltere’de sabit trafik oranı %31, mobil trafik %69, Almanya’da sabit trafik oranı %52,6 mobil trafik oranı %47,5 olarak gerçekleşiyor. Türkiye’de sabit ses trafiğindeki hızlı düşüş büyük ekonomik kayıplara ve yatırımların boşa gitmesine neden oluyor. TELKODER Sabit ses trafiğinde yaşanan düşüşlerin ciddiyetle ele alınarak incelenmesi ve önlenmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Veri Merkezi İşletmeciliği Bölgesel ve Küresel Ölçekte Gelişmeli
2019’da elektronik haberleşme sektöründe ele alınması gereken bir diğer konu ise veri merkezi işletmeciliğinin bölgesel ve küresel ölçekte geliştirilmesi. Ülkemizin verisinin ülkemizde tutulması gerektiği hem kamu hem de özel sektör tarafından kabul ediliyor. Kişi ve ülke olarak verilerimizin ağır bir risk altında olması da bu çalışmaların hızla hayata geçirilmesini zorunlu kılıyor. Bu nedenle önümüzdeki yıl yerli veri merkezlerinin desteklenmesi ve yerli internet değişim noktalarının kurulması sektörün önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor. TELKODER’in veri merkezi işletmeciliğinin geliştirilmesi için sunduğu öneriler ise şöyle:
Veri merkezi işletmecisi tanımı mer’i mevzuatta yerini almalı ve ihtiyaç duyulan diğer mevzuat değişiklikleri en kısa sürede gerçekleştirilmeli.
Veri merkezlerine “Cazibe Merkezleri Programı” kapsamında sağlanan destek ve teşvikler ülke geneline yaygınlaştırılmalı ve beyaz alan sınırlaması kaldırılmalı.
Telekomünikasyon sektörümüzün bölgesel bir merkez olabilmesi için tüm erişim sağlayıcıların katılımının zorunlu olacağı (başta Türk Telekom olmak üzere) birden fazla internet değişim noktasının kurulması bir an önce gerçekleştirilmeli.
Uydu Haberleşme Hizmetlerinin Önü Açılmalı
Yapılan açıklamada Türkiye’de uydu haberleşme sektörünün ihmal edildiğinin de altı çiziliyor. Telekomünikasyon hizmetlerinde dünya ortalamasına ulaşmak için uydu hizmetlerimizi 10 kat büyütmemiz gerekiyor diyen Arıak piyasayı büyütücü tedbirler alınması gerektiğini dile getiriyor. Arıak: “Uydu sektörümüz ve bu sektörün içinde yer alan Türksat, yerel ve küresel piyasalardaki fırsatları kaçırmaya itiliyor. Yeni teknolojilere ve yaşanan değişimlere ayak uydurabilmek için gerekli adımlar ivedilikle atılmalıyız. 406 sayılı Kanunda yer alan ilgili maddeye göre, TSK, Bakanlıklar, AFAD gibi bütün kamu kurum ve kuruluşlarının uydu üzerinden ihtiyaç duydukları hizmetleri sadece Türksat’tan alabiliyor. Kamu hizmet alımlarında uydu haberleşme hizmetlerine yönelik kısıtlamalar getirilmemeli. Uydu haberleşme sektörünün gelişmesini engelleyici tutumlardan vazgeçilmeli, mevcut durumu iyileştirmek için ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.” şeklinde değerlendirmelerde bulunuyor. TELKODER’in uydu haberleşme sektörünün gelişmesi için sunduğu çözümler ise şöyle:
Türksat’ın uydu alanında hem toptan hem de perakende pazarda faaliyet göstermesi ve sektörün gelişmesine engel olan ayrıcalıklı durumu devam ettirilmemeli.
Kamu hizmet alımlarında uydu haberleşme hizmetlerine yönelik kısıtlamalar getirilmemeli.
Türkiye, uydu haberleşme hizmetleriyle ilgili uluslararası işbirliklerinin içinde bulunmalı.