Prof. Dr. Cengiz Yalçın / cengizyalcin1934@gmail.com
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 23, 2012 17:04
Bilimsel, teknolojik ve politik gelişmelerin sonucu olan küreselleşeme ve küreselleşmeden kaynaklanan problemlerin çözümü Sürdürülebilir Kalkınma (Sustainable Development) gibi bir ekonomik modelinin kurgulanmasına neden olmuştur.
Son 20 sene içinde yaÅŸanan finans krizleri küreselleÅŸmenin masum bir dinamik olmadığını kanıtlamıştır. Model Davos veya OECD veya birleÅŸmiÅŸ milletler gibi uluslar arası deÄŸiÅŸik platformlarda en ince ayrıntılarına kadar tartışılmıştır. KüreselleÅŸmenin neden olduÄŸu problemlerin çözümü, bilimsel geliÅŸmelerin, ekonomik analizlerinin, kurumsal reflekslerin ve toplum deÄŸerlerinin uyum içersinde ele alınması ÅŸartına baÄŸlanmıştır.Â
Küreselleşme kendi enstrümanlarını kendisi yaratmaktadır yaratmaya da devam edeceği ortadadır. Sermayenin, bilginin, teknolojinin, iş gücünün serbest dolaşımı artık önüne geçilmeyecek ve önüne geçilmesi gerekmeyen bir sosyal olgu haline gelmiştir. Ülkemiz sermayenin serbest dolaşımını, özellikle sıcak para girişlerini, ekonomik kalkınmasının vazgeçilmez bir girdisi olarak kabullenmiştir. Sermaye girişinin sürdürülebilir olması başka, durumsal olmaktan çıkarılıp yapısal hale dönüştürülmesi başka bir problemdir. Kritik yönetim becerisi gösteren ülkeler küreselleşmenin oluşturduğu dinamiklerden kendi ülkelerine belli bir refah düzeyi getirme başarısını ancak sürdürülebilirliği sağlayarak göstermişlerdir. Sürdürülebilir özellik kazanmayan gelişmelerin krizler doğurması kaçınılmazdır.
Katılımcı demokratik yaşam tarzı, serbest piyasa ekonomisinin siyasi tercihlerden bağımsız uygulanmasını, üretilen toplam değerin hakça dağıtılmasını, toplumun politik iradesine bırakır. Politik irade sürdürülebilir kalkınmayı ekonomik bir model olarak benimseyip, en az otuz senelik bir süreyi kapsayan uygun politikalar üretmiyor ve sadece seçimleri düşünüyorsa, problemlerin çözümü gelecek kuşaklara miras kalır. Cumhuriyet Türkiye’si, sürdürülebilir hiçbir politik mantığı olmayan Osmanlıdan kalan örneğin, Duyunu Umumiye borçlarını ödenmek zorunda kalmıştır. Cumhuriyetin ilk kuşakları bu borcun yükü altında ezilmiştir. Hazinesi boş nüfusunun yüzde sekseni okuma yazma bilmeyen, tek bir üniversitesi dahi bulunmayan, halkı verem ve sıtmadan kırılan bir imparatorluğun sürdürülemez olduğuna tarih şahit olmuştur. Batı sanayi toplumuna geçerken ekonomisini ilkel tarım üretimine dayandıran bir anlayış, hangi devirde olursa olsun sürdürülebilir değildir. Her fırsatta Cumhuriyete saldırıp Osmanlı imparatorluğunu göklere çıkaran sözde tarihçilere benden selam olsun. Aklı başında her Türkiye cumhuriyeti vatandaşı şanlı geçmişimizin başarıları ile gurur duyar, başarısızlıklarının da nedenlerini arar. Ben başarıların ve başarısızlıkların nedenleri arayanlardanım. Son yüz senelik tarihimiz sürdürülebilir kalkınmanın ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu kanıtlar.
Sürdürülebilir Kalkına mantığı:
Bugünkü kuÅŸakların yaÅŸam kalitesini yükseltirken, gelecek kuÅŸaklara yaÅŸam kalitelerini yükselme olanakları veren bir ülke bırakmaktır.Â
Şekilde sürdürülebilir kalkınma modeli grafiği verilmiştir. Düşey eksen bireyin yaşam kalitesini yatay eksen zamanı göstermektedir. İçinde bulunduğumuz an grafikte t1 ile belirtilen kesikli düşey çizgi ile gösterilmiştir. Kesikli dikey çizginin solu geçmişe sağı geleceği temsil eder..
Grafikteki sürdürülebilirlik doğrusu, modeli uygulamaya başladığınız t0 senesinden itibaren her geçen sene bireyin yaşam standardındaki artışı işaret eder. Doğrunun zaman ekseni ile yaptığı ( ) açısı ise modelin uygulanmasındaki başarıyı ölçer. Açı ne kadar büyük ise model o kadar başarılı uygulanmış, bireyin yaşam standardı o kadar yükselmiş demektir. Eğri ise, sürdürülemez kalkınma modelini temsil eder. Sürdürülemez model başlangıç döneminde eğrinin tepe noktası A’ya gelene kadar yaşam standardında bir yükselme sağlar. Abartılı bir örnek, bu süre içinde ülkeyi yönetenler, ormanlarının tümünü kesip satar ve belli bir süre halkın eline çok para geçer ve standart yükselir, vatandaş halinden memnun olur, fakat ormanlar tükenince satacak şey kalmaz, durum tersine döner. A noktasından sonraki eğri sürdürülemez model yaşam standardındaki düşüşü gösterir. t1 senesinde eğri ile doğru çakışır. Bu seneden sonra modeli uygulamayan ülkenin yaşam standardı tepe taklak olurken modeli uygulayan ülkenin yaşam standardı artmaya devam eder.
 Burada önemli olan bireyin yaşam standardını yani YK’yi ölçülebilir parametrelere bağlayabilmektir. Bu objektif olarak yapılabilirse modeli tartışmak anlam kazanır. Örneğin kişi başına düşen mili gelir yaşam kalitesini ölçen önemli bir parametredir. Ancak tek başına belirleyici olmaz, örneğin mili geliri tek başına alsak, Suudi Arabistan’daki bir kadının yaşam kalitesi, Belçikalı bir kadından daha yüksek olabilir. Bu nedenle bireyin yaşam standardını ölçen farklı parametrelerin ağırlıklı toplamı yaşam kalitesini verir. Bunu basit bir toplam işlemi ile ifade edilebilir. Diğer parametreler neler olabilir.
 Modelin uygulanmaya başladığı senede kişi başına düşen milli gelir ile içinde bulunduğunuz senedeki gelir arasındaki fark çok önemli bir ölçüdür. Aynı mantık içinde, gazete ve kitap basım sayılarındaki değişim, bireyin eğitim sağlık güvenlik belirleyen endeks, insan hakları, adalet can güvenliği, özgürlük eşitlik, işsizlik, çevre hakları gibi sosyal endeks. Bilim adamlarının örneğin Nobel ödülü gibi uluslar arası ortamda kazandıkları başarılar, Hastane ve doktor sayısı, orman ve ekilebilir arazi alanlarındaki artış veya eksiliş. Tiyatro, opera, konser, sergi, gibi kültürel etkinlikler ve benzerleri yaşam kalitesini ölçen büyüklüklerdir.
 Cumhuriyetin kurulduğu 1923 senesinden günümüze kadar geçen süre içinde bu parametrelerdeki değişimleri ve Osmanlı imparatorluğunun duraklama ve çökme dönemlerini ile birinci dünya harbi sonunda düştüğü durumu göz önüne alarak, cumhuriyetin ne kadar başarılı olup olmadığına kararı kendiniz veriniz. Umarım 4+4+4 sürdürülebilir kalkınmayı sağlayacak kalitede bir eğitim alırlar. Cumhuriyetin ilk yıllarında, iki dünya harbine rağmen dünyada eşi görülmemiş bir kalkınma sağlanmıştır.  Bu makalemi içine sindirerek, Ulu önder
Atatürk büstünü alay konusu yapmaya çalışan öğrencilerin ve bu öğrencileri yetiştiren eğitimcilerin okumasını isterim.
Â