Güncelleme Tarihi:
Küresel ekonomide dijital platformların ve hizmetlerin payı her geçen gün artarken, dünyada pek çok ülke vergi, güvenlik, özgürlük, içerik gibi konularda ilgili servis sağlayıcılarla uyuşmazlık yaşıyor. Ana amacı kâr elde etmek olan şirketler ile ülke yönetimleri karşı karşıya gelebiliyor.
Milyonlarca kullanıcısı ve bazı ülkelerin milli gelirini geçen piyasa değerleri ile küresel ekonomik güç olan Google, Apple, Facebook, Netflix, Twitter gibi dünyanın en büyük BigTech şirketleri; milyonlarca kullanıcının online aktivitelerinden elde ettiği big data ile toplumun davranış kalıplarını ve algısını yönlendirme kabiliyetine sahip olabiliyor.
Sosyal medya siteleri aynı zamanda kullandıkları algoritmalar ile de kullanıcılar üzerinde etkili olabiliyor. The Atlantic sitesinde yer alan habere göre Facebook'un 2012 yılında 700 bin Facebook kullanıcıların bir kısmına sadece olumlu bir kısmına sadece olumsuz gönderiler gösteriyor. Deney sonucuna göre, kullanıcıların olumlu gönderiler ile karşılaştıklarında aynı şekilde olumlu gönderiler paylaştığı; olumsuz gönderiler ile karşılaştıklarında ise yine aynı şekilde daha çok olumsuz gönderiler paylaştığı ortaya çıktı.
ABD merkezli online medya hizmetleri sağlayıcısı Netflix, son dönemde içerikleri ile hem dünya da hem Türkiye'de gündem olmayı sürdürüyor. Netflix, sosyal medya platformlarından farklı olarak yapımlarının içeriklerinin yerel otoriteler tarafından denetlenmesi ve vergilendirmeyle ilgili sorunlarla gündeme geliyor.
Netflix'in geçen yıl sonu itibarıyla Türkiye'de aktif 1,5 milyon abonesi bulunuyor. İngiltere merkezli Comparitech şirketinin derlediği verilere göre, Netflix'in en fazla ücretli abonesinin olduğu ülke sıralamasında Türkiye, 23 ülke arasında 18. sırada bulunuyor. Listenin ilk üç sırasını 61 milyon aboneyle ABD, 15 milyonla Brezilya, 13 milyonla Birleşik Krallık oluşturuyor.
Netflix'in 23 ülkedeki aboneleri üzerinden derlenen bilgiye göre, şirket yılın ikinci çeyreğinde söz konusu ülkelerdeki abonelerinden 5,6 milyar dolar gelir sağladı.
ABD'li analiz şirketi Investopedia'nın verilerine göre Netflix'in gelirlerinin yüzde 53'ü uluslararası yayın hizmetinden, yüzde 46'sı ABD içi yayın hizmetinden ve yüzde 1'i diğer kaynaklardan oluşuyor.
Netflix, geçen yıl 20,2 milyar dolar gelir sağlarken, abonelikleri de kapsayan uluslararası yayın hizmeti gelirleri 10,6 milyar doları aştı.
Sosyal ağ sitelerinin gelir kaynakları platformun yapısına göre şekilleniyor. Twitter, 2019'da toplam 3,5 milyar dolar gelir elde etti. Twitter'ın gelir kaynaklarının yüzde 86,5'ini reklam gelirleri, yüzde 13,5'ini ise veri lisansları ve diğer unsurlar oluşturdu.
Gelirlerinin 3 milyar dolara yakınını sponsor twitter ve hesaplar gibi çeşitli reklam servisleriyle elde eden platform, 0,5 milyar dolarını ise şirketlere ve geliştiricilere sağladığı gerçek zamanlı veri kullanımına yönelik abonelik satışını içeren veri lisanslarından sağladı.
Twitter, yıllar içinde gelirlerini artırsa da platformdaki nefret söylemlerinin ve sahte hesaplar aracılığıyla çeşitli amaçlara yönelik yapılan girişimlerin önüne geçecek etkili bir güvenlik sistemi geliştiremedi.
Platform belli aralıklarla siyasi amaçlara hizmet eden, bazı ülkelerin hükümetleriyle ilişkili olduğunu duyurduğu çok sayıda hesabı kapatsa da uzmanlar bu yöntemin etkili bir çözüm yolu olmadığını savunuyor.
ABD merkezli sosyal medya devlerinden Facebook, geçen yıl 70,7 milyar dolar gelir sağlarken, gelirlerinin tamamına yakınını (yüzde 98,5) reklam servislerinden oluştu.
Sosyal ağ sitesi Facebook'u, fotoğraf ve video paylaşım uygulaması Instagram'ı, mesajlaşma uygulamaları Messenger ve WhatsApp'ı bünyesinde barındıran şirketin, bu platformlar üzerinden yaptığı reklam satışları ana gelir kaynağını oluşturuyor.
Şirket, yapay zeka, kripto para gibi alanlarda çok sayıda yatırım yapıyor. Şirketin kripto para teknolojisine yönelik geliştirdiği Libra isimli kripto para birimi, uluslararası kuruluşlardan ve ülkelerden denetime ve tekelleşmeye yönelik çekinceler sebebiyle eleştiri almıştı.
Reklam servislerinin siyasi ve ticari olarak kötü amaçlı kullanımı sebebiyle sıklıkla gündeme gelen Facebook, 70,7 milyar dolarla sosyal medya platformları arasında en çok gelir elde eden şirket oldu.
İngiltere merkezli We Are Social sitesinde yayımlanan "Digital 2020" raporu verilerine göre 7,8 milyara ulaşan dünya nüfusunun 5 milyar 190 milyonu mobil telefon kullanıcısı, 4 milyar 540 milyonu internet kullanıcısı ve 3 milyar 800 milyonu aktif sosyal medya kullanıcısı konumunda bulunuyor.
Facebook, 2 milyar 449 milyonla aylık aktif kullanıcı sayı bakımından ilk sırada yer alıyor. Facebook'u 2 milyar kullanıcıyla Youtube, 1,6 milyar kullanıcıyla WhatsApp, 1,3 milyar kullanıcıyla Facebook Messenger, 1,15 ile WeChat, 1 milyar kullanıcıyla Instagram ve 800 milyon kullanıcıyla TikTok takip ediyor.
Kullanıcılar günde ortalama 6 saat 43 dakikalarını internette geçirirken, bunun 2 saat 24 dakikasını sosyal medya platformlarında harcıyor. Türkiye ise günlük 2 saat 51 dakika sosyal medya kullanımı ve 7 saat 29 dakika internet kullanım ile dünya ortalamasının üzerinde yer alıyor.
Sosyal medya siteleri aynı zamandan dünyanın en çok ziyaret edilen siteleri arasında yer alıyor. Google ve Youtube ilk iki sırada yer alırken Facebook, Wikipedia, Netflix, Amazon gibi Türkiye'de de popüler olan siteler ilk 20 içerisinde yer alıyor.
Rapor, Türkçe'nin internet ortamındaki yaygınlığını da gözler önüne seriyor. İngilizce, internette kullanılan en yaygın dil olurken, Türkçe, Çince'nin iki basamak önünde 9. sırada yer alıyor. Türkiye 13 yaş ve üzeri sosyal medya kullanıcı oranı yüzde 81'le dünyada 21. sırada bulunuyor.
Türkiye, işini geliştirmek için sosyal medya araçlarını kullananlar sıralamasında ise yüzde 44'le dünyada 17. sırada bulunuyor.
"Digital 2020" raporuna göre Facebook'un Türkiye'de 37 milyon kullanıcısı bulunuyor. Bu haliyle Türkiye dünyada 10. sırada yer alıyor. Facebook'un dünyada potansiyel olarak reklam gönderebilir halde olan yaklaşık 1 milyar 949 milyon kullanıcısı bulunuyor.
Türkçe ise Facebook'ta 57 milyon Türkçe konuşan kullanıcı ile 12. sırada yer alıyor. Facebook çatısı altında faaliyetlerine devam eden Instagram'ın ise Türkiye'de 38 milyon kullanıcısı bulunuyor. Bu haliyle Türkiye dünyada Instagram'ı en çok kullanılan 6. ülke konumunda bulunurken, zirvede 120 milyonluk kullanıcı ile ABD bulunuyor. Buna göre 13 yaş üzeri nüfusa oranlandığında Türkiye nüfusunun yüzde 57'sine potansiyel reklam gönderilebilir kullanıcı oranı ile dünyada 5. sırada yer alıyor.
Türkiye'de Twitter'da da dünya ortalamasının üzerinde yer alıyor. Dünyada Twitter kullanımında 59 milyon ile ABD zirvede yer alırken, Türkiye 11 milyon 800 bin ile 6. sırada bulunuyor.
Dijitalleşmenin baş döndürücü bir hızla büyümesi ve ve mobil cihaz kullanımının artması, ticaretin ve reklamlar mecralarının da değişimini beraberinde getirdi.
Yapılan araştırmaya göre geçen yıl mobil cihazlarla bir ürün alanların sayısı dünya nüfusunun yüzde 52'si oldu. Dünyanda şirketten tüketiciye (B2C) alanında e-ticaretin toplam değeri 3,4 trilyon dolara ulaştı.
Dünyada yeni bir ürünü arama motorlarıyla tanıdığını söyleyenler yüzde 35'le ilk sırada yer aldı. Televizyon reklamlarıyla tanıdığını söyleyenler yüzde 34 ile 2. sırada, tavsiye ile tanıdığını belirtenler 3. sırada ve sosyal medya reklamları ile tanıdığını söyleyenler 4. sırada yer aldı.
Rapora göre dünyada 2019 yılında dijital reklamcılığı toplamda 334 milyar dolar harcanırken, bunun yaklaşık 90 milyar doları sosyal medya platformları aracılığıyla yapıldı. 2018 ve 2019 yılları karşılaştırıldığında sosyal medya yüzde 18 artışla reklam artışlarında en çok artış kaydeden mecra haline geldi. Özel platform bazında bakıldığında Google 103,7 milyar dolar, Facebook 67,4 milyar dolar Alibaba 29,2 milyar dolar ve Amazon 14 milyar dolar reklam payları ile sıralanıyor.
İstanbul Medipol Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Yüksel, AA muhabirine konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, sosyal medya sitelerinin özellikle son yıllarda insanların hayatlarının önemli bir parçası haline geldiğini söyledi.
İnsanların önemli bir kısmının vakitlerinin ciddi bir bölümünü bu sitelerde geçirdiğini ifade eden Yüksel, bazı insanların sadece eğlence amaçlı bu siteleri kullanırken, bazılarının ise güncel haber almak ve şirketler/ürünler hakkında bilgi edinebilmek amacıyla tercih ettiğini belirtti.
Yüksel, bazı ülkelerde bankacılık işlemleri gibi önemli hususların da sosyal medya siteleri üzerinden yapılabildiği, belirtilen bu durumun da bahsi geçen sosyal medya sitelerinin popülerliğini daha da arttırdığını kaydetti.
Bu sosyal medya sitelerinin kullanıcılardan hiçbir ücret talep etmediğine işaret eden Yüksel, şöyle devam etti:
"Bu çerçevede akla gelen sorulardan biri de sosyal medya sitelerinin gelir kaynaklarının neler olduğudur. Sosyal medya sitelerinin en önemli gelir kaynağının reklam gelirleridir. Bu sitelerde birçok farklı firmanın logolarını ve kampanyalarını görebilmek mümkündür. Sosyal medya siteleri, reklamlarını yayımladıkları bu şirketlerden ücret tahsil etmektedirler.
Kullanıcılardan ücret talep edilmemesi ve birçok önemli bilgiye hızlı bir şekilde ulaşılabilmesinin sağlanabilmesi gibi birçok avantajlarından dolayı sosyal medya siteleri çok sayıda insana hitap etmektedir. Belirtilen bu durum da müşterilerin tüketicilerine ulaşabilmesi için çok önemli bir yoldur. Sosyal medya siteleri sayesinde, şirketlerin isimlerini ve kampanyalarını çok yüksek sayıda insana ulaştırabilmeleri söz konusudur. Bu husus da sosyal medya sitelerinin ilgili şirketlerden çok yüksek miktarlarda reklam ücreti talep etmesine yol açmaktadır."
Yüksel, aslında ücretsiz gibi görünen sosyal medya sitelerinin, reklam veren şirketlerden çok yüksek gelir elde edebildiğini söyledi.
Şirketlerin de reklam konusunda özellikle son dönemlerde bu siteleri tercih etmesi sonucunda, sosyal medya sitelerinin yüksek cirolara ulaştığını ve ülke ekonomileri için oldukça önemli hale geldiklerini belirten Yüksel, "Belirtilen bu hususlardan dolayı, sosyal medya şirketlerinin yakın gelecekte ülke ekonomilerinin istikrarı için daha güçlü bir role sahip olacağı tahmin edilmektedir." ifadelerini kullandı.