Güncelleme Tarihi:
Zamanın büyük bir hızla aktığı, bilgiye saniyeler içerisinde ulaşabildiğimiz bir dünyada yaşıyoruz. Teknolojinin etkisinden doğan yeni paradigmalar sayesinde bugün hepimiz bilgiyi hem tüketiyor hem de üretebiliyoruz. Bilgi paylaşımı pratiklerimiz de, keza, sınırlı mecralar üzerinden ilerlemek yerine her saniye katlanarak genişleyen bir boşluğa yayılıyor. Hepimiz sözümüzü dile getirebilecek bir yer, kendimizi anlatacak bir medya bulabiliyoruz. Bilgi yüklememiz ise en çok sosyal ağlar aracılığıyla gerçekleşiyor.
Bugün dünyanın pek çok üniversitesinde mikro dinamiklerine dek inceleme konusu olan sosyal ağlar, yaşam pratiklerimizi de doğal olarak derinden etkiliyor. Bir diğer deyişle, hayatımızın bir kopyasını da internette yaşıyoruz adeta. Fotoğraflarımızı paylaşıyoruz, uzun zamandır görmediğimiz tanıdıklarımızı arkadaş olarak listelerimize ekliyoruz. Gün içerisinde Facebook’ta geçirdiğimiz süre 1 saate yaklaşıyor. Yaptığımız her şeyi bu sosyal ağlarda paylaşırken, profesyonel hayatımızda yaptıklarımızı paylaşmıyor muyuz? İşte bu noktada, sosyal iş ağları gibi çağdaş çözümler devreye giriyor. Bunlar, bir yanıyla aşina olduğumuz, ihtiyacını hissettiğimiz pratikleri temel alarak geliştirilmiş uygulamalar, ama bir yanıyla da kendilerinden önceki hiçbir şeyin özelliklerine indirgenemeyecek kadar özgünler.
Sosyal iş ağları söz konusu olduğunda hemen akla gelen “tanıdık çevresi” kavramını tam da bu çerçevede incelemeye değer. İstatistikler gösteriyor ki bugün işlerin yarıdan fazlası tanıdık vasıtasıyla bulunuyor. Sosyal iş ağları da işte bu ‘tanıdık çevresi’nin, belirli standartlar ve çağdaş kıstaslar üzerinden ilerleyen aktif bir profesyonel çevreye dönüşmesini sağlıyor. Mezun olduğumuz okuldan çalıştığımız alanlara, tanıdığımız kişilerden, daha önceki iş tecrübelerimize, gerçekleştirdiğimiz projelere kadar istediğimiz her tür bilgiyi sosyal iş ağları aracılığıyla paylaşabiliyoruz. Bu sayede yeni iş fırsatlarına ulaşmamız da kolaylaşıyor.
Yine de bir noktayı belirtmekte fayda var: Sosyal iş ağı kavramını tanıdık çevresinin internet üzerine taşınmış hali olarak düşünmek indirgeyici olacaktır. Zira, sosyal iş ağları tanıdık çevresinden çok daha dinamiktir. Burada, birisine kartvizitinizi verip ardından da sonsuza dek unutulmazsınız. Bir gün o kişiyle irtibat kurmak istediğinizde “Acaba beni hatırlayacak mı?” diye kaygılanmazsınız. Zira, internet üzerindeki sosyal iş ağınız bu ilişkileri daima dinamik tutmaktadır. Bunun yanı sıra sosyal iş ağları geleneksel tanıdık çevrelerinden hem daha eşitlikçi hem de daha güven verici olma özellikleriyle öne çıkmaktadır. Burada, gerçekten de size ait olan başarılar ile tanınırsınız.
Nitekim, artık kurumlar da işe alacakları kişiler ya da iş yapacakları firmalarla ilgili olarak internetten araştırma yapıyor ve karar alma aşamasında bu bilgilerden çok büyük ölçüde yararlanıyor. Sadece bizlere en iyi avantajları sunabilmek için mi? Hayır. Sosyal iş ağları, İK, iş ve ofis yönetimi maliyetleri söz konusu olduğunda büyük tasarruf sağlıyor. Dolayısıyla, doğru çalışan adayına anahtar kelimelerle ulaşmak ve o kişinin çalıştığı şirketleri veya tanıdığı insanları bulabilmek, işe alım süreçlerinde kurumlara iki yönlü fayda sunuyor. Bugün dünya üzerinde birçok ‘headhunter’ firma, eleman araştırmalarını sosyal iş ağları üzerinden yürütüyor.
Sosyal İş Ağları’nın kurumlara sunduğu fayda sadece iş bulmakla sınırlı değil elbette. Kurumların, sosyal paydaşlarıyla kurduğu ilişkide de sosyal ağların önemi ön plana çıkıyor. Bugün özellikle yurtdışında birçok global firma, XING (http://www.xing.com) üzerinde kurmuş olduğu şirket içi enterprise gruplar sayesinde sosyal paydaşlarıyla her daim iletişimde kalabiliyor.
Sosyal iş ağlarının sağladığı fayda gün geçtikçe artacak. Özellikle bireyler, dijital özgeçmişlerinin kendileri için 7x24 iş yapabilmesi ve kurumlar da kendilerini daha iyi ifade edebilmek adına bu dünyaya dahil olmalılar.