Güncelleme Tarihi:
Siber zorbalık, gençlerin üzerindeki etkisini arttırmaya devam ediyor. Çağın vazgeçilmezleri arasına girmeyi başaran teknolojik iletişim araçları aracılığıyla siber zorbalık ile karşılaşan vatandaşlara dikkat çeken Prof. Dr. Akbulut, savunmasızlık ve yaralanma gibi durumlarda önlem alınmamasının problemlere yol açacağını dile getirdi. Peki, siber zorbalık nedir? İşte, özellikle çocukların korunması gereken durum hakkında detaylı bilgiler
Siber zorbalık konusu gündemdeki önemini korumaya devam ediyor. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Akbulut, her geçen gün artan 'Siber zorbalık' sonucu ortaya çıkan savunmasızlık ve yaralanma gibi durumların önlem alınmadığı takdirde ciddi problemlere yol açacağını dile getirdi.
Siber zorbalık, bilgi ve iletişim teknolojileri kullanılarak ve kasıtlı olarak savunmasız bir birey ya da gruba zarar verme biçimi olarak tanımlanıyor. Öfke dolu kırıcı mesajlarla alay etme, sataşma, tehdit etme gibi davranışlar bu zorbalığa örnek gösterilirken sahte hesaplarla özel bilgileri ele geçirme ya da bunları yaymaya çalışmak gibi durumlarla da sıkça karşı karşıya kalınıyor. Bu kapsamda Samsung Electronics Türkiye ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) da sosyal medya üzerinden 'Siber Zorba Olma' farkındalık hareketini başlatıyor.
"ÇOCUK VE ERGENLERİ DAHA ÇOK ETKİLEYEN BİR RİSK TÜRÜ"
Konuyla ilgili bilgiler veren Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Akbulut, siber zorbalığa e-posta, cep telefonu, kısa mesaj ile internet ortamındaki paylaşımlar ile maruz kalındığını belirtti. Güncel bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle siber zorbalık için başvurulan araçların çeşitliliği artmakta olduğunu aktaran Prof. Dr. Yavuz Akbulut, "Avrupa Çevrimiçi Çocuklar Araştırma Projesi raporunda Avrupa’daki kurbanlık ortalaması yüzde 6, Türkiye ortalaması ise yüzde 3 olarak gösterilmişti. Ülkemizde siber zorbalık oranlarının yüzde 20’lerde olduğunu öne süren bazı çalışmalar da yayınlandı. Farklı ülkelerde gerçekleştirilen çalışmalarda yüzde 3’ten yüzde 50’lere kadar değişen oranlarla karşılaşıyoruz. Gerek siber zorbalığın ne olduğuna dair algı ve tanımlardaki farklılıklar, gerekse siber zorbalık oranlarını incelemek için kullanılan yöntem ve ölçeklerin farklılığı bu geniş aralığın nedenlerinden bir tanesi. Ayrıca ülkeler arasındaki altyapı ve erişim farklılıkları siber zorbalık oranlarını etkileyebiliyor. Siber zorbalığa maruz kalma ile depresyon, düşük benlik saygısı, korku, üzüntü, hayal kırıklığı, utanç ve benzeri sorunlar arasında önemli bir ilişki bulunduğu görülüyor. Siber zorbalık sonucu ortaya çıkan savunmasızlık ve yaralanma gibi duygusal sorunlar, yerinde ve zamanında önlemler alınmadığında akademik ve sosyal alanda da ciddi problemlere yol açabiliyor. Örneğin, Avrupa Çevrimiçi Çocuklar Araştırma Projesi’nde siber zorbalığa maruz kalmanın diğer çevrimiçi risklere nazaran daha az karşılaşılan; ancak çocuk ve ergenleri daha çok etkileyen bir risk türü olduğu belirtiliyor” ifadelerini kullandı.
"SİBER ZORBALIĞA KARŞI ÇOCUK İLE İLETİŞİM ÖNEMİ BÜYÜK"
Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Akbulut, siber zorbalığa maruz kalanlarda kişilik değişimi, içe kapanma, kızgınlık, gerginlik, internet kullanımı sonrası hüzün ya da öfke gibi birçok sonucu olabileceğini söyledi. Akbulut, şunları söyledi;
"Eğitimcilerle ve uzmanlarla bu davranış değişiklikleri hakkında sürekli iletişim halinde olunmasında yarar var. Ailelerin güvenli internet ile ilgili altyapı önlemleri hakkında bilgi sahibi olması gerekiyor. Çocuğun özel hayatını ve bireysel sınırlarını ihlal etmeden, karşılıklı diyalog içerisinde siber dünyadaki paylaşımlarını gözlemlemeye çalışmakta yarar var. Ayrıca çocuk kurban olmasa bile çevresindeki zorbalık örneklerinden haberdar olabiliyor. Bu bağlamda sağlıklı bir etkileşim, bu tatsızlıkların önüne geçmede de büyük önem taşıyor. Bu tür saldırılara maruz kalmadan önce alınacak bazı önlemler var. Sanal âlemde özel bilgilerin paylaşılmaması, tanınmayan kişilerin arkadaş olarak eklenmemesi, profilin herkese açık tutulmaması, provoke edici içeriklerin paylaşılmaması gibi. Eğer bir zorbalık gerçekleşirse saldırganı görmezden gelme, engelleme ya da zorbalığın gerçekleştiği ortamdan kaçınma gibi davranışlar, yaygın olarak başvurulan başa çıkma stratejileri arasında gösteriliyor. Saldırılara karşılık verilmemesi, zorbalık örneklerinin ve kanıtlarının saklanarak velilere ve gerekirse yetkili mercilere bildirilmesi önem taşıyor. Ancak yardım alma ve büyüklerle bu tür sorunları paylaşma bağlamında ciddi eksiklikler var.”