Güncelleme Tarihi:
Yaklaşık 13 yıldır bilgisayar kullanan biri olarak oyun oynamayı işimin bir parçası olarak gördüm. Bilgisiyar ve oyun benim için neredeyse eş anlamlı kelimeler olmuştur. Çalışmaktan sıkıldığımda, moralim bozukken, kafamı dinlemek istediğimde hep oyunlara yönelmişimdir.
Ağırlıklı olarak benim 'önümüze gelene bir tekme' diye tabir ettiğim FPS (First Person Shooter) oyunlar ilgimi çeker. Genelde 30 dakika ya da bilemedin en fazla 1 saat oynadığımdan uygarlıklar kurup, komşu ülkeye saldıracak kadar zamanın olmadığından FPS'leri her zaman tercih ederim.
Son bir iki yıldır da Wolfenstein - Enemy Territory isimli oyunu oynuyorum. Eğlenceli, tamamen ücretsiz ve internet üzerinden oynanan bir oyun. Kafa dinlemek ve eğlenmek için birebir.
Elbette oyun dendiğinde genelde sokakta adamın aklına hep farklı şeyler geliyor. Gerek basının yanlış yönlendirmesi gerekse sadece kötü örneklerin sunulması sebebiyle oyun kelime vahşet, gerilim ve başıboşluk olarak algılanmaya başlandı. Bilgisayarda oyun oynayanlara ise boş gezenin boş kalfası muamelesi yapanlar da var.
Gerçekte oyun yeni şeyler üretmeyi sağlayan, abartılmadığı sürece kişiye fazlasıyla faydası olan bir tür eğlence. Bu eğlenceyi abartıp gerçek hayata taşımamak gerektiğini söylemek bile gereksiz olsa da bazı kullanıcılar bunu da yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Tayland'da bir genç Grand Theft Auto IV oyunundan esinlenerek bir taksiciyi öldürdü. Tasvip edilmeyecek münferit bir olay.
Ancak kamuoyuna bu tip haberler sanki oyun oynayan herkes potansiyel katilmiş gibi yansıtılıyor. Bunun çok da doğru olmadığını söylemek mümkün. Bir zamanlar ülkemizde 'satanist' olarak anılan birkaç kişinin yaptıkları yüzünden bütün uzun saçlı ve sakallı gençlere satanist muamelesi yapıldığını unutmayalım. Hatta bu olaylar fiziksel saldırı boyutuna bile ulaşmıştı.
Ülkemizde oyun halen 'çoluk çocuk' işi olarak görülse de dünyada durum epey farklı. Büyük bir pazar olan oyun dünyasınde profesyonel oyuncular bile var. İşleri güçleri oyun oynamak olan bu kişiler geçimlerini de bu işten sağlıyorlar (şimdilik bizim hayal bile edemeyeceğimiz bir durum).
Özellikle online oynanan oyunların zevki bir başka oluyor. Zamanında (internetin bu kadar gelişmediği devirlerde) şirket içi ağda oynadığımız çoklu oyunculu Call Of Duty müsabakalarının tadı hala damağımda. Ama dediğim gibi olayı abartıp toplumdan soyutlamamak gerekiyor bünyeyi. Yoksa asosyalleşme gibi bir tehlike ortaya çıkabiliyor. Herşeyde olduğu gibi oyun oynarken de olayı abartmamak lazım.
Online oyunların zevkinin farklı olmasının en önemli sebebi Yapay Zeka'nın (Artificial Intelligence) henüz yeterince gelişmemiş olmasından kaynaklanıyor. Bilgisayara karşı oynadığınız oyunlarda düşmanın yapay zekası çoğu zaman belli bir seviyenin üstüne çıkamıyor. Bu da bir zaman sonra tekdüze bir oyun anlayışı getirdiğinden oyuncu haklı olarak sıkılıyor. Online ve çoklu ortamlarda oynanan oyunlarda ise bütün taraflar insanlar tarafından hayata geçirildiğinden her seferinde farklı bir tad almak mümkün. Bu yüzden bilgisayarda oynan tekli (single player) oyunların büyük bir çoğunluğu bir kez oyanınıp kenara kaldırılırken çoklu oyun modunda oynadığınız oyunları defalarda oynayabilirsiniz. Çünkü her seferinde farklı bir tad almanız mümkün.
Oyun oynamak iyidir. Ara sıra deneyin. Pişman olmazsınız...