Güncelleme Tarihi:
Son günlerde gazetelerde ve çeşitli TV kanallarında NASA kaynaklı evrenin yaradılış ve Einstein kuramlarını doğrulayan gözlemler ile ilgili haberler yer aldı. Gündem seçimler adreslendiği için bu konuda bir bilgi notu yazmayı erteledim. Seçim geldi geçti, biraz bilim yapmanın zamanı geldi. Gerçi toplum bilim sanat gibi insanın yaratıcı genleri ile pek ilgili değil amma, biz yine de biraz bilgiçlik taslayalım, evrenin bilinmeyen gizemlerini aklın nasıl çözdüğünü anlatmaya çalışalım.
Antenine düşen tüm sinyalleri anlamlı bilgilere dönüştüren hassas detektörler ile donatılmış devasa büyüklükte teleskoplar evren hakkında bilgilerin ancak çok küçük bir bölümünü ekranlarına yansıtabilir. Bildiklerimiz bilemediklerimiz yanında devede kulak kalır. Buna rağmen insanlık gözlerini açmış kulaklarını dikmiş bizden çok uzaklarda evrenin derinliklerinde neler olup bitiyor anlamaya çalışıyor. Örneğin kütle-çekim alan şiddetinin bir doğru boyunca hareket eden ışık demetini büküp içine çekecek kadar yüksek olduğu karadeliklerin içinde neler olup bitiğini ne optik ne de radyo teleskoplar ile görüntülemek mümkün değil. Önce neden karadelik gibi kozmik oluşumların içini göremiyoruz açıklayalım.
Evren özü enerji olan bir sistemdir. Enerji ışık, ısı, hareket şekilde kendini belli eder. Bu devasa sistem içinde herhangi bir olay, konum yani uzay ve zaman ile saptanır. Enerji içinde yer aldığı uzayın geometrisini belirler. Örneğin yer küre yani gezegenimizin toplam maddesel varlığı yani toplam enerjisi kendisini çevreleyen uzaya basitçe en, boy, yükseklik olarak bildiğimiz üç geometrik büyüklük ile şekil verir. Bunun anlamı yerküre ve onu çevreleyen uzayda ışığın doğru yol takip etmesi gibi fiziksel bir sonuç doğurur. Lise mezunu her genç bunu bilir.
Doğru üzerinde hareket eden Işık demeti, yani enerji uzayın resmini çizer. Bu neden ile çizimde yerküre uzayı düzlem şeklinde gösterilmiştir Ancak uzayın her köşesi yerkürenin aksine ışığı doğru yolundan saptıracak kadar enerji içerir; örneğin güneş çevresinde uzay yerküredeki gibi düz değildir. Güneş ışık demetlerini doğru yoldan saptıracak şiddette enerjiye sahiptir. Güneşin çevresinde uzay düzlem değil eğri bir yüzeydir. Soldaki şekil yerküre, sağdaki şekil güneşin çizdiği uzayı göstermektedir.
Sağdaki şekilde Einstein denklemlerinin verdiği sonuç bir karadelik için çizilmiştir. Yeşil huni yaklaşık olarak bir karadelik çevresinde oluşan eğri uzayı sarı eğri ise ışığın bu uzayda takip ettiği yolu temsil etmektedir. Işık demetini karadeliğin çukurundan çekip dışarı çıkaracak daha şiddetli bir enerji yoğunluğu olmadığı sürece insanlık karadeliğin içinde ne olup bittiğini göremez.
Resmin sağ kısmındaki gerçek bir karadelik oluşumunda ışık demetlerinin karadelik çevresinde nasıl spiral bir yol izleyerek çukura düşüp kayıp olduklarını göstermektedir. Resmin ortasındaki parlak bölge üstü üste gelen ışık demetlerinin karadeliğe düşme anını göstermektedir. Bu gözlemi yapmak isterdim. Şimdi bilim insanları içini göremedikleri karadeliğe kulaklarını dayamışlar duymaya çalışmaktadırlar, bundan sonraki notumuzda bu sesi insanlık nasıl duyacak, anlatmaya çalışacağım. Oralarda böcek möcek yok.