Meteor yağmurunu böyle izlediler
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2013 12:30
Meteor yağmurunu kendi yaptıkları radyo anteniyle gözlemlediler.
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü öğrencileri, kendi ürettikleri radyo anteniyle meteor yağmurunu gözlemlerken, yaklaşık bin 700 kilometre uzaklıktaki Slovakya'da yayın yapan bir radyoyu da dinlemeyi başardı.
ERÜ Astronomi ve Uzay Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü (UZAYBİMER) Yrd. Doç. Dr. Ferhat Fikri Özeren, yaptığı açıklamada, dünyaya günde yaklaşık 4 ton meteor düştüğünü, bunları izlemenin ve incelemenin kendileri için önemli olduğunu vurguladı.
Bu materyallerin güneş sisteminin ilk oluşum zamanından kalmış “antik” parçalar olduğuna dikkati çeken Özeren, bunlardan birinin dahi yakalanması halinde güneş sisteminin oluşumu hakkında değerli bilgiler edinilebileceğini anlattı.
Özeren, meteorların sürekli gözlemlenebildiğini ifade ederek, şunları anlattı: “Bunlar halk arasında 'akan yıldız yağmuru ya da yıldız kayması' olarak biliniyor ama yıldızlarla hiçbir alakası yok. Sadece, atmosferimize saniyede 70-80 kilometre hızla giren nohut büyüklüğündeki parçacıklar, sürtünmeden dolayı akkor hale geliyor. Yeterli büyüklükteki bazıları ise yere kadar düşebiliyor. Nereye düştüğünü görebilmek için sürekli gözlem halinde olmanız gerekir. Bunun için de metor gözlemleri çok önemli. Çok çeşitli tekniklerle yapılıyor. Radyo dalgaları gözlenerek yapılabiliyor, optik gözlem yapılabiliyor ya da bütün gece boyunca sırtüstü yatıp gökyüzünü seyredebilirsiniz. Gökyüzünü yeterince tanıyorsanız bunların nereden nereye gittiğini görürsünüz.”
Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü öğrencilerinin kurduğu “Radio Wave Hunters” adlı grubun meteor yağmurlarını radyo dalgalarıyla takip ederek gözlemlediklerini dile getiren Özeren, çalışmanın yaklaşık 1 yıl sürdüğünü söyledi.
Özeren, öğrencilerinin kendi olanaklarıyla anten ve UZAYBİMER'in desteğiyle yaptıkları “Meteor Yağmurlarının Radyo Gözlemleri ve Gözlemlerin Değerlendirilmesi” adlı çalışmasının, 18. Ulusal Astronomi ve Uzay Bilimleri Kongresi'nde “en iyi sözlü öğrenci posteri” ödülü aldığını ifade etti.
Özeren ayrıca çalışmanın İspanya'da yapılan Uluslararası Meteor Konferansı'nda grup üyelerinden Kerem Osman Çubuk tarafından sunulduğunu belirterek, 31 yıldır yapılan bu toplantıda Türkiye'nin ilk defa temsil edildiğini sözlerine ekledi.
Meteor sayesinde Slovak radyosunu dinlediler
ERÜ ASTER ve “Radio Wave Hunters” grubu üyelerinden Kerem Osman Çubuk da radyo astronomi gözlemciliğinin Türkiye'de yeni bir alan olduğunu belirterek, bilgi birikimlerini artırmak için yaklaşık 1 yıl çalıştıklarını söyledi.
Radyo istasyonlarından yapılan yayınların FM bandında olduğunu dile getiren Çubuk, şunları söyledi: “FM bandı ise dünya atmosferi tarafından geçirgendir. Bu sebeple radyo istasyonlarından yapılan yayınlar atmosferden yansımadığı için uzaktan dinlenememektedir. Fakat atmosfer dışına doğru çıkan bir sinyal, bir cisimden yansıdığında tekrar dünyaya dönebilmektedir. kendi ürettiğimiz “yagi” adı verilen 2 antenle 21 günlük çalışma sonucunda beklediğimizin üzerinde bir sonuç aldık. Çünkü, Ankara ve İstanbul üzerinden gelen yayınları dinlerken, büyük bir meteordan yansıyan radyo sinyaliyle karşılaştık. Bu yayının kaynağının bizden bin 700 kilometre uzaklıktaki Slovakya'da yayın yapan Fun Radyo olduğunu tespit ettik.”
Çubuk, Can Terzioğlu, Aziz Kayıhan, Mehmet İhsan Selmanoğlu ve Sara Bulut ile birlikte gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.
ERÜ Astronomi ve Uzay Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü (UZAYBİMER) Yrd. Doç. Dr. Ferhat Fikri Özeren, yaptığı açıklamada, dünyaya günde yaklaşık 4 ton meteor düştüğünü, bunları izlemenin ve incelemenin kendileri için önemli olduğunu vurguladı.
Bu materyallerin güneş sisteminin ilk oluşum zamanından kalmış “antik” parçalar olduğuna dikkati çeken Özeren, bunlardan birinin dahi yakalanması halinde güneş sisteminin oluşumu hakkında değerli bilgiler edinilebileceğini anlattı.
Özeren, meteorların sürekli gözlemlenebildiğini ifade ederek, şunları anlattı: “Bunlar halk arasında 'akan yıldız yağmuru ya da yıldız kayması' olarak biliniyor ama yıldızlarla hiçbir alakası yok. Sadece, atmosferimize saniyede 70-80 kilometre hızla giren nohut büyüklüğündeki parçacıklar, sürtünmeden dolayı akkor hale geliyor. Yeterli büyüklükteki bazıları ise yere kadar düşebiliyor. Nereye düştüğünü görebilmek için sürekli gözlem halinde olmanız gerekir. Bunun için de metor gözlemleri çok önemli. Çok çeşitli tekniklerle yapılıyor. Radyo dalgaları gözlenerek yapılabiliyor, optik gözlem yapılabiliyor ya da bütün gece boyunca sırtüstü yatıp gökyüzünü seyredebilirsiniz. Gökyüzünü yeterince tanıyorsanız bunların nereden nereye gittiğini görürsünüz.”
Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü öğrencilerinin kurduğu “Radio Wave Hunters” adlı grubun meteor yağmurlarını radyo dalgalarıyla takip ederek gözlemlediklerini dile getiren Özeren, çalışmanın yaklaşık 1 yıl sürdüğünü söyledi.
Özeren, öğrencilerinin kendi olanaklarıyla anten ve UZAYBİMER'in desteğiyle yaptıkları “Meteor Yağmurlarının Radyo Gözlemleri ve Gözlemlerin Değerlendirilmesi” adlı çalışmasının, 18. Ulusal Astronomi ve Uzay Bilimleri Kongresi'nde “en iyi sözlü öğrenci posteri” ödülü aldığını ifade etti.
Özeren ayrıca çalışmanın İspanya'da yapılan Uluslararası Meteor Konferansı'nda grup üyelerinden Kerem Osman Çubuk tarafından sunulduğunu belirterek, 31 yıldır yapılan bu toplantıda Türkiye'nin ilk defa temsil edildiğini sözlerine ekledi.
Meteor sayesinde Slovak radyosunu dinlediler
ERÜ ASTER ve “Radio Wave Hunters” grubu üyelerinden Kerem Osman Çubuk da radyo astronomi gözlemciliğinin Türkiye'de yeni bir alan olduğunu belirterek, bilgi birikimlerini artırmak için yaklaşık 1 yıl çalıştıklarını söyledi.
Radyo istasyonlarından yapılan yayınların FM bandında olduğunu dile getiren Çubuk, şunları söyledi: “FM bandı ise dünya atmosferi tarafından geçirgendir. Bu sebeple radyo istasyonlarından yapılan yayınlar atmosferden yansımadığı için uzaktan dinlenememektedir. Fakat atmosfer dışına doğru çıkan bir sinyal, bir cisimden yansıdığında tekrar dünyaya dönebilmektedir. kendi ürettiğimiz “yagi” adı verilen 2 antenle 21 günlük çalışma sonucunda beklediğimizin üzerinde bir sonuç aldık. Çünkü, Ankara ve İstanbul üzerinden gelen yayınları dinlerken, büyük bir meteordan yansıyan radyo sinyaliyle karşılaştık. Bu yayının kaynağının bizden bin 700 kilometre uzaklıktaki Slovakya'da yayın yapan Fun Radyo olduğunu tespit ettik.”
Çubuk, Can Terzioğlu, Aziz Kayıhan, Mehmet İhsan Selmanoğlu ve Sara Bulut ile birlikte gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.