Güncelleme Tarihi:
Üniversiteye bağlı Turgut Özal Tıp Merkezi'ndeki laboratuvarlarda çalışan patologların önerisi üzerine, yaklaşık 4 yıl önce öğrenci Ferhat Toslak, ithal edilen lam yazma cihazıyla ilgili yüksek lisans tezi hazırladı. Tez, İnönü Üniversitesi Malatya Teknopark'ta üniversite-sanayi iş birliği projesi kapsamında Ar-Ge çalışmalarıyla vücut buldu.
Üniversite, yurt dışından yaklaşık 180 bin liraya alınan cihazı, Ar-Ge desteğiyle teknoparkta özel bir firmayla iş birliği yaparak 30 bin liraya yüzde 95'i yerlilikle lazerli olarak geliştirdi.
Turgut Özal Tıp Merkezinin patoloji laboratuvarında yapılan denemelerin ardından beklenen verimin elde edildiği cihazın seri üretimi için gerekli izinlerin alınması amacıyla Sağlık Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına başvuruda bulunuldu.
Hastanede 3 ay denendi
Lazerli lam yazma cihazı üreten firmanın sahibi Elektrik Elektronik Yüksek Mühendisi Kürşat Güler, AA muhabirine, cihaz için geçen yılın ilk aylarında çalışmalara başladıklarını, tamamladıkları ilk prototipin haziran ayında Turgut Özal Tıp Merkezi patoloji laboratuvarında test edildiğini anlattı.
Laboratuvarda gerekli ölçüm ve testlerin yapıldığını, hastaneden alınan verilerin toplanarak ekstra özellikle fonksiyonlar eklediklerini belirten Güler, şöyle konuştu:
"Cihazımız hastanede yaklaşık 3 ay kaldı ve nihai ürünü elde ettik. Cihazın en önemli özelliklerinden biri yazılımın esnek olması. Her hastaneye göre değiştirilebilir ve her fonksiyonu açık. Tek tip bir ürün üretmek yerine esnek özelliklere sahip bir cihaz. Hastanede biyopsilerde kemik iliği, mide kanseri gibi çeşitli karaciğer hastalıklarında farklı farklı örnekler elde edilmek isteniyor. Kullanıcı bunlar için her defasında aynı şeyleri yapınca zaman kaybı oluyor. Makine işlemleri kolaylaştırabilmekte."
Lam cihazına lazer eklediler
Diğer lam yazma cihazlarının lam üzerine mürekkep veya kazma şeklinde verileri aktardığını, kendi cihazlarının ise bilgileri lazer ile yazdığını dile getiren Güler, mürekkebin kullanıcılar için maliyeti artırdığını, kazma yönteminde de cihazda uç kırma sorununun olduğuna işaret etti.
Güler, "Cihazımızın en büyük fark oluşturan özelliği lazer kullanması. Lazerin yaklaşık ömrü 30 bin saat. Cihazımız, herhangi bir sarf malzemeye ihtiyaç duymadan kullanma imkanı sunuyor, hastaneler için büyük avantaj. Cihazımız yüzde 95 yerlilik sertifikasına sahip, patent için başvuruları yaptık. Seri üretim konusunda İstanbul'dan çeşitli firmalar talep gösteriyor." dedi.
İthal aletlerin yerini yerliler almaya başladı
İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nusret Akpolat ise kendi bölümlerinde yıllardır kullandıkları aletlerin hepsinin ithal olduğunu, son yıllarda bölüme yerli aletlerin girmeye başladığını söyledi.
Lam yazma cihazını şimdiye kadar yurt dışından ithal ederek kullandıklarını belirten Akpolat, "Cihazların donanım ve teknik özelliklerinin çok düşük, yazılımının eski ve bize çok yüksek fiyatlara satıldığını gördük. Bir Türk vatandaşı olarak bu durum zorumuza gitti." diye konuştu.
Üniversitenin makine ve bilgisayar mühendisliği ile patoloji bölümünden kurdukları ekiple planlama yaptıklarını, bunun sonucunda da yerli cihazın ortaya çıktığını ifade eden Akpolat, şöyle konuştu:
"Cihaz lazer başlıkla yazıyor, sarf gideri sıfır denebilecek bir ürün. Diğer muadillerinde ya mürekkep püskürtme ile ya da elmas başlıkla lam yazılıyordu. Biz bunu lazer başlığa dönüştürerek çok daha ileri bir teknolojiye ve yazıların harf karakterlerini çok daha mükemmel hale getirdik. Bu anlamda sarf malzemeyi sıfırladığımız için muadillerinden üstün bir alet haline geldi. Şu an izinleri almaya çalışıyoruz, yakında seri üretime geçeceğini umuyoruz. Yakında cihazın patenti çıkacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından imalat izni ile Sağlık Bakanlığının Tıbbi Alet ve Cihaz Kurumuna da başvuru yapılacak. Bu süreç devam ediyor."