Güncelleme Tarihi:
Göktaşının dünyaya çarpmasıyla birlikte dünyanın iklimi değişti ve ortalığı kaplayan bulutlar güneş ışıklarını perdeledi.
Nükleer felakete benzer bu koşullarda güneş ışığının kesilmesi fotosentezi engelleyince önce bütün bitkiler yok oldu.
Bu durumda da önce otobur dinozorlar, sonra da onları yiyerek beslenen etobur dinozor türleri hızla yokoldular.
Fakat gagalı dinozorlar yani bugünkü kuşların ataları bu felaketten kurtulmayı başardı.
Çünkü toprakta bitip tükenmez birikmiş bir tohum hazinesi vardı, tabii gagası olana...
Yapılan bir araştırma dişsiz ama gagalı, kuşa benzer dinozorların, göktaşının dünyaya çarpışını izleyen felaket dönemini, beslenme biçimleri sayesinde atlatmış olabileceklerini ortaya koyuyor.
Toprağa karışmış tohumlar, yeryüzü yeniden yeşerene ve bitki türleri gelişene kadar kuş soyunu ayakta tutmuş görünüyor.
Current Biology adlı dergide yayımlanan araştırmaya göre bu durum, günümüzdeki hiç bir kuşun gagasında neden diş bulunmadığını da açıklıyor.
Araştırmacılar Maniraptoranlar diye adlandırılan, kuş benzeri dinozorlara ait 3 binden fazla diş fosilini inceledi.
Bu dinozorlar günümüzdeki kuşların en yakın akrabaları arasında.
Fakat Mesozoik dönemin sonunda dişleri olan kuşların da içinde bulunduğu birçok kuş benzeri dinozor da yok oldu.
Araştırma ekibi kalanların, yani günümüz kuşlarının atalarının ise beslenme biçimleri sayesinde kurtulduklarını ve bugünün kuşlarına evrildiklerini düşündü ve incelemelerini bu varsayım üzerine kurdu.
Sağ kalabilmek için kuşların atalarının, tohumları kırıp içini yiyebilecek kuvvette muhtemelen kısa gagaları olan dinozorlar olması ya da buna evrilmesi gerektiği sonucuna vardılar.
Araştırma ekibinin başkanı Toronto Üniversitesi'nden Derek Larson, "Eğer bu tohum yiyen kuşsu dinozorlar bu felaketi atlatamasaydı bugün çevremizde gördüğümüz kuş türlerinin önemli bir kısmı da olmayacaktı, dünya çok daha farklı bir yer olacaktı" diyor.
Larson bunun bir istisnasının belki böcek yiyerek sağ kalabilen bir kaç kuş türü olabileceğini ekliyor.