Kurumsal sorumluluğun evrimi

Güncelleme Tarihi:

Kurumsal sorumluluğun evrimi
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2011 10:28

1990’larda ve 2000’lerde büyüklü küçüklü şirketler, çalışma şekillerine kurumsal sorumluluğu da eklemek için önemli çalışmalar yaptılar.

Bu birçoğu için marka imajını korumak bakımından zorunlu bir işti.  Küresel toplumun sorumlu bir bireyi gibi görünmek ve müşterilerden, tedarikçilerden ve top-lumdan sadece “almak” yerine, alınanı geri vermek de önemliydi.  Ancak son yıllarda, önceleri marka-laşma zorunluluğu olarak görülen bir girişimin zamanla doğru uygulama haline geldiği görüldü.  2010’ların başında, kurumsal sorumluluğun bir tali program olmaktan çıkıp işletmenin merkezine girdiği bir aşamadayız.

Kurumsal sorumluluk ilkelerini oluşturan unsurlar, işletmelerin çevreye, müşterilerine ve topluma karşı davranışlarıdır.  Giderek artan miktarda somut kanıt, bu alanlarda “iyilik” yapmanın kârlılığa olumlu etkileri olduğunu ve bu tür işlerin sadece vicdani bir sebeple yapılması gerekmediğini göster-mektedir.  Başka bir deyişle, kurumsal sorumluluk aynı zamanda kurumların kendi menfaatlerinedir.  AMD’nin diğer sektörlerle ilgili yorum yapması yerinde olmasa da, durumu örneklerle açıklamak için kendi sektörünü incelemesi mümkündür.

Son yıllarda bilgisayar satın alma alışkanlıklarında ciddi bir değişim meydana geldi.  Eskiden teknoloji şirketlerinin tümü daha hızlı ve güçlü ürünler çıkarmaya çalışırken, şimdiki eğilim enerji tasarrufu ve maliyet açısından verimlilik yönünde.  Çünkü birçok şirket, fazladan bu kadar güce ihtiyaç duymadığı-nı, üstelik bunun onlara maliyet getirdiğini anladı.  Büyük veri merkezleri olan şirketler buna örnektir.  Büyük bir veri merkezinde, sunucuların çalışması ve soğutulması için harcanan enerji en büyük işlet-me maliyetidir.  Kısa süre önce, Strato’nun veri merkezini ziyaret ettik.  Dünyanın en büyük web su-nuculuğu şirketinde, veri merkezinin elektrik tüketimi muazzam önem taşımaktadır.  Şirket yakın zamanda altı çekirdekli AMD OpteronTM 4100 serisi işlemciler devreye aldı.  Strato’nun kendi değer-lendirme yazılımını, dört çekirdekli AMD Opteron işlemcilere sahip sunucularla yan yana çalıştırdığı-mızda, işlemcilerde daha fazla gerçek çekirdek olmasının, yeni işlemcide ve sunucu platformunda olağanüstü enerji tasarrufu sağlayarak istek başına gereken enerji tüketimini %25 düşürdüğünü gör-dük.

Kurumsal sorumluluk içedönük de olabilir.  Çalışanlara iyi davranmak ve onların şirket sorumluluğuna katılmasını sağlamak, kârlılığı doğrudan etkileyebilir.  Kurum danışmanlığı şirketi Gallup, son 40 yıldır insan davranışlarını incelemektedir ve çalışanların ilgisiyle şirketin elde ettiği sonuçlar arasında bir bağlantı olduğunu kanıtlamıştır.  2007’de 332 kurumun (4,5 milyondan fazla kişi) verilerini inceleyen Gallup, çalışanların ilgisiyle hisse başına kazanç arasındaki bağıntıyı hesapladı.  Sonuçlar, çalışanların ilgisi bakımından en üst çeyrekte bulunan halka açık şirketlerin hisse başına kazancının, ortalamanın altında olan şirketlerinkinden 2,6 kat fazla olduğunu gösterdi.   Bu bir bağıntı mıdır, nedensellik mi-dir?  Bunu bilemeyiz, ama motivasyonu yüksek olan çalışanların yatırımcılara getiri sağladığını sağdu-yuyla bile söyleyebiliriz.

Toplumu desteklemek sadece şirketin itibarı için değil, ticari kazancı bakımından da yararlı olabilir.  Geçmişte toplum ilişkileri projeleri, çalışanların hobileri veya tutkuları olduğu için seçilmekteydi.  Sanatı, hayır kurumlarını ve diğer vakıfları desteklemek de takdire değer bir harekettir, ama gerçek-ten etkili ve sürdürülebilir toplumsal projelerin, ticari faaliyetlerle eşgüdümlü olması gerekir.  AMD olarak, AMD Changing The Game girişimi kapsamında fen, teknoloji, mühendislik ve matematik eği-timini destekleyen bir programı uzun zamandır sürdürmekteyiz.  Bu program çok sayıda gencin haya-tında olumlu etkilere yol açmıştır ve bununla gurur duyuyoruz; ama bu aynı zamanda, teknolojide yenilikçiliğin önünü açacak yeni nesil mühendisler yetiştirmeye yardımcı olmamızın da bir yolu.  Bu şekilde, toplum için iyi olan, şirketimiz için de iyi olmaktadır.  Giderek artan miktarda kanıt, kurumsal sorumluluk girişimlerinin sadece marka çevresinde olumlu bir algı yaratmakla kalmadığını, mali so-nuçlarda da iyileşme sağladığını göstermektedir.  Bu durum, ister ürün geliştirme yoluyla, ister çalı-şanların gördüğü muameleyle, ister toplumsal ilişkilerle olsun mutlaka ortaya çıkmaktadır.  Dolayısıy-la, 2011’de 16. Yıllık Kurumsal Sorumluluk Raporu’nu yayımladığımızda, sağlam adımlarımıza bir ye-nisini eklemekle kalmayacağız, sorumlu çalışma biçimlerinin sadece bir “hoşluk” değil, başarılı bir işletmenin temel taşlarından da olduğu bir geleceğin yolunu açmış olacağız.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!