Güncelleme Tarihi:
İklimlendirme sektöründe 54 yıldır faaliyet gösteren Form Şirketler Grubu; iklimlendirme sektörünün en eski firmaları arasında yer alıyor. Merkezi Sistemler, VRF, bireysel sistemler ve üretim faaliyetleri alanında çalışan Form, 2011’den beri bir iş birliği yürüttüğü Japon teknoloji firması Mitsubishi Heavy Industries ile bu yılın başında masaya oturdu ve ortaklık anlaşması imzaladı. Bu çerçevede Türkiye’de Japon teknolojisini son tüketiciyle buluşturan grup, Türkiye genelindeki 40’a yakın konsept mağazası ve deneyimli ekibiyle artık sadece VRF ürün grubunda değil tüm Mitsubishi Heavy klima ürün gruplarında müşterilerinin ihtiyaçlarını analiz ediyor.
Klimaların hayatımızın her alanına girmesiyle birlikte tüketicilerde de ciddi bir kullanım ve satın alma bilinci geliştiğini belirten Korun, klima deyip geçmeden ısıtma ya da soğutma için yararlanılacak bu cihazlarda bir takım belli başlı kriterlere dikkat etmek gerektiğinin altını çiziyor.
Son dönemlerde klimaların nasıl daha verimli ve tasarruflu kullanılacağı konusunun özellikle ön plana çıktığını belirten Tunç Korun; “Öncelikle klimasını yenileyecek ya da yeni klima alacakların mutlaka alacakları ürünün R32 gazlı ürün olduklarına dikkat etmeleri gerekiyor. Peki nedir R32? Kısa bir süre önce Avrupa Birliği’nin de üzerine çalıştığı ve aynı zamanda uyumun bir parçası olan enerji verimliliği alanında tüm sektörü kapsayacak önemli bir gelişme oldu. Bu yıldan itibaren R32 akışkanlı cihazlar hayatımıza girdi. Bu gelişmenin asıl sebebi Avrupa’daki F-gas yönetmeliğiyle birlikte yüksek GWP’ye (Küresel Isınma Potansiyeli) sahip gazlara gelen kısıtlamalardır. R32 akışkanının kullanıldığı ürünlerin Küresel Isınma potansiyeli R410A akışkanlı ürünlerin 1/3’ü kadardır. Bundan da önemlisi R410A akışkanı, sera etkisi daha fazla olduğu için küresel ısınma sürecinin hızlanmasına sebep olurken, R32 tamamıyla çevre dostu bir akışkan. Sonuç olarak R32 gazlı ürünler dünyamızın korunmasına katkıda bulunduğu gibi aynı zamanda uzun vadede elektrik faturalarımızda da ciddi bir enerji tasarrufu sağlamamıza yardımcı oluyor.’’
Klimaların takılacağı mekandaki konumuna da özellikle dikkat edilmesi gerektiğini belirten Korun şunları söyledi: “Kapalı alanda klimalar konumlandırılırken mutlaka bir uzmanından görüş almak ve önerilerini dikkatle dinlemek gerekiyor. Bunun yanı sıra mekanın gün içerisinde hangi açılardan ne kadar süreyle güneş ışığı aldığı, klimanın monte edileceği yerin önünde duvar, kolon vb. bir fiziksel engelin bulunup bulunmadığı, cam ve kapıların kapalı olması gibi detaylar da yine klimalardan alınacak verimi etkiliyor.
Son olarak klimaların performansını ciddi oranda etkileyen ve cihazların ömrünü uzatan bir diğer konu ise temizlik ve bakım.