Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın endüstriyel kenevir üretiminde kararlılık mesajları vermesinin ardından kamu kurumları, iş dünyası ve girişimciler kenevir sanayisi ile ilgili çalışmalara başladı.
Tohumu, lifleri, kökü ve yaprağından 50 bin çeşit sanayi malı üretilebilen kenevirin endüstriyel boyutlarına ilişkin farkındalık artarken, Türkiye'de halihazırda kenevir kompozitlerden nihai ürün üretmeyi başaran bir şirket de ortaya çıktı.
İki girişimci tarafından kurulan Türk araştırma şirketi TechnoArge'nin havacılık, otomotiv ve inşaat sanayisi gibi onlarca sektörü doğrudan etkileyen kompozit sanayisinde "kenevir kompozitler" ile ilgili 3 yıldır çalışma yaptığı ortaya çıktı.
Avcılar'da faaliyet gösteren şirket, kenevirden yaptığı kompozitlerle (farklı malzemelerin yeni bir özellik göstermesi için bir araya getirilmesi) kurşun geçirmez zırh, x-Ray cihazı ve el dezenfektan cihazı üretiyor.
Kenevirden mamul yenilikçi ürünler geliştiren TechnoArge, kenevir kompozitler konusunda ulusal ve küresel ölçekte patent başvurularını da yaptı.
TechnoArge Genel Müdürü Muzaffer Gökçimen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şirket olarak 19 yıldır toplum sağlığına odaklanan inovasyonlar yaptıklarını ve bu kompozitleri toplum sağlığını gözetecek şekilde kullandıklarını ifade ederek, kompozit yapımında kullanılan endüstriyel kenevir lifinin radyasyonu emdiğini söyledi.
Gökçimen, daha çok halk sağlığı ile ilgili icatlar yaptıklarını belirterek, "Ülkemizde olmayan yenilikleri, inovasyonları gerçekleştiriyoruz. Yaptıklarımızı Türkiye'de pek satamıyoruz. Daha çok yurt dışına talep üzerine yapıyoruz." dedi.
Son günlerde Türkiye'de kenevir konusunun çok meşhur olduğunu dile getiren Gökçimen, şöyle devam etti:
"Kenevir konusunu aslında 3 yıldır çalışıyoruz. Dünyada kompozit kenevirde çok çok ilerideyiz. Kenevirden x-Ray cihazlarında şu anda 'top' noktaya gidiyoruz. İkisini birleştirmemiz çok işe yaradı. Kenevir radyasyonu engelliyor. 'Havalimanlarındaki valiz kontrollerinde radyasyon riskini hem sıfıra indirelim hem de bu valizleri dezenfekte edelim' diye yola çıktık. Çok da başarılı oldu. Artık havalimanlarında insanların valizi güvenlik için x-Ray'den geçerken, aynı zamanda dezenfekte de edilecek. Bu ürün 'top' noktalara gelecek."
Kenevir kompozitlerden yaptıkları x-Ray cihazlarının 144 ülkeyle uyumlu patentini aldıklarını belirten Özler, cihazın saniyeler içinde valizi dezenfekte ederek güvenlik etiketi yapıştırdığını bildirdi.
Muzaffer Gökçimen, kompozitlerin genelde "elle yatırma", "presleme" ve "elastiki presleme" denilen yöntemlerle yapıldığını, kenevirden yaptıkları kompozitleri hem sert hem de yumuşak yüzeyleri kullanarak karma metodla ürettiklerini anlattı.
Gökçimen, şunları kaydetti:
"Kurşun geçirmez yeleğimizi yaparken, bu türden yeleklerin sertliğinden ve ağırlığından kaynaklı sıkıntılar gördük. Biz de dedik ki 'kenevir hafif, acaba bundan olur mu?' Testler yaptık çok başarılı oldu. Şimdi kompozitin hem yumuşak hem de sert türünden vücudun formuna göre, hafif, hem de çok daha dayanıklı, kurşun geçirmez yelekler ürettik. Normal kurşun geçirmez yeleklere göre 20 kat daha sağlam. Bunu artık yüzde 100 yerli olarak üretebiliriz. Normalde, kurşun geçirmez yeleklerde elyaflar, kevlarlar kullanılır. Biz bunda kenevir kullanıyoruz, kenevirin yanında reçine de kullanıyoruz. Bunun en büyük özelliği hafif olması... Aynı zamanda ucuz ve rahat kullanılıyor."
TechnoArge Genel Müdürü Gökçimen, dünyada biyolojik güç sahiplerinin sözünün geçtiğini, insanların artık silahla değil, virüsle öldürüleceğini belirterek, "TechnoArge olarak tamamen özel, devletten teşvik almayan ama ülkemiz için çok yeni inovasyonlar yapan bir firmayız. 20 yıla yakındır sağlık konularıyla, 3 yıldır da kenevirle ilgileniyoruz. Kenevirin kompozit kullanımıyla ilgili çalışmaların çoğunu başardık. Kamu, özel sektör temsilcileri ve genç girişimcileri bekliyoruz. Her şeyi, hiçbir karşılık beklemeden paylaşmak istiyoruz. Tecrübe paylaşımına hazırız. Bu alanı genişletmemiz lazım." ifadelerini kullandı.
Gökçimen, kenevir kompozitlerden otomotiv yan sanayisine tampon ve iç aksam üretme planları bulunduğunu, bunu bir yıl içinde hayata geçirmeyi hedeflediklerini kaydetti.
TechnoArge Pazarlama ve Satış Direktörü Selim Özler de biyolojik salgın ve virüslerin toplum sağlığını tehdit ettiğini ve TechnoArge'nin bu muhtemel sorunlara önlem alan çözümler geliştirdiğini ifade etti.
Özler, insanlarla beraber seyahat eden valizlerde ciddi virüsler olduğunu, valizler aracılığıyla bu virüslerin evlere taşındığını, geliştirdikleri x-Ray cihazı ile bunun önlemini aldıklarını, yüzde 65 kaplaması kenevir olan cihaz ile çevreye yayılan radyasyonun da önüne geçtiklerini anlattı.
Özler, 6 adet x-Ray cihazının İstanbul Havalimanı'na satışının tamamlanmak üzere olduğunu da bildirdi.
Geliştirdikleri yürüyen merdiven bandı dezenfekte cihazının da dünyada esaslı bir inovasyon örneği olabileceğini vurgulayan Özler, bantların alkolsüz bir malzemeyle 24 saat temizlenmesini sağladıklarını, söz konusu cihaz için Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki testlerin başarıyla tamamlandığını, İstanbul Havalimanı'nda ise test çalışmasının sürdüğünü kaydetti.
Selim Özler, kalabalık yerlerde kullanılmak üzere el dezenfektan makinesi geliştirdiklerini, yapılan testlerin ardından bu makinelerin Atatürk Havalimanı pasaport bölümünde 2,5 aydır kullanıldığını, 2,5 ayda 13 binin üzerinde el yıkama olduğunu belirterek, el hijyen makinesine kenevir kompozitle yaptıkları kaplama malzemesinin hastalıkların dışarıya çıkmasını engellediğini söyledi.
El dezenfektan makinelerinin gümrük kapıları ve havalimanlarında kullanılması gerektiğini ifade eden Özler, "Hastalıklar elbette var ama TechnoArge olarak hastalıklarla ilgili riskleri en alt seviyeye indiriyoruz." dedi.
Türkiye'nin cari açığını kapatmaya destek vermek istediklerini dile getiren Özler, "Bu ürünleri yurt dışına satıyoruz. Avustralya, Yeni Zelanda, Dubai, Sudan'dan misafirler ağırlıyoruz. Gelen müşteri 'Bunlar çok güzel ürünler... Sizin ülkenizde neden bunlar yok?' diyor. Ben bunlara cevap veremiyorum. En büyük sıkıntımız bu. Ülke olarak kendi kurumlarımızda bu ürünleri kullanmamız gerekiyor. Biz 'dünyanın en temiz havalimanları, en temiz metroları, en temiz pasaport bölümleri bizde olsun' diyoruz." şeklinde konuştu.