Güncelleme Tarihi:
Bu serinin eski oyunlarının sorunları aynı hikayeler, aynı görev yapıları ve aynı dövüş sistemleriydi. Ubisoft Assassin’s Creed Origins ile bu hatasının farkına vardı ve eski Assassin’s Creed efsanesini tekrar canlandırdı.
Antik Mısır’da gecen hikayede Bayek isimli bir karakteri oynuyoruz. Karakterimiz Medjay, yani firavun Ptolemy’yi ve Mısır halkını korumakla yükümlü. Karakterimiz bir intikam hikayesini canlandırıyor. Firavun Ptolemy’i istedikleri gibi yönlendiren Order of the Anicenst adındaki bir birlik Bayek’in çocuğunu öldürüyor. Hikayenin devamında Bayek Order of the Anicenst adındaki birliğin üyelerinin kimliklerini öğrenmeye ve hepsini öldürmeye başlıyor. Assassin’s Creed serisinin geleneği haline gelen günümüz hikayeleri ise ana hikayeyi süslemek ile görevli.
Eski Assassin’s Creed oyunlarına göre karakterimiz tam anlamıyla bu sefer oturmuş. Yaşadığı olaylardan dolayı kaşları çatık olan karakterimiz, hayatın bazı alanlarda espri anlayışı olan birine dönüşüyor.
Oyunun The Witcher 3’e benzeyen haritası ve oyun anlayışıyla birlikte, Assassin’s Creed Origins kelimenin tam anlamıyla oyuncuların istediği gibi olmuş. Eşyalarınızı geliştirmek için avcılık anlayışı ve yan görevlerin de kendi içinde hikayelerinin bulunması ayrı bir heyecan katmış.
Oyunun açık dünya haritası ise baya büyük bir alan kaplıyor. Bu kadar büyük alanda çoğu yerin boş olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Haritada yüzde 20’lik bir çöl kısmı bulunuyor. Bu kısımlarda kendine ait görevlere sahip. Haritanın kalan yüzde 80’lik kısmı ise kelimenin tam anlamıyla ağzına kadar dolu bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Assassin’s Creed, oyunlarında tarihi gerçekleri kurgulayıp oyunculara sunmasıyla öne çıkmakta. Milattan önce 50 yılında gerçekleşen oyunda da Mısır iç karışıklığı konu alınıyor. Mısır eski gücünü kaybetmiş, önce Yunan sonrada Roma kültürüyle değişime uğrayan şehirler görünüyor. İskenderiye, Mempis, Gize gibi büyük şehirlerin yanında, küçük bir sürü kasaba da bulunuyor. Yunan kültürünün etkisindeki şehirlerde Zeus’un tapınakları bulunuyor. Roma etkisi görünen şehirlerde ise arenalar bulunuyor. Assassin’s Creed: Origins’te biraz içlere girildiğinde Mısır’ın unutulmaya yüz tutmuş tarihini görebiliyoruz. Piramitler, Büyük Gize Sifenks’i gibi bu kadim topraklardaki değişiklere göğüs germiş yoksul Mısır halkını da görebiliyoruz.
Oyunda değişen özelliklerden biride envanter sistemi. Silahları öldürdüğünüz insanlardan toplayıp, demircide geliştirebiliyorsunuz. Satın alabileceğiniz kostümlerde bulunuyor. Bu kostümler Bayek’e bir katkısı olmasa da avcılık yaparak topladığınız deriler ve eski silahlarınızı kırarak ele geçirdiğiniz taşlarla genel silah gücünüzü ve ok hasarınızı artırabiliyorsunuz. Oyunda kapalı kalmış mezarlara girebiliyor, Ptolemy’nin heykellerini kırabiliyor, yarışlara katılabiliyor ve gladyatör olarak arenada savaşabiliyorsunuz.
Oyundaki dövüş mekanikleri de yenilenmeden nasibini almış. Her ne kadar diğer oyunlara göre daha hızlı ve akıcı hareketler bulunsa da tam olarak istenilen gibi değil. Oyunda sizden yüksel levelli birden fazla düşman gelip etrafınızı sarmadığı sürece bir zorlukla karşılaşmıyorsunuz. Assassin Creed: Origins kardeşliğin ilk zamanlarını anlattığı için, oyunun başında gizli bıçağımız bile bulunmuyor. Oyunun ilerleyen zamanlarında gelse de bu bıçak pek bir işe yaramıyor. Adamı arkasından kafasına vurmak yerine bıçakla öldürüyorsunuz.
Oyunda eski oyunlardan kalma bir beceri ağacı da bulunuyor. Hunter beceri ağacı daha çok yay ve gizlilik üzerine, Warrior ağacı daha kılıç saldırıları üzerine ve Seer beceri apacı ise, düşmanları zehirlemek, bomba atmak ve tuzak kurmak üzerine kurulu. Seviye atladığınızda veya tabletler bulduğunuzda bu ağaçlardaki yeteneklere vermek için puanlar kazanıyorsunuz.
Mağazadan gerçek parayla satın aldığınız Helix kredileriyle, efsanevi silahlar, oyun içi para, kostümler ve beceri puanları alabiliyorsunuz.