Kanser riskine yol açmıyor

Güncelleme Tarihi:

Kanser riskine yol açmıyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2010 09:56

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, bugüne kadar cep telefonlarının, baz istasyonlarının kanser riskine yol açtığına ilişkin bilimsel bulgu bulunmadığını belirterek, “Dünyada hangi sistem kullanılıyorsa, Türkiye'de de aynı sistem kullanılıyor. Böyle olunca, Türkiye'deki abartılı tepkiyi anlamakta zorlanıyorum” dedi.

Acarer, yaptığı açıklamada, birçok kişinin cep telefonları konusunda olumsuz şeyler söyleyerek gündem oluşturmaya çalıştığını dile getirdi.

Interphone Çalışma Grubu'nun mayıs ayında cep telefonları ile ilgili açıkladığı 10 yıllık çalışmanın sonuç raporunda “baz istasyonlarının beyin kanserine” veya “herhangi bir tür kansere yol açtığına” ve “günde 30 dakikadan fazla cep telefonu kullanmanın kanser riskini artırdığına” dair bulgu yer almadığına değinen Acarer, bugüne kadar cep telefonlarının, baz istasyonlarının kanser riskine yol açtığına ilişkin bilimsel bulgu bulunmadığını kaydetti.

Acarer, “Bu nedenle, belli konumdaki kişilerin yapacakları açıklamalarda bu tür infial meydana getirecek ifadelerden kaçınmalarının gerekli olduğunu düşünüyorum” dedi.

“Bulgu yok, ancak risk var” şeklinde açıklamalar yapıldığına işaret eden Acarer, “Bulunduğumuz sosyal çevrede pek çok şey riskli. Kullandığımız araba da kaza riski taşıyabilir. Kaza riskimiz var diye arabayı kullanmayacak mıyız? Kaldı ki, kesin 'kaza yapacak' diye bir şey de yok” diye konuştu.

Acarer, şu görüşleri dile getirdi: “Niçin Türkiye'de bu tartışmalar oluyor da dünyadaki diğer ülkelerde olmuyor? Bu soruyu herkesin sorması lazım. Dünyada hangi sistem kullanılıyorsa, Türkiye'de de aynı sistem kullanılıyor. Zaten, baz istasyonlarını, cep telefonlarını üreten birkaç tane firma var. Böyle olunca, Türkiye'deki abartılı tepkiyi anlamakta zorlanıyorum. Kaldı ki Türkiye'deki baz istasyonları yoğunluğu, Avrupa ülkelerine göre çok daha az, sınır değerleri de Avrupa'nın dörtte biri, yani dört kat daha güvenli.

Türkiye'de cep telefonları kullanılmaya 1994 yılında başladı. Dünyada da hemen hemen aynı tarihlerde başladı. 16 yıldır, belki hatta bir süre daha öncesinden beri bu tetkik ediliyor. Bir araştırma için 16 yıl az değil. Şu ana kadar da, en ufak bir bulgu çıkmadı.”

Yeni baz istasyonu kurulması dışında, baz istasyonunun anteninin yönünün değişmesi veya sektör ilavesi yapılmasının da onaya tabi olduğunu kaydeden Acarer, “Bizim görevlerimizden bir tanesi bunları denetlemek, uygunsa sertifika vermek, uygun olmayanları söktürmek. Bizim söylediklerimizin dikkate alınması gerek, çünkü bizim ticari amacımız yok. Bilimsel gerçekleri de söylemek zorundayız. Bilimsel gerçek; bu sistemler tüm dünyada kullanılıyor. Neden bizde bu kadar agresif tepkiler var, bunu anlamakta zorlanıyorum” dedi.

“BAZ İSTASYONUNUN UZAKTA OLMASI OLUMLU BİR DURUM DEĞİL”

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu Üyesi Galip Zerey de cep telefonlarının çalışma sisteminin baz istasyonuyla olduğunu ve baz istasyonunun her halükarda olması gerektiğini hatırlatarak, bu durumun dünyada da böyle olduğunu, Türkiye'nin diğer ülkelerden farklı olmadığını söyledi.

Zerey, “Bizim avantajlı durumumuz; Avrupa'nın ve dünyanın diğer ülkelerinin kabul ettiği değerlerden biz 4 kat daha güvenli değerleri kabul ettik Türkiye'de” dedi.

Cep telefonu dışında, saç kurutma makinesi, tıraş makinesi, mikrodalga fırın gibi elektronik cihazların da elektromanyetik dalga yaydığına değinen Zerey, teknolojideki gelişmeler dolayısıyla bu tür cihazların, özellikle cep telefonlarının yaydığı elektromanyetik dalgaların değerlerinde olumlu yönde düşme olduğunu kaydetti.

Zerey, baz istasyonundan uzakta olmanın olumlu bir durum olmadığını, “Baz istasyonu uzakta olduğunda cep telefonu daha fazla, güçlü sinyal vermeye gayret ediyor. Baz istasyonunun yakında olması, aslında o cep telefonunun daha az elektromanyetik dalga yayarak çalışmasını sağlıyor” şeklinde açıkladı.

Baz istasyonunun yakın çevresiyle ilgili bazı ölçüm değerleri bulunduğunu anlatan Zerey, “Baz istasyonu bir yere kurulduğunda onun 30 metre civarında yerleşim, okul var mı, bunlar ölçülüyor. Bunlara göre baz istasyonuna kullanım izni veya sertifika denilen belgeler veriliyor” şeklinde konuştu.

Zerey, bütün baz istasyonlarının BTK tarafından test edildiğini ve tek tek ziyaret edildiğini, ölçüm değerlerinin alınarak, sertifika verildiğini sözlerine ekledi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!