Güncelleme Tarihi:
GE Sağlık Yaşam Bilimleri iş alanı, resmi açılış esnasında Yaşam Bilimleri Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı ile Türkiye'de biyofarmasötik endüstrisinin gelişimi ve üretimini desteklemeye yönelik yeni bir araştırma programı çağrısının da duyurusunu gerçekleştirdi. Akademisyenlerin, bilimsel çalışmalarında laboratuvarın olanaklarını ücretsiz kullanabilmeleri için proje başvusu 24 Mart 2016 itibariyle internet sitesi üzerinden aktif hale geldi.
Avrupa'daki altıncı en büyük ilaç endüstrisine sahip olan Türkiye, küresel biyofarmasötik pazarında da önemli bir oyuncu olmaya aday1. Türkiye’nin sağlık endüstrisi ile ilgili vizyonu, Ar-Ge çalışmalarını desteklemeye ve endüstri-akademi işbirliği faaliyetleri yoluyla yetenekli iş gücü konusundaki eksikliği gidermeye yönelik olarak TÜBİTAK tarafından belirlenen güçlü bir strateji içeriyor. GE'nin bu yeni proje çağrısı ise, yeni teknoloji ve eğitim merkezine erişim imkanı sağlamasıyla ve akademik işbirliği faaliyetlerine destek sunmasıyla bu vizyonu destekliyor.
Laboratuvar, GE'nin biyoproses ve araştırma teknolojileri ile donatılarak, Türkiye'de yerel biyoüretim yetkinlikleri ve uzmanlığı sağlamaya destek olmak üzere Türk GE biyoproses uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından destekleniyor. Laboratuvar şimdiden GE'nin Fast Trak eğitim programı ile uygulamalı eğitim ve proses geliştirme alanlarında bölgedeki müşterilere hizmet vermeye başladı. Laboratuvar artık araştırma projelerini desteklemek üzere üniversitelere ve araştırma kuruluşlarına mensup başarılı başvuru sahiplerini de kabul edecek.
Yaşam Bilimleri Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı’nın açılışına katılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı, Doç Dr. Hasan Ali Çelik yaptığı açıklamada, yüksek gelir hedefleyen bir ülke olarak, rekabet gücünün Ar-Ge’de, yenilikte, ölçek artırımında, tasarımda, markalaşmada aranması gerektiğine dikkat çekti.
Çelik, “İhracatımızın içinde yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 3-4 civarında seyrediyor. Bu oranı yüzde 15 seviyesine doğru tırmandırmalıyız. Bunun için de hem klasik sektörlerde katma değeri artırıcı çalışmalara yoğunlaşmalı hem de yeni-nesil sektörlerde ciddi adımlar atmalıyız. İlaç sektörü işte bu açıdan çok kritik bir sektör olarak öne çıkıyor. Bilhassa gen teknolojisinde geldiğimiz nokta, 21. Yüzyılın bir ‘biyoteknoloji asrı’ olarak tanımlanabileceğine de işaret ediyor. Gerek ilaç sektöründe gerek biyoteknoloji alanında ülkemizin etkinliğini artırmayı çok önemsiyoruz. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Yaşam Bilimleri Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı’nın da bu açıdan çok güzel gelişmelere vesile olacağını düşünüyoruz. Bu laboratuvarda geliştirilecek olan ürünlerle hem Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlanacağına hem de insanlığa önemli hizmetler sunulacağına inanıyoruz. Bu vesileyle, bu laboratuvarı ülkemize kazandıran General Electric’e teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.