Güncelleme Tarihi:
Günlerdir gazetelerde İsrail’e bakıma gönderdiğimiz ve geri verilip verilmeyeceği belli olmayan Heron haberleri yer alıyor. İsrail ile yaşadığımız siyasi kriz kafamızda bir acaba yaratı. Kimileri endişeli. Başbakanımız bu endişe karşısında ‘Aramızda anlaşma var uçakları teslim edecekler’ diyor. Sayın başbakanım,
Teslim etseler ne olur, etmeseler ne olur. Bu koskoca Türkiye yakışır mı, çocuk oyuncağından çok farklı olmayan heron yapamıyoruz, Konya büyüklüğünde İsrail’den satın alıyoruz. Laf gelince bol, iş herona gelince anlaşma. Kurda sormuşlar boynun neden kalın diye ‘kendi işimi kendim görürüm de ondan’ demiş.
Türkiye terör eylemlerinden en fazla acı çeken ülkedir. Peki, senelerdir bu olaydan ders alıyor muyuz? Boynumuz neden kalın değil. Her geçen gün birkaç askerimizi polisimizi kayıp ettiğimize göre almamışız. Hala da alacak gibi bir görünüm sergilemiyoruz. ABD kendi çıkarlarını korumak için orta doğuda ve Afganistan bir savaş yürütüyor, kendi toprakları üzerinde değil. Konu uzmanlarına göre, bu kural dışı savaşta en etkili silah istihbarattır. Uzaktan kontrol edilen insansız hava uçaklarından, yani Heron’lardan, düşman hakkında en güvenilir bilgiler elde ediliyor. Amerika heronlar senelerdir çok etkin olarak kullanıyor. Bizde kural dışı bir savaş yaşıyoruz. Ancak elimiz İsrail’e mahkûm.
ABD 2001 Irak’a girdiğinde ellinde sadece 54 adet, Afganistan’a girdiğinde ise 4000 adet istihbarat amaçlı uzaktan kontrollü insansız uçak bulunuyordu. Üzerlerine yerleştirilen geliştirilmiş görüntüleme cihazları ile oraya buraya gizlenmiş teröristi en karmaşık coğrafyada bile saptayabilmektedirler. Bin Laden’in saklandığı binanın tespitinde bile heronlar kullanılmıştır. Bu artış terör ile mücadele eden Türkiye açısından çok anlam taşır. Bir ders almış görünüyor muyuz? Koskoca bir hayır. Reklamda söylendiği gibi, ‘Yöneticimiz uyuyor mu?’. Hükümete Bilim ve teknoloji danışmanlığı yapmakla ve teknolojideki gelişmeleri izlemekle görevli TÜBİTAK ne ile meşgul oluyor, Darwin kuramı.
Yararlı olduğu görüldüğü için, Amerikan kongresi 2020 yılına kadar haber alma teknolojisini geliştirmek için kırk milyar dolar kaynak tahsis etmiştir. Biz ne kadar kaynak ayırdık? Model uçak yapanlar bile bu işe soyundu devlet satın almayı tercih etti. Heronlar sadece görüntüleme değil, hedefleri değerlendirip düşman olduğuna tespit ettiklerinde saldırıda yapabiliyorlar. Yapay zekâya, yani mantık devrelerine de sahiptir. Bunlara da PREDATOR deniliyor. İlk defa Yemende El Kaide teröristlerine karşı 2002 de karşı kullanıldı ve başarılı sonuçlar alındı. Şimdi ise çok yaygın kullanılıyor. Var mı bizim böyle bir silahımız. Terör problemi olmayan ülkelerde bile bu prerdator var. Biz bu silahları kendimiz üretemez miyiz?
Yazık oluyor bizim Mehmetçiklere, hiç uğruna genç yaşlarında ölüp gidiyorlar. Sonra arkasından bağırıyoruz ‘Şehitler ölmez vatan bölünmez’ bu lafı duymaktan bıktım. Analar ağlamasın çok doğru, amma esas olan anaları ağlatmamaktır. Siyaset adamları ellerini ovuşturup cenaze namazı kılıyorlar, ayıp size be. Artık savaşlar bilgi ve teknoloji ile kazanılıp kayıp edilmektedir, görmüyor musunuz? Boş lafların modası geçmiştir.
Bu ekrana iki sene öncede yansıtmıştım, insansız uçak üretme ve onları görüntüleme sistemleri ile donatma öğle ahım şahım ileri teknolojiler de değildir. Fenerbahçe gol atınca şak şak yapan, çok ünlü bir genelkurmay başkanımız vardı. Yakın bir geçmişte Amerikalıların verdikleri istihbarata dayanarak ‘Artık Kandil bizim için biri bizi gözetliyor odasına döndü’ demişti. Şimdi biri bizi gözetliyor odası nerde sayın paşam? Yedi milyonluk İsrail bu uçakları yapıyor, bize satıyor, biz de alıyoruz, yetmiş beş milyonluk Türkiye yapamıyor, bu ayıp bize yeter. Kimse bu basit uçakları neden üretmiyoruz diye sorgulamıyor, ne paşalar ne siyasetçiler. Her gün mayınlar patlıyor askerlerimiz ölüyor, oraya buraya yerleştirilmiş mayınları bulup etkisiz hale getiremiyoruz. Elinde define avcılarının aletine benzer bir şey sıkıştırılmış zavallı bir asker define arar gibi mayın arıyor. Gülünç bir halimiz var. Niçin patlayan mayınlar Amerikan askerlerini öldürmüyor da bizim Mehmetçikleri öldürüyor. Hiç düşündünüz mü? Her şeyi bilen çokbilmişler.
Bilim bakanın işi TÜBA’yı atamalar ile özgürleştirmek, savunma sanayi müsteşarlığının işe helikopter ihale etmek. ODTÜ ile İTÜ’ye verin heron ve predator üretme görevini, oradaki mühendislere ve akademisyenlere güveniyorum, işlerine karışmayın, o bizden o sizden demeyin, bu problemi çözeceklerinden şüphem yok. Kendi HERON’umuzu, kendi PREDAOR’umuzu kendimiz yapabiliriz. İTU, ODTÜ, Yıldız Teknik büyük değerlerdir. Bunlara karşı yapılan ne, ODTÜ ‘nin elinden senelerce emek verip yetiştirdiği ormanı almak, o ormanda benim de hakım var sayısını anımsayamayacağım kadar ağaç diktim, hakkımı helal etmiyorum. İflas etmiş fabrikanın malları değil onlar. Bir gün bu memleketin onurlu evlatları, beceriksizliğiniz yüzünden ölen Mehmetçiklerin haklarını arayacak.
O beğenmediğiniz Atatürk Cumhuriyet’i, havacılık sanayinin böylesine gelişmediği günlerde bile, ileriyi görerek Kayseri’de uçak fabrikası kurmuştu, maalesef bu önemli girişim ileriyi göremeyen siyaset nedeni ile geliştirilemedi. Makine kimya sanayi kendi silahımızı kendimiz yapacak kabiliyete sahip bir kurum olma yolunda ilerliyordu. Sonra ne oldu, NATO siz silah yapmayın biz size veririz dedi, bu masala inanıp, fabrikalarda düdüklü tencere ürettik. Koskoca Makine Kimya sanayisinden arta kalan tek hatıra, ANKARAGÜCÜ bile her değere saldıranlardan aldığı yara ile can çekişiyor. Umarım bu sene küme düşmez.
İSTİKBAL GÖKLERDEDİR
Özlü sözü bilim ve teknolojinin önemini işaret eder. Onun cumhuriyetine sataşmak yerine ondan ders alın. Bir heron yapamayan ATATÜRK cumhuriyetin bireyi olmayı kendime yakıştıramıyorum, siz yakıştırıyorsanız buyurun, meydan sizin.