Güncelleme Tarihi:
Emine Akbaş, banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması, bilişim ve banka sistemleri aracılığıyla dolandırıcılık ve hırsızlık, sanal ortamda kumar oynatmak ve imkan sağlamak, verilerin izinsiz kullanımı ve sertifika sahteciliği, bilişim sistemini kullanarak haberleşmenin engellenmesi, bilişim sistemi aracılığıyla özel hayata karşı işlenen suçlar, bilişim sistemlerinde çocukların cinsel istismarını kullanmak, bilişim sistemini kullanmak suretiyle sanayi ve ekonomiye karşı işlenen suçlarla ilgili uyarılarda bulundu.
VERİ TABANLARI SUÇLULAR İÇİN DAHA CAZİP
Akbaş, teknolojik gelişmelerin hayatın her alanına yerleşmeye devam ettiğini belirterek, kişisel verilerin ödeme sistemleri için zorunlu olarak verilmesi, sosyal platformda verilen özel bilgilerin bulunduğu veri tabanlarının suçlular için daha cazip olmaya başladığını aktardı. Akbaş, "Suçlular için fiziksel zarar vermek yerine sanal ortamda kendini gizleme yollarını seçerek birden fazla kişiye maddi ve manevi zarar vermek daha cazip geliyor. Bu günden güne artıyor" dedi.
Emine Akbaş, siber suçların bir bilişim sisteminin güvenliğini ve buna bağlı verileri veya kullanıcısını hedef alan ve bilişim sistemi kullanılarak işlenen suçlar olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu:
"Siber suçu diğer suçlardan ayıran özelliği, bir bilişim sistemi olmadan işlenememesidir. Bu suç türü bilgisayar ve internete özgü suçlar olarak da adlandırılabilir. Tüm suçların bilişim sistemleri kullanılarak işlenebileceği de bir gerçektir. Siber Suçlar Sözleşmesi ve şubemizin görev alanı perspektifinde bakıldığında, siber suç bir bilişim sistemine izinsiz olarak ve hukuka aykırı olacak şekilde girilmesi ve sonrasında yapılan eylemdir. Bu suçta hedef bir kişi olabileceği gibi kişinin malvarlığı veya bir sistemin kendisi de olabilir."
MEKAN VE ZAMANDA SINIRLILIĞIMIZ BULUNMUYOR
"Bizim suç işlenme alanı olarak mekan ve zamanda sınırlılığımız bulunmamaktadır" diyen Akbaş, dünya üzerinde çok karmaşık bir network ağ yapısı bulunduğunu, kişinin zaman ve mekandan bağımsız olarak dünyanın neresinde olursa olsun ağ aracılığıyla başkalarına ulaşma imkanı bulduğunu vurguladı. Türkiye’de işlenen bir suçun şüphelisinin başka bir ülkede çıkabildiğine dikkati çeken Akbaş, bu durumda uluslararası hukuk sözleşmelerinin devreye girdiğini söyledi.
SİBER ORTAMDA EN ÇOK İŞLENEN SUÇLAR
internet üzerinde dolandırıcılık ve kişisel verilerin çalınmasının en çok rastlanan vakalar olduğunu dikkat çeken Akbaş, internet üzerinde dolandırıcılığın önemli bir sorun olduğunu belirtti. Bu konuda seminerler vererek vatandaşları bilinçlendirdiklerini kaydeden Akbaş, "Bankaların internet üzerinde sundukları interaktif bankacılık hizmetlerine dışarıdan müdahale edilerek sahte web sitesi, sahte e-posta gibi yöntemler kullanılarak kart bilgilerinin ve şifrelerinin ele geçirilmesi, virüs programları kullanılarak, bilgisayar, tablet ve mobil cihaz içersindeki kişisel verilerin ele geçirilerek şifrelenmesi, bunun karşılığında belli maddi talepte bulunulması gibi yöntemler görülmektedir. Bu ve benzeri kullanılan yöntemlere karşı bilinçli bir kullanıcı olmaya bu konuda gerekli tedbirler alabilecek bilgisayar becerisi kazanımını sağlamalıyız" diye konuştu.
Emine Akbaş, Türkiye’de hanelerde internet kullanan birey oranının yüzde 55.9, internet erişim imkanına sahip hane oranının yüzde 69.5, cep telefonu olan hane oranının ise yüzde 96.8 olduğunu hatırlatarak, "Bu kadar kullanıcı sayısının bulunması ve gün geçtikçe artması, siber suç oranlarındaki artışı da tetikliyor" dedi.
ÖFKE, ŞİDDET VE YALNIZLIĞA YOL AÇABİLİR
Siber ortamdaki tehlikelerle ilgili ailelere de uyarılarda bulunan Akbaş, ailelerin internet kullanımında yasaklayıcı değil zaman açısından sınırlayıcı olması, çocukların internet kullanımı dolayısıyla derslerini aksatmasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Çocukların farklı sosyal aktivitelere katılımının sağlanması gerektiğini aktaran Akbaş, ayrıca çocukların tanımadıkları kişilerle arkadaşlık yapmamaları konusunda uyarılmasının önemini de vurguladı. Aşırı internet kullanımının öfke, şiddet ve yalnızlık gibi psikolojik sorunlara yol açabildiğine dikkat çeken Akbaş, çocukların internet ortamında şiddet ve müstehcen içerikli görüntülerle karşılaşabileceklerine dikkat çekti. Çocuklara internette tanımadıkları kişilerden gelen arkadaşlık tekliflerine hayır demeyi, internet üzerinden gelen cazip, fakat aldatıcı teklifleri reddetmeyi, internetin gerçek hayattan çok farklı olduğunu, hayatın sadece internetten ibaret olmadığını anlatmak gerektiğini belirten Akbaş, ailelerin çocuklarıyla aralarında aile sözleşmesi imzalamalarını söyledi. "Aileler çocuklarının en iyi ve en güvenilir arkadaşı olmalı" diyen Akbaş, çocukların üye olduğu siteler varsa ailelerin de bu sitelere üye olmaları ve çocukların burada kontrol edilmesi gerektiğini kaydetti.