İnsanlar görünmez olabilirler mi?

Her geçen gün bilim ve teknoloji, görünmeyen gemiler görünmeyen uçaklar gibi insanı şaşırtan buluşlara imza atıyor. Generallerin hayallerinde daima görünmeyen askerlerin düşman mevzilerine sızması yatar. Bu hayal yakın bir gelecekte gerçeğe dönüşecek gibi.

Görünmezlik en eski mitolojilerde bile bir hayal olarak vardır. Eflatunun ünlü eseri Devlette, Giges’in altın yüzüğünü bir görünmezlik hikâyesi olarak anlatır. Lidyalı fakir fakat çok dürüst bir çoban olan Giges bir gün gizemli bir mağaraya girer ve bir mezarla karşılaşır. Mezarın içinde parmağında altın yüzük olan bir ceset yatmaktadır. Giges yüzüğü ölünün parmağından çıkarır ve insanı görünmez yapan bir sihiri olduğunu keşfeder. Bundan yararlanarak kıralın sarayına girer, gücünden yararlanarak onları istismar eder ve sonunda Lidya kıralı olur. Eflatun bunu ahlak değerlerine bir örnek olarak ele almıştır. Günümüzde de bu rüyayı görenlerin sayısı az değildir. Bu makalede görünmezliğin nasıl yapılabileceği anlatılacaktır

Çevremizi görerek tanırız. Zifiri karanlık bir odaya girdiğinizde, hiçbir şey göremezsinin ve oda içinde bulunanlar ile ilgili hiç bir bilginiz olamaz. Düğmeye basıp odayı aydınlattığınızda, her şeyi görür ve bilgi sahibi olursunuz. Lambadan çıkan ışığın oda içindeki eşyalardan yansıyıp gözünüze gelmesi fiziksel, gözünüze gelen ışığın beyninizde görüntüye dönüşmesi ise fizyolojik bir olaydır.

 Etrafımızdakilerin bilgisini bize ulaştıran Işık bir dalga hareketidir; dalgaboyu üzerine düştüğü cismin atomları arasındaki mesafeden daha küçükse, ışık o cismin içinden geçer yani cisim şeffaftır yani görünmezdir. Üzerinde hiç leke bulunmayan bir cam veya benzeri cisimler görünmezdirler veya zor fark edilirler.  Katı cismi meydana getiren atomlar arası çok kısa olduğundan, üzerine düşen ışığı geçirmez yansıtırlar. Katı olmalarına rağmen bazı cisimler kristal yapıları ışığı yansıtmadığı için şeffaftır. Sıvı ve gazları (hidrojen peroksit, alkol, aseton, su ve benzeri)  meydana getiren atomlar arasındaki uzaklılık, katılarınki gibi kısa olmadığından ışığı geçeriler. Görülmezlik veya görünürlük ışığın dalga karakterine bağlıdır. Işığın cisimler üzerinden yansımasını herhangi bir yöntemle önlerseniz görünmezliği elde etmişsinizdir. Şimdi teknoloji böyle bir yöntemin peşindedir.

Görünmezlik en fazla generallerin işine gelir. Uçakları, gemileri, askerleri düşmanın içerisine görülmeden sokabilmek gerçekten olağanüstü bir üstünlük sağlar. Radar ekranına düşmeden düşman bölgesine girebilen hayalet uçaklar(Stealth) bunun en çarpıcı örneğidir. Teknoloji, avcı uçaklarının görünmezliği sağlayan malzeme ile kaplanmasından ibarettir. Böyle bir teknolojiyi üretmek sanıldığı kadar zor bir iş de değildir.

 Yukarıda belirtildiği gibi görünmezlik, malzemenin üzerine düşen ışığı yansıtması ile sağlanır. Radar dalgaları görünür bölge ışınımları gibi elektromanyetik dalgalardır. Önemli olan ışığın yansımasının nasıl önleneceğidir. Esasında bu alanda bir hayli ilerleme kayıt edilmiştir. Işığı genel anlamda elektromanyetik dalgaları yansıtmayan kaplamalara metamaterial veya meta-malzeme denir. Doğada kendiliğinden elektromanyetik dalgaları yansıtmayan bir malzeme bulunmaz. Görünmezlik sağlanmak istenirse bu malzemeyi yapay olarak üretmek gerekir.2006 yılında Durham Duke üniversitesi, North Carolina Üniversitesi ve Londra İmperial College mikrodalgalara yansıtmayan malzemeler laboratuar ortamında üretilebilmiştir. Bu projeler, Defense Advance Research Project Agency(DARPA), adı altında Pentagon tarafından desteklenmiştir. Microsoft’un önceki teknoloji danışmanlar kurulunun başkanı, Nathan Myhrvold metamaterial üretiminin optik teknolojisinde bir devrim yaratacağını iddia etmektedir. Bu konuda elde edilen başarılar on sene önceki anlayışla karşılaştırılırsa adeta bir mucize gerçekleşmektedir.

Fiberglas tabaka yüzeyine, çok ince bakır tellerden çizilmiş eşmerkezli dairelerden oluşan elektrik devreleri yerleştirilir. Akım devreleri üzerlerine düşen elektromanyetik dalgaları yansıtmadan bükerler. Görünmezliği bu basit optik düzenek sağlar.

Bir nehrin akış yolu üzerindeki bir kayanın etrafından su nasıl dolanıyorsa, devrelerinin etrafından ışık dalgaları, benzer şekilde dolanır. Meta-malzeme üzerine düşen elektromanyetik dalga, şayet mikrodalga bölgesinde ise görünmezlik söz konusu olur. Mikrodalgaların dalga-boyları 1 milimetre ile 10 santimetre arasında, radar dalga-boyları ise metre mertebesindedir. Fiberglas tabaka üzerine yerleştirilen eşmerkezli çember devreleri içinden akım geçirildiğinde gerçekten radar ekranını kör ederler. Yani radar dalgaları devrelerin etrafından dolanıp geçip giderler;  yansıyıp geri dönerek ekrana bir bilgi aktarmazlar. Hayalet uçaklar böyle bir malzeme ile kaplandıkları için radar ekranında koskoca uçak görünmez.

Esasında tam anlamı ile görülmezlik,  insan gözünün duyarlı olduğu görünür bölge ışınımlarını yansıtmayan malzeme üretmekle sağlanır. Görünür bölge ışınımlarının dalga-boyları kırmız için 0,70 mikron mor için 0,45 mikrondur. Bir mikron bir metrenin milyonda biridir. Yukarıda anlattığımız teknik ile görünür bölge ışınımlarını görünmez kılmak için, iç içe geçmiş eşmerkezli bakır halkaların bu boyutlarda üretilip yüzey üzerine kazılması gerekir. Optik litografi ile bu özellikler sahip malzeme üretmek ilke olarak mümkündür. Şimdiye değin bu konudaki gelişmeler sonucu kırmızı ışığı görünmez yapan meta-malzeme elde edilmiştir. Sadece kırmızı ile aydınlatılan bir odada böyle bir malzeme ile kaplanmış cismi sadece bir leke gibi görürüz.

Fizikçi ve malzeme bilimcileri önümüzdeki beş on sene içinde insan da dâhil cisimleri görünmez kılan malzemeler üreteceklerdir. Böyle bir malzemeden dikilen elbise giyenler görünmez olacaktır. Ortada bir takım hayalet insanlar dolaşacak bizler onların farkında bile olmayacağız, size garip gelebilir ancak bu günler çok uzakta değildir. Askeri stratejiler değişecek;  güvenlik sistemleri yeniden gözden geçirilecektir.

Türk üniversitelerinin böyle bir yenilikçi teknolojilerde yer almamaları için ortada hiçbir neden yoktur. Türk Silahlı Kuvvetleri ve savunma bakanlığı TÜBİTAK destek sağlarsa üniversitecimizdeki mühendislik ve fen fakültelerinden oluşturulacak bir ekibin kendi know-how’nı üretmesi işten bile değildir.