Güncelleme Tarihi:
Aslında sosyal medya basından besleniyor. Basında yer alan konular tartışılıyor. Bu, normal ama bir de köşe yazıları kopyalanıp yapıştırılarak yayınlanıyor, fotoğraflar, videolar indirilerek kişisel hesaplardan paylaşılıyor. Son kullanıcı olan halk farkında olmadan sosyal medyada bu paylaşımları yapanları takip etmeye ve kendi ünlülerini yaratmaya başlıyor. Kısacası emeği harcayan başkaları ama prim yapanlar farklı oluyor. Bir de bu platformlardaki gruplar var. Buralarda medyada yayınlanması yasak olan her şey rahatlıkla yayınlanabiliyor. Ayrıca anında müdahale edilemeyen sosyal medya ne yazık ki manipülasyona da ortam yaratıyor. Gerçek ve sahte haberlerin sorgulandığı günümüzde sahte haberler daha hızlı ve kolay yayılıyor.
Bunun son örneği geçen haftaki köşe yazımda değindiğim Nancy Pelosi örneği. Videosu yavaşlatılarak yayınlanan Pelosi’nin çekim sırasında sarhoş olduğu imajı verilmeye çalışıldığı iddia ediliyor. Facebook’ta paylaşım rekorları kıran video sosyal medya platformunun da başını ağrıttı.
Pazarlama ve reklamcılık açısından baktığımızda ise UM'nin 81 ülkede 56.000 aktif internet kullanıcısı ile yaptığı son araştırma, insanların artık sosyal medyaya daha az güvendiğini ortaya koyuyor. Katılımcıların %60'ı küresel olarak sosyal ağları yaşamlarının ayrılmaz bir parçası olarak gördüğünü belirtirken, kullanıcıların büyük çoğunluğunun internette gördüklerine ve okuduklarına, özellikle de ünlülere ve vlogger'lara güven duymadığını, dünya genelinde katılımcıların yalnızca %47’sinin internet üzerinden paylaşılan fikirlerden etkilendiklerini gösteriyor. Bu rakam, 2017'de yapılan ankette %54 olarak görülüyor. Bir diğer önemli nokta ise insanlar blogcuların ürün ve hizmetler konusundaki görüşlerinin %42’sine, yani yarısından azına güveniyor olması.
Vezir de edebilir rezil de!
Bir de tabii markaların köpürttüğü ünlüler var. Markaların, tüketicilere ulaşmak için sosyal medya takipçisi çok olan insanları kullanarak yaptıkları pazarlama şekline “Influencer Marketing” deniliyor. Önceleri son derece doğal bir şekilde hayatımıza giren influencer’lara (sosyal medya ünlüleri) takipçileri inanıyor ve güveniyordu. Ancak çoğu emeksiz elde edilen ünleri sarsılan influencer’ların etkileyicilikleri sorgulanmaya başlandı. Bekledikleri etkiyi alamayan dünya markaları artık influencer pazarlamanın şeffaflıktan uzak olduğunu dile getiriyor. Çünkü birçok sosyal medya ünlüsü kendini daha ilgi çekici göstermek için takipçi satın alıyor ya da bot kullanıyor. Sosyal medya platformları sözde bu sorunu düzeltti ama pek de değişen bir şey olmadı. Sahte takipçi satışları hızla devam ediyor.
Ayrıca bu kişilerin bir kontrol mekanizmasının da olmayışı pek çok tatsız olayın yaşanmasına sebep oldu ve olacak gibi görünüyor. Şaşırtıcı mı? Kesinlikle “hayır”. İnsanların eğitimleri doğrultusunda emeklerini ya da yaptıkları işleri değil de hayatlarını sergileyerek para kazandıkları bir alanda her türlü tuhaf olay yaşanabilir. İşi ve emeğiyle bu üne sahip olanlara sözüm yok. Bu nedenle eğer sosyal medya ünlüsü ile pazarlama yapacaksanız iyi düşünün ve iyi seçim yapın! Bu kişiler ile markanızın isminin anılması sizi vezir de edebilir rezil de.
Instagram’ın “beğeniler” sayısını göstermeme yönünde aldığı karar da aslında insanları daha iyi içeriklere yönlendirmeyi amaçlıyor. Faydası olacak mı zaman gösterecek. Ancak medya okuryazarlığının son derece düşük olduğu düşünülürse sosyal medya hâlâ çok rahat bir ortam sunuyor. Yine de her şeyin bir doyma noktası var. Önüne gelenin sırf ünlü olmak adına absürt yayınlar, provatatif söylemler yaptığı bu mecralar uzun dönemde bu şekilde devam edemez.
Basının ise sosyal medya ile yarışmak için daha kaliteli ve üretilmesi zor içerik konusunda yazarını desteklemesi, yayıncılık ve reklam alanında teknolojik olarak şekil değiştirmesi, telif haklarının iyi savunması ve bunları yaparken kimi ünlü yapacağına da doğru karar vermesi gerekiyor. Bunlar sorunları çözme yolunda bir başlangıç olabilir.
Serap TORUN
twitter.com/seraptorun73