LEVEL
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 16, 2018 09:57
Sıra tabanlı bir macera oyunu arıyorsanız, uzağa bakmanıza gerek yok…
Zorlayıcı oyunlar ne yazık ki piyasada fazla tutunamıyor gibi gözükse de düzgün oyun mekanikleri ile piyasaya sürülürlerse, genel geçer oyunlardan çok daha iddialı olabiliyorlar. Buna verilebilecek en güzel örneklerden birisi de sanıyorum Dark Souls serisi olacaktır. Her ne kadar sevmeyeni çok olsa da oyun dünyasının en çok satan, en çok beğenilen isimleri arasında yer alıyor. For the King de benzeri bir yapım olmaya aday, nadir oyunlardan. Fakat bu oyun tamamen sıra tabanlı bir strateji. Öyle etrafa atlamaca, zıplamaca yok. Bu oyundaki tek kurtuluş, doğru zamanda, doğru yerde olup, doğru bir stratejiyle hareket etmekten başka bir şey değil.
Oyunda “ölmek” laf olsun diye değil. Hatta oyuna girerken yapımcı ekip tarafından bu konu hakkında bir mesaj bile yazılmış. “Sebat et” diyor kısaca ki ziyadesiyle haklılar. Oyuna başladığımda en fazla 15 tur hayatta kalabildim ama ikinci ve üçüncü denemelerimde kendisine tamamen alıştım diyebilirim. For the King, tıpkı Heroes of Might and Magic serilerinde olduğu gibi karakterleri harita üzerinde yönettiğimiz, savaş esnasında da farklı bir ekran üzerinden kontrol ettiğimiz bir yapım.
Toplamda üç karakterle oyuna başlıyoruz. Her karakterin kendisine has bir özelliği olabiliyor ve aynı sınıftan olan sadece bir karakter yaratabiliyoruz. Bu hem oyuna çeşitlilik katmış, hem de farklı karakterleri kullanarak aslında yapılabilecekleri gözler önüne sermiş. Karakterlerimizin ana özelliklerinin haricinde, kullandıkları silahların da getirdikleri bonuslar söz konusu. Bu noktada özellikle zırhlı düşmanlara karşı büyücü ya da zırh delici opsiyonu olan bir karakterinizin olması büyük önem arz ediyor. Aksi halde o savaştan pek ümitlenmeyin derim. Oyunun tümüne etki eden bir Timeline söz konusu. Bu hat üzerinde, bazı büyük olayların gelişini hesaplayabiliyorsunuz. Söz konusu olayların en büyüğü, tüm haritaya etki eden kaos durumu. Eğer toplam kaos miktarı belirli bir noktaya gelirse, oyunu otomatik olarak kaybediyoruz. Bu durumu engellemek için, kaos miktarını azaltan görevler yapmamız gerekiyor. Görev konusu For the King’in geneline hükmediyor diyebiliriz. Oyuna başladığımız andan itibaren birçok farklı görev ile karşılaşıyoruz. Bazıları “Şuraya bir git de bak” gibi görevlerken, bazıları çok daha komplike olabiliyor.
Görevleri yaptıkça bolca yetenek puanı kazanıyoruz ki zaten tahmin edebileceğiniz üzere seviye atlamak bu oyunda bir hayli önemli. Yaratılan harita da bir hayli canlı. Her tur harita üzerinde farklı şeyler belirebiliyor. Bunlardan kimi düşmanlarken, kimi de bilinmeyen noktalar olabiliyor.
For the King özellikle sıra tabanlı strateji severler için muazzam bir oyun diyebiliriz. Nitekim oyuna alışmak gerçekten vakit alıyor ve tam anlamıyla oynamayı öğrenmek için sabır gerekiyor. Türe yabancı oyuncular için üretilmediği kesin zira zorluk seviyesi birazcık yukarılarda. Loot mantığında da bazı sıkıntılar olduğuna şahit oldum ama türü sevenler için bulunması zor bir nimet.