Huawei MateBook E incelemesi

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Nisan 04, 2022 11:23

MateBook serisinin en yeni üyesi olan MateBook E, Windows 11 yüklü Huawei’nin 2’si 1 arada ilk bilgisayarı olma özelliğine sahip. İster tablet olarak kullanın, isterseniz de bir laptop. Elbette MateBook E, bunlardan çok daha fazlası.

Dizüstü bilgisayar ve tablet sektöründe özellikle de son yıllarda sık sık Huawei ismini duymaya başladık. MatePad serisi tabletleri ve MateBook serisi bilgisayarlarıyla geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eden Huawei, her bütçeye uygun ve farklı ihtiyaçlara yanıt verebilen pek çok çözüme sahip. MateBook E ise bu seriye gelen en yeni üye. Ancak diğer modellerden farklı ve Huawei için ilk diyebileceğimiz önemli bir özelliğe sahip. Bu ürün, hem tablet hem laptop olarak ikisi bir arada bir çözüm sunuyor. 

Huawei MateBook E incelemesi

Windows 11 yüklü olarak geliyor. Ancak bir bilgisayardan çok daha fazlasını sunuyor. MateBook E, klavyesi ve ekranıyla birlikte bir bütün olarak kutularından çıkıyor. Kurulumu çok kısa bir sürede yaptıktan sonra da hemen kullanmaya başlıyoruz. Öncesinde tasarımında dikkat çeken noktalara göz atalım.

12.6 inç ekran büyüklüğüne sahip ve yüzde 90 ekran gövde oranıyla öne çıkıyor. Ekran çerçeveleri hayli ince ve ekranın büyük bir kısmını kullanıyoruz. Gelişmiş pek çok özellikle gelen MateBook E, buna karşın fazlasıyla ince ve hafif denebilecek bir tablet bilgisayar. Sadece 7.9 mm inceliğinde ve 709 gram ağırlığında.

Huawei MateBook E incelemesi

Soğutma uzun süreler kullanacağımız bilgisayarımız için elbette hayati bir öneme sahip. MateBook E’de de soğutma söz konusu olduğunda özel bir tasarımın kullanıldığını görüyoruz. Ultra ince hava soğutmalı buhar odası, grafen ısı iletimi ve Huawei, Shark Fin fan tasarımı sayesinde ürün hem çok sessiz çalışıyor hem de etkin bir soğutma sağlıyor. Aşırı ısınma olmadığından performans kaybı yaşamadığınız gibi, gürültü kirliliği de problem olmaktan çıkıyor.

MateBook E, bağlantı noktaları yönünden de ihtiyaçlara yanıt veriyor. 3.5 mm kulaklık yuvası ile birlikte USB Type-C formunda Thunderbolt 4 yuvası yer alıyor. Bu bağlantı noktası ile 40 Gbps veri aktarımı mümkün olurken, aynı zamanda iki adet 4K 60 Hz monitör bağlantı desteği de sunuluyor. Ayrıca istersek 1 adet 8K 60 Hz monitör desteğinden de yararlanabiliyoruz.

Huawei MateBook E incelemesi

Bir tablet bilgisayar kullanıyorsak elbette ses performansını da göz ardı etmemek gerekiyor. Bu nokta da MateBook E’de geri plana atılmamış ve cihaz üzerinde 2 tweeter ve 2 woofer’dan oluşan 4 hoparlörlü bir çevresel sistemi kullanılmış. Dizi ya da film izlerken sesin gayet tatmin edici bir performans sunduğunu belirtelim.

MateBook E üzerinde 4 entegre mikrofon da konumlandırılmış ve bu mikrofonlar, 5 metre mesafeye kadar çevresindeki sesi net bir şekilde alabiliyor. İş görüşmeleri, toplantılar ve mikrofona ihtiyaç duyacağımız pek çok farklı senaryoda kesinlikle iyi iş görüyor.

Şimdi ekrana geri dönelim. MateBook E’nin 12.6 inç büyüklüğünde bir ekranla geldiğini söylemiştim. 2.5K çözünürlüğündeki bu OLED ekran, 1.000.000:1 kontrast oranıyla birlikte 600 nit parlaklık seviyesi sunuyor. Bu da hemen her koşulda ekrana yansıyan görüntüleri rahatça görmemiz anlamına geliyor.

Huawei MateBook E incelemesi

Bu gelişmiş ekran, aynı zamanda göz sağlığımızı da düşünüyor. Nature Tune ve Color Mode ile birlikte aynı zamanda ekrandan yayılan zararlı mavi ışığı oldukça azaltıyor ve uzun saatler kullansanız da yorgunluk hissetmiyorsunuz. 

MateBook E, oldukça kısa sürelerde şarj olabilen bir ürün. 65W taşınabilir şarj adaptörü ile MateBook E’yi şarj ettiğinizde 90 dakikada bataryayı tam doldurabilirken, 30 dakikada da yüzde 54 pil seviyesine ulaşabiliyoruz. Bu şarj adaptörü, aynı zamanda diğer Huawei ürünlerini de şarj etmemize imkan veriyor. Bu açıdan da yazılım dışında donanım tarafında da Huawei ekosisteminin birbirine ne kadar sıkı sıkıya bağlı olduğunu görebiliyoruz.

MateBook E, bu zarif ve çok yönlü tasarımının ötesinde, güçlü bir donanıma da sahip. 11. Nesil Intel Core işlemciden gücünü aldığından zorlu uygulamaların da üstesinden rahatça gelebiliyor.

Huawei MateBook E incelemesi

MateBook E, beraberinde Huawei akıllı manyetik klavye ile geliyor. Türkçe karakter destekli bu klavye 1.3 mm tuş basma mesafesine sahip ve klavyenin ağırlığı yaklaşık 440 gram. Klavyeyi bilgisayarın koruma kılıfı olarak da kullanabileceğimiz gibi, uygun şekilde yerleştirerek de bir dizüstü bilgisayara çevirebiliyoruz. Klavyeyi 110-160 derece açılar arasında kullanma özgürlüğümüz olduğundan ekranı dilediğimiz gibi ayarlayıp ergonomik bir şekilde MateBook E’yi kullanabiliyoruz.

MateBook E’yi pek çok farklı şekilde kullanabilirsiniz. Klavyeden ayırdığınız anda tablet olarak iş görmeye başlarken, klavye ile birlikte de bir dizüstü bilgisayarından farksız. Bir yandan ekrandan cihazı kontrol edebilirken, öte yandan klavye üzerinde yer alan touchpad ile de kontrol mümkün. Ayrıca harici mouse ve klavye ürünlerini de MateBook E’ye bağlayabilirsiniz.

Huawei M-Pencil desteği de çok önemsediğimiz bir başka nokta. Klavye ve dokunmatik ekran üzerinden kullanılabilen MateBook E’yi aynı zamanda M-Pencil ile kullanma imkanımız var.

Cihazın ön yüzünde 8 MP, arka yüzünde de 13 MP kamera mevcut. Kullanıcılar bu sayede iş görüşmelerini yapabilirken, uzaktan eğitim süreçlerini sürdürebiliyor, sevdikleriyle görüntülü görüşme şansına sahip oluyor.

Huawei MateBook E incelemesi

MateBook E, diğer Huawei ürünlerinde de olduğu gibi, Süper Cihaz, Çoklu Ekran İş Birliği ve OneHop desteğini arkasına alıyor. Bu özellikler sayesinde Huawei ekosistemindeki diğer ürünlerle tam entegrasyon sağlanıyor.

MateBook E’yi rakiplerinden ayıran bir başka güçlü özelliği de Huawei Mobile Cloud’un gücünü arkasına alması. Peki nedir Huawei Mobile Cloud? Özellikle son yıllarda iş dünyası hibrit bir modele geçmeye başladı ve bazen ofiste, bazen evde veya bir kafede otururken verilerimize her yerden hızlıca ulaşabilmek önceliğimiz oldu. İşte Huawei Mobile Cloud’ın çıkış noktası da bu ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Bilgisayar sahipleri artık dosyalarını doğrudan PC'lerinden şifreli bir bulut deposunda güvenli bir şekilde saklayabilirken, istedikleri zaman istedikleri yerden erişebilme veya yönetebilme olanağına sahip.

Kullanıcılar Huawei Kimliği kullanarak tek bir oturum açma yoluyla cihazlar arası ve canlı senkronizasyon yeteneklerinden faydalanabiliyor. Kart tabanlı tasarım ve cihazlar arasında gerçek zamanlı veri senkronizasyonu gibi özelliklerle, kullanıcılar son dosya klasörlerini ve hatta URL bağlantılarını hızla arayabilir ve erişebiliyor. Güvenlik de bu sistemin öne çıkan bir başka noktası. Güvenli depolama özellikleri, veri güvenliğini ve bütünlüğü için cihaz tarafı ve iletim şifrelemesini kullanırken, verilere yalnızca kullanıcıların doğru kimlik bilgileriyle erişmesini sağlıyor.

Huawei Mobile Cloud’a cloud.huawei.com adresinden ulaşabileceğiniz gibi, uygulamayı ekranda gördüğünüz adres üzerinden indirerek de kullanabilirsiniz. Önemli bir hatırlatma da yapayım: Huawei Mobile Cloud Early Bird Kampanyası kapsamında ilk aya özel 200 GB ücretsiz depolama teklifinden yararlanabiliyoruz. 


İlandır

BAKMADAN GEÇME!