Güncelleme Tarihi:
Mikroskop veya teleskop gibi ölçü aletleri ile veya çıplak gözle gördüğümüz tüm nesnelere, bir baÅŸka deÄŸiÅŸle, atomlardan galaksilere kadar evrene, madde dediÄŸimiz kumaşı ören ve elbiseyi diken terzinin sırları çözülecek. Popüler kültürün tanrının zerreleri olarak isimlendirdiÄŸi HÄ°GGS alnının varlığı kesinlik kazanacak. Standart modelin gizemli son notası, yaradılış öyküsünü seslendiren senfonide yerini alacak. Bu öylesine gizemli bir nota ki, doÄŸanın olaÄŸanüstü simetrik yapısına ait soruları yanıtlayacak. Bundan sonraki makalelerimizde tüm zamanların en pahalı deneyinin, insanlık ve bilim dünyası için neden önem taşıdığı üzerinde duracağız. Amacımız bu ekranın izleyicilerine, her kesin anlayabileceÄŸi bir dil ile olup biteni açıklamak olacaktır.Â
HİGGS’İ bir efsane haline getiren nedir?
Evrende algılayabildiğimiz her nesneyi meydana getiren temel parçacıkları, simetriye dayanarak kurgulayan STANDART MODEL’İN gerçeği yansıttığı kanıtlanacak. Bu kanıt gelecek yüzyılların fiziğine ışık tutacak kadar önem taşır.
 Yaradılış anı olarak bilinen büyük patlamadan, bir saniyenin katrilyonda biri kadar sonra, neler olduğunun resmini çeken CERN deney sonuçları, insanlığı gizemli gerçekle, yani HİGGS ile tanıştıracak. Higgs alanının kozmik lavları içersinde elektronların ve kuarkların nasıl kütle kazandığı,  evrenin biz canlılar da dâhil, nasıl kütle kazandığı, yani nasıl maddesel hale geldiği açıklanacak.
 Büyük patlama evrenin süper simetrik olduğu bir andır, o an evren bembeyaz bir sayfa gibidir, üzerinde hiçbir leke hiçbir nokta yoktur. Süper simetri, evrenin her noktada ve her yönde aynı özelliklere sahip olmasıdır. Higgs alanın doldurduğu kozmik okyanusta, elektronlar ve kuraklar kütle kazanınca süper-simetri kırılır. Dışarıdan bir müdahale olmadan, yani evrenin o döneminde sayfanın üzerine nokta koyacak kimse yok iken, bembeyaz sayfanın üzerinde noktalar belirmesi, simetri kendiliğinden kırıldığı anlamına gelir.
 Üzerinde hiçbir işaret olmayan beyaz bir sayfa düşününüz, sayfa üzerindeki her nokta aynı özelliktedir, yani simetriktir. Şimdi sayfaya bir daire çizin, yani dışarıdan müdahale edin, artık sayfa üzerindeki noktalar, dairenin içindeki ve dışındaki olmak üzere yeni bir özellik kazanmıştır, yani simetri kırılmıştır. Başlangıç döneminde evren, bir Higgs okyanusu iken, beyaz bir sayfa gibi süper-simetriktir. Temel parçacıklar bu beyaz sayfada önce kendiliğinden belirmeye başlayınca simetri de kırılmaya başlar. Sonrada ortaya çıkan kuvvetlerin etkisi Higgs okyanusunda elektronlar, kuarklar, protonlar nötronlar atom çekirdekleri atomlar, moleküller, yıldızlar, galaksiler, yani bu gün algıladığımız evren oluşur. Belki de Tanrı yaradılışı böyle kurgulamıştır. Bütün bunlar13,7 milyar yılda gerçekleşmiştir.
Simetrinin kendiliğinden kırılması ile Higgs okyanusunu bir elektron, kuark-gluon plazmasına dönüştürür. Çok yüksek sıcaklıkta ivmeli hareket etmekte olan elektronlar, evreni bir ışık topuna dönüştürür. Belkide kutsal kitaplardaki tanrı önce ışığı yarattı söylemi, evrenin bu dönemini ifade eder. Evrenin genişleyerek soğuması elektronların elektrik alan, manyetik tek kutupların manyetik alan oluşturması ile sonuçlanır. Kozmolojik evrimselleşmeyi yani galaksilerin yıldızların meydana geliş süreçlerini, sonraki makalelere bırakarak bu makalede sadece Higgs alanının, titreşmekte olan yoğun enerjilere nasıl kütle kazandırdığı anlatılacaktır.
Çizimde Higgs alanı(b) ile elektromanyetik(a) alan karşılaştırılması yapılmıştır. Görüldüğü gibi günlük yaşantımızda iç içe olduğumuz elektromanyetik alan içinde depo edilen enerji yoğunluğu, alan şiddetinin sıfır olduğu noktada sıfır olur, Şekil(a).