Güncelleme Tarihi:
Hibrit mimariler ana akım oluyor: Bulut bilişim, birçok işletmedeki BT stratejisinin önemli bir parçası olmaya devam ederken, işletmeler BT altyapı karmalarını ve harcamalarını uygulamalarının ihtiyaçlarına göre uyarlamaya çalışırken stratejide ince bir değişiklik görüyoruz. Hibrit mimarilerin sayısı arttığını gördükçe, her ne kadar rolü modern işletmelere en iyi hizmet edecek karışımı yansıtacak şekilde değişse de, kurumsal veri merkezinin canlı ve iyi olduğu düşüncesi de giderek daha net hale geliyor.
Yeni yarış olarak kurulum hızı: Teknolojiler ve sistemlerdeki yetenekler erişilebilir oldukça, veri merkezi ve BT yöneticileri, ekipman seçimi için sayısı artmakta olan diğer kriterlere yönelecek. Maliyet her zaman ayrıştırıcı bir kriterdir, ancak kararlar gitgide varlıkların ne kadar hızlı kurulabilecek olmasına bağlı olacaktır. Diğer tüm faktörler birbirine yakın olduğunda, kurulum ve aktivasyon hızındaki herhangi bir avantaj ana belirleyici faktör olabilir. Bu durum özellikle bilişimin uç noktalara doğru kaydığı ve veri iletimindeki gecikmelerin hizmet ve gelir kaybı anlamına geldiği günümüzün dağıtık ağlarında daha doğru.
Ortalama kabinet yoğunluğu aynı kalıyor ama…: Ortalama kabinet yoğunluğu marjinal artışları en iyi şekilde yansıtıyor olsa da, makine öğrenimi ve derin öğrenme gibi yapay zeka (AI) ile ilgili gelişmiş uygulama ve iş yüklerindeki büyümenin hızlanması, yüksek performanslı bilgi işlem birimlerini gerekli ve daha yaygın hale getirecektir. Vertiv uzmanları, 2020 yılında bu alandaki erken geçişlerin savunma, gelişmiş analitik ve üretim alanlarında olacağını bekliyorlar. Bu da, 2021 yılı ve sonrasında çok daha yaygın bir geçişin temelini oluşturuyor. Bu kabinetler şu ana kadar toplam kabinetlerin küçük bir yüzdesini temsil ediyor, ancak yine de henüz bilinmeyen güç ve soğutma sıkıntılarını ortaya çıkartabilirler. Doğrudan sıvı soğutmaya olan artan ilgi, yüksek performanslı bilgi işlem ihtiyacını da göstermektedir.
Aküler hakkını verecek. 2016 yılında Vertiv uzmanları, lityum iyon akülerin veri merkezinde kendilerine yer bulacağını öngörmüştü. Bu öngörü lityum iyon akülerin günümüzde UPS güç kaynağı pazarında önemli bir paya sahip olmasına baktığımızda, doğru çıktı. Bu pay büyürken, daha az yer kaplamaları ve daha az bakım gerektirmelerinin sunduğu avantaj sebebiyle edge veri merkezlerine doğru genişliyor. Sonraki aşamada lityum iyon ve ince plaka saf kurşun (TPPL) gibi yeni akü alternatiflerinin maliyetleri sundukları esneklik ile dengelenecek. 2020 yılı içinde daha fazla işletme şebekelerin kararlılık kabiliyetini artırmak ve yoğun tüketim esnasında takviye amacıyla bu pillerdeki depolanmış enerjiyi enerji şirketlerine geri satmaya başlayacak. Bunun veri merkezi endüstrisinde sürdürülebilirlik konusunda daha büyük diyalogların önemli bir parçası olmasını da bekleyebilirsiniz.
Küresel çapraz ilham: ABD, özellikle Silikon Vadisi, dijital dünyanın ve veri merkezi gelişiminin merkez üssü oldu, ancak artık inovasyon her yerde gerçekleşiyor. Kayda değer farklılıklara sahip paralel bir dijital ekosistem Çin'de ortaya çıkıyor. Avrupa ile Avustralya, Yeni Zelanda ve Singapur gibi diğer Asya ve Güney Pasifik pazarlarındaki veri merkezleri, veri gizliliği, kontrolleri ve sürdürülebilirliği konularındaki belirli bölgesel konulara problemlere dayalı geleneksel uygulamalardan ayrışıyor ve dönüşüyor. Örneğin, Genel Veri Koruma Yönetmeliği'ne (GDPR) uygunluk, tüm dünyada veri yönetimi konusundaki zorlu kararlar verilmesini gerektiriyor. Bu konular ve çevresel etkilere daha fazla dikkat edilmesi, hibrit mimariler ile kurum içi bilgi işlem ve veri depolamanın değeri hakkında yeni düşüncelere yol açıyor. Çin'de bazı veri merkezleri verimliliği artırmak ve maliyetleri azaltmak için üretici tarafından değişikliğe uğratılmış sunucularda 240V DC güç kaynağı kullanıyor. DC gücü, ABD veri merkezleri için uzun zamandır teorik bir hedefti ve bugün Çin'deki modelin dünyanın diğer bölgelerinde gerçekleştiğin öngörmek zor değil.