Güncelleme Tarihi:
Düzgün, teknolojinin tüm sektörlerde olduğu gibi perakende sektöründe de önemli değişiklikleri beraberinde getirdiğini söyledi.
Bu değişimin özellikle tüketicilerin satın alma süreçlerini etkilediğini ifade eden Düzgün, dijitale doğru hızlı bir dönüşüm olduğunu bildirdi. Düzgün, e-ticaret rakamlarının da bunu gösterdiğine işaret ederek şöyle konuştu:
"Dünyada perakende sektörünün yıllık büyümesi yüzde 3-4. Buna karşın küresel e-ticaret yılda yüzde 16 büyüyor. Bugün karşımızda yeni jenerasyonla birlikte daha mobil, daha hızlı ve kolay tüketim yapmak isteyen bir nüfus var. Ülkemizde e-ticaret son 5 yılda ortalama yüzde 30 büyüme yakaladı. Her 4 tüketiciden biri internetten alışveriş yapıyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de dijital marketlere doğru kayma söz konusu. Bu alanda satışları artırmak için özellikle Avrupa'da yazılı ve görsel medyaya kıyasla sosyal medyada reklam yatırımı hızla artıyor."
"Market sepetleri bölündü"
e-ticaret sayesinde gündelik ihtiyaçların artık hızlı bir şekilde birden fazla yerden karşılanabildiğini belirten Düzgün, bu sebeple market sepetlerinin bölündüğünü ve artık tüketicilerin önceliğinin kaliteli ürün-uygun fiyat dengesi, hız ve iyi hizmet beklentisi olduğunu dile getirdi.
Düzgün, alışveriş alışkanlıklarının değiştiğini vurgulayarak şöyle devam etti:
"Perakende sektörünün geneline baktığımızda, tüketiciler satın almak istedikleri ürünü belirledikten sonra dijital dünyada satın alma yolculuğuna başlıyor. Markayı, ürünü, teknik özelliklerini, üreticinin ve ürettiği ürünün tüketici yorumlarını okuyup, satın almak istedikleri ürünün rakipleriyle kıyaslamasını yapıp, karar aşamasına geliyor. Bizim sektörümüz özelinde ise en büyük değişim alışveriş alışkanlıklarında yaşanıyor."
Yeni dönemde işletmelerin itici gücünün dijitalleşme ve teknoloji olduğunu ifade eden Düzgün, yüksek teknolojiye mağazalarında yer verenlerin, daha sağlıklı ölçümleme yaparak tedarik zincirinden satış ve stok adedine kadar her alanda kullanılabilen teknolojiyle işletme açısından doğru çözümün bulunmasını sağladığını, bunun da büyümek ve ekonomiye değer katmak isteyen tüm işletmeciler için öncelikli gündem maddesi haline geldiğini söyledi.
Talep bazlı perakende ürün servisi
Düzgün, son dönemde artış gösteren talep bazlı perakende ürün servisi uygulamalarına değinirken de "Ülkemizde bu tür uygulamalar genellikle marketlerin kapanış saatlerinden sonra daha yaygın olarak kullanılıyor. Bu durum başta bakkallar olmak üzere küçük esnafın satışını elbette etkiliyor ancak bu alan henüz emekleme aşamasında. Bazı uygulamaların kendi stoku bulunurken, bazı uygulamalar tüketici ihtiyaçlarını karşılamak için açık işletmelerden ürün temin ediyor." diye konuştu.
Federasyon olarak gerek e-ticaret gerekse bu alandaki çalışmaları takip ettiklerini belirten Düzgün, "Üyelerimizi dijital marketçiliğe hazırlamaya odaklandık. Halihazırda üyelerimiz arasında bu alana (talep bazlı perakende ürün servisi) yatırım yapan, kendi girişimleriyle tüketicilerine başarıyla hizmet veren yatırımcılar mevcut." dedi.
Düzgün, bazı uygulamalarda servis ücretleri ürün fiyatına eklenerek satış yapıldığını anımsatarak şunları kaydetti:
"Bunun örneklerine e-ticaret ve pazar yeri uygulamalarında da tanık oluyoruz. Alınan bu komisyonlar sanal bir enflasyon algısına sebep olmaz. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, bu girişimlerin her yaştan tüketiciye sundukları değeri, eksiksiz ve net bir şekilde aktarması. Halihazırda tüketiciler elektronik ortamda satın alacağı ürünlerin fiyatlarına kıyaslamalı olarak saniyeler içinde ulaşabiliyor. Aksi durumlarda tüketicilerde oluşacak 'pahalı' algısı hem uygulamanın hem de bu pazarın büyümesini engeller."