Güncelleme Tarihi:
GPS aygıtları gün geçtikçe küçülüyor ve önümüzdeki birkaç sene içerisinde uzaydaki uydularla bağlantı kurabilen çiplerle donatılmış çok daha fazla cep telefonu olacak. GPS ile bulunduğunuz lokasyonu görebileceksiniz. En azından teori olarak bu böyle öngörülüyor. Pratikte ise bu teknoloji üzerinde biraz daha çalışılması gerekiyor. Örneğin dünya devi Nokia, 2008 yılında GPS'le donatılmış 35 milyon adet telefonu dünyaya ihraç etmeyi düşünüyor.
Ancak uzun yapılar hala GPS için problem teşkil ediyor. Yine de telefon üreticileri GPS tabanlı telefonların satışında patlama yaşanacağına inanmışa benziyor.
Her şeye rağmen, akıllı telefonlar gittikçe ufalıyor ve navigasyon yeteneği de buna paralel olarak yükseliyor. Şu an için GPS işlevselliği, daha pahalı telefonlara entegre olmak için bekletiliyor. Fakat GPS çiplerine yapılan yatırımlar bu teknolojinin maliyetini de düşürüyor. Bu bağlamda, GPS desteğini arkasına alan çok sayıda telefon modelinin yakında karşımıza çıkacağını söylemek mümkün.
Ancak mobil telefon üzerinden navigasyon teknolojisini kullanmak aslında bu hikayenin başlangıç noktası. Asıl amaç ileride lokasyon tabanlı hizmetler yaratabilmek. Bu anlamda GPS teknolojisi, ileride yapılacak bu tür atılımların önünü açmasından ötürü oldukça önemli.
GPS aygıtları, şu an zaten ünlü mekanları, otobanları rahatça gösterebiliyor. Mobil telefonlar güncellemeleri sabit şekilde alıyor, ama ilerleyen zamanlarda bir kişinin tam olarak nerede olduğunundan anında haberi olabilecek.
GPS şirketi Telmap'in yöneticisi Orem Nissim şunları söylüyor: "Cep telefonlarımız sadece bir harita görevi görmeyecek, aynı zamanda haritada yer alan yerlerle ilgili bilgilere de rahatça erişebileceğiz".
İtalyan geliştiriciler, Ubisafe adında bir yazılım hazırladılar. Bu yazılım ebeveynlerin çocuklarının tam olarak o an nerede olduğunu öğrenmelerini sağlıyor. Mesela çocuğunun okula o gün gidip gitmediğini merak eden bir anne veya baba, bunu GPS ile rahatlıkla öğrenebilecek.
Ama bu konuda da bazı pürüzler var. Nitekim GPS'i kullanarak yön bulmaya çalışan kullanıcıların ekranı reklamlarla dolabilir. Haritada yer alan herhangi bir ticari şirketin, eğer GPS'e erişim izni varsa, kendi reklamını yapmak için GPS'i kullanması mümkün. Bu da telefon ekranının reklamlarla dolup taşmasına yol açabilir.
Bu durum biraz sinir bozucu olsa da GPS'in iyi yanlarını düşündüğümüzde artılarının eksilerine nazaran bir hayli kabarık olduğunu görebiliyoruz. Yakın gelecekte her yanınızı GPS cihazları doldurusa şaşırmayın; bizden söylemesi...
Peki ama nedir bu GPS?
Arlık hiçbirimiz, evlerde veya ofislerde bilgisayar bulunduğunu gördüğümüzde şaşırmıyoruz. Ancak bir ormanda veya bir dağın tepesinde bilgisayar kullanıldığını görürsek mutlaka sasırız. Olay şaşırtıcı olabilir; ama artık imkansız değil! Hatta birkaç sene içinde bilgisayarlar seyahat halindeki çoğu kişinin ve turistlerin standart aksesuarı haline gelecekler; tıpkı bugün rüzgarlık veya pusulanın olduğu gibi.
Peki ama bir bilgisayar, turistler için ne anlama gelebilir? Doğal olarak ne evde veya ofiste görmeye alıştıklarımız gibi bir bilgisayardan, ne de el bilgisayarı denilen küçük cihazlardan bahsediyoruz. Bizim bahsettiğimiz bilgisayarlar da elinizin içine sığabilirler; ancak görevleri, kullanıcının dünya üzerinde kendi pozisyonunu belirleyebilmesini sağlamakla sınırlıdır.
Kendi yerini kesin olarak belirleyebilmek, seyyahların en büyük hayalidir. Tabii ki, yaşadığımız kentin belli belirsiz hangi paralel veya meridyende olduğunu hepimiz biliriz. Peki ama bir çölde veya ormanda olsaydık, pozisyonumuzu nasıl bilebilirdik? Bugüne kadar kullanılan yöntemlerin hiçbirisi (güneşin veya yıldızların gözlemlenmesinden, en modern araçlara kadar) bu yeni GPS cihazlarının sunduğu kesinlik seviyelerine ulaşmayı başaramıyordu.
Uyduların bizleri yukarıdan takip eden gözler haline gelmesiyle; insanoğlunun kısa süre öncesine kadar ancak rüyasında göreceği bir imkanı elde etmek de mümkün oldu. Uydular sayesinde, dünya üzerinde bulunan herhangi bir nesnenin pozisyonunu kesin olarak belirlemek mümkün. Başlangıçta askeri amaçlar için geliştirilmiş olan bu sistem (GPS-Global Positioning System), günümüzde teknolojiye en uzak kişiler tarafından bile rahatlıkla kullanılabiliyor.
"Global Postioning System" teriminin kısaltması olan GPS, en basit tanımıyla bir kimsenin nerede olduğunu belirlemeye yarayan teknoloji şeklinde açıklanabilir. Başka bir deyişle GPS, iki elementten oluşan uydu gezinti sistemidir: Uzay sistemi ve alıcı cihazlar. Uzay sistemi, dünya yörüngesine yerleşmiş 24 farklı uydudan oluşur. Uyduların yörünge harekeli 12 saat sürer. Ufuk çizgisi üzerinde erişilebilen maksimum uydu sayısı, günün saatine ve konumuna bağlı olarak 8 ile 12 arasında değişir. 3 boyutlu pozisyon elde edebilmek İçin en az 4 adet uydudan yayınlanan sinyalin işlenmesi gerekir. Normal şartlarda, yani çevrede GPS sinyallerini engelleyecek fiziksel engel yok ise, en az 6-8 adet uydu ile iletişim kurulur. Her birisi farklı veriler yayınlayan bu uyduların tamamında bir zaman sinyali bulunuyor ve bu sayede uydular da, otomatik bir saat tarafından sürekli kontrol ediliyor.
Uydudan gelen sinyal, GPS sisteminin iki değişkeni tarafından kullanılıyor: Askeri amaçlar için kullanılan süper kesin PPS (Precise Positioning System) ve sivil kullanım için tercih edilen SPS (Standart Positioning System). GPS sisteminin günümüzdeki en popüler iki kullanım alanı ise turizm ve seyahattir.
Turizm
Yönünü bulmayı başaramadan bir yerde gezinmeyi deneyen kişilere güzel bir haberimiz var: Bu kötü deneyim GPS sayesinde artık geride kalıyor... Gezinti için seçilen bölgenin haritasına ve bir GPS aygıtına sahip olmanız durumunda, bulunduğunuz konumun koordinatlarını detaylı olarak öğrenebileceksiniz. Oldukça basit olan bu yöntemin günümüzdeki tek kusuru, GPS cihazlarının son derece yüksek fiyatlar karşılığında satılmaları. Ancak GPS teknolojisi yaygınlaştıkça, fiyatların da büyük oranda düşeceğine kimsenin şüphesi yok.
Bir seyahat sırasında kullanacağınız aksesuarların taşınabilir olmaları zorunlu olmasa da, güçlü olmaları ve kesin bir sonuç vermeleri çok önemlidir. Küçük boyutlu, hafif ve taşınabilir alternatiflerine göre çok daha büyük olan GPS cihazları, küçük kardeşlerine göre bir hayli fazla özellik ve daha yüksek bir kesinlik oranı sunarlar.
Örneğin günümüzde, güvenilir markalar tarafından üretilen otomobil modellerinin bir çoğu, GPS sistemiyle donatılmış yol bilgisayarları ile birlikte geliyorlar. Üstelik sadece üst sınıf otomobiller değil, orta sınıf otomobiller de (küçük ekranlı ve az özellikli olsalar da) GPS cihazlarına (yol bilgisayarına) sahipler. Arabanın ön konsolundaki bir ekran üzerinden görülen ve kontrol edilebilen GPS sistemi, aracınızla ilerlerken gideceğiniz yolu bulmanıza yardımcı olmakla görevli. Bunun için tek yapmanız gereken, geçmek istediğiniz bölgenin haritasını internet üzerinden veya CD vasıtasıyla güncellemek. Ek olarak, gitmek islediğiniz noktayı veya izlemek islediğiniz güzergahı da sisteme belirtmeniz gerekiyor.
İşin geri kalanı ise, otomobilinizdeki yol bilgisayarı tarafından sessiz sedasız bir biçimde hallediliyor. Gidilecek kilometreyi ve benzin tüketimini hesaplamakla yetinmeyen bu küçük bilgisayar, tehlikeli dönüşleri ve dikkat edilmesi gereken noktaları da sürücüye önceden bildirebiliyor. Hatta trafik tıkanıklıklarını sürücüye haber veren sistemlere rastlamanız bile mümkün olabilir.