Güncelleme Tarihi:
Hurriyet.com.tr'nin sponsor olduğu 10. yılını bölgesel olma hedefiyle geride bırakan Bilişim Zirvesi’10 “Oyun Yeniden Başlıyor” ana tema konferansı ile başladı. Küresel düşünürler, ulusal ve uluslararası konuşmacılarla 21’inci yüzyılın ikinci 10 yılının çerçevesinin belirleneceği Bilişim Zirvesi, bu yıl Irak, Azerbaycan, Özbekistan ve Suudi Arabistan’dan katılımcıları da ağırlıyor.
Zirve Interpromedya Genel Müdürü Güldane Taşdemir’in açılış konuşmasıyla başladı. Taşdemir, ekonomilerin altüst olurken krizden çıkmanın yolunun teknolojiden geçtiğine dikkat çekerek şu sözleri kaydetti: “Ülkeler bir yandan rekabet halindeyken, diğer yandan da işbirliği yapmalı, teknoloji transferinin ülkeden ülkeye gerçekleşmesi gerekli. Bu zirvede gelecek 10 yılı tartışacağız ve bizi neler beklediğini irdeleyeceğiz.
Taşdemir’in ardından ise WIRED dergisinin kurucularından ve efsanevi editörü ve The Matrix filmine ilham veren kitaplardan birinin yazarı olan Kevin Kelly sahneye çıktı. “Oyun teknolojiyle yeniden başlıyor: Kaçınılmaz geleceğe nasıl daha iyi hazırlanabiliriz” başlığında bir konuşma yapan Kelly, internet keşfedildiğinde hiç kimsenin ileriye dönük bir tahmin yürütemediğini ve internetin sadece bir şeyleri bilgisayara indirmekten ibaret olduğunu belirtti.
ARTIK POPÜLER OLAN TELEVİZYON DEĞİL İNTERNET
Önceleri insanların televizyonları tek başına yeterli gördüğünü belirten Kelly, sözlerine şu şekilde devam etti: “İnternetin hayatımıza girmesiyle birlikte televizyonlarda karşımıza çıkan hemen her şeye internet sayesinde ekranımıza getirebilmeye başladık. Şöyle ki, insanlar için artık hava durumunu öğrenmek, bankacılık işlemlerini gerçekleştirmek ve bir yere seyahat etmeden önce o yerle ilgili bilgi almak için artık internete girmek yeterli oluyor.”
Kitapların da gün geçtikçe dijital ortama akmaya başladığına dikkat çeken Kelly’e göre yakın gelecekte milyonlarca kitap e-kitap formuna girecek ve ekranlardan kitapları okuyor olacağız. Ekranların her geçen gün biraz daha ufaldığını belirten Kelly, uçak koltuklarının arkasında bile ekranlara rastlanabildiğini ifade etti ve sözlerine şu şekilde devam etti: “İleride bu ekranlar her yerde olacak, aklımıza gelen hemen her yerde bu ufak ekranlara rastlayabileceğiz. Ayrıca ekranların gittikçe büyüdüğünü de biliyoruz; ancak işin güzel tarafı ekranların büyümesine rağmen günden güne ucuzlaması ve orta seviye bir tüketicinin de bu ekranları alabiliyor olması…”
GÖRSEL KÜLTÜRE DOĞRU KAYIYORUZ
Önceleri sözel kültürden yazı kültürüne bir geçişin yaşandığını ifade eden Kelly, günümüzde ise yazı kültüründen görsel kültüre doğru bir kaymanın meydana geldiğine dikkat çekti. Okur yazarlığın bir zamanlar aranan insan olmak için yeterli olduğunu dile getiren Kelly’e göre artık okur yazarlıktan ziyade görsel kültür önemli ve bir yerde boş bir ekran gördüğünde bu aynı ekranda bir televizyon, internet sayfası, oyun veya akla gelebilecek birçok şeyle insanların karşılaşabileceğini belirtti.
VÜCUDUMUZLA BÜTÜNLEŞEN TEKNOLOJİ
Artık yazmak dışında konuşarak da cihazların kullanılabildiğini dile getiren Kelly, dokunmatik ekranlı telefon ve bilgisayarlar sayesinde kullanıcıların parmaklarıyla bu cihazları kontrol edebildiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Cihazlarla artık birebir iletişime giriyoruz. Onların üzerinde sanki bir göz var ve bizi her an izliyor. Cihazlarla aranızda sanki bir konuşma oluyor ve iletişim en üst seviyeye çıkıyor.”
SAHİP OLMAK YETMİYOR ONLARI PAYLAŞIYORUZ
“Cihazlar aslında sadece gördüğünüz yerde değil, her yerde… Yani belirli bir noktada gördüğünüz bir cihaz, aslında paylaşıma açık olduğunda içerisindeki veriyi aynen dünyanın başka bir noktasına iletebiliyor. İnsanlar gün geçtikçe paylaşımda sınır tanımıyorlar; öyle ki insanlar ne aldıklarını, nerede olduklarını, hangi ilaçları kullandıklarını, nereye tatile gideceklerini ve hatta nasıl yiyip içtiklerini paylaşmaya yönelmiş durumda” diyen Kelly, paylaşımın avantajları olduğu kadar cevaplanması güç soruları da beraberinde getirdiğini, paylaşımın bir bedeli olduğunu ve paylaşılan hemen her şeyin bir başkasının erişimine açık hale geldiğini, insanların bir şeye sahip olmanın ötesinde onu paylaşmaktan daha fazla haz aldığını vurguladı.
KOPYALANAMAYAN KAZANACAK
“İnternet dünyası tıpkı bir kopyalama makinası gibi. Aslında kopyalama teknolojisinin doğasında olan bir durum. Örneğin e-posta gönderirken gönderdiğiniz mesajın bir örneği de sizde kalıyor ve dilediğiniz kadar bu mesajı kopyalayabiliyorsunuz. Diğer tüm veriler için de aynı durum söz konusu. Ancak kopyalamanın oluşturduğu ciddi bir tehlike de var: Korsan kullanım… Özellikle yazılım ve sinema sektörünün belini büken bu tip durumlarda (telif hakkı, fikri mülkiyet gibi) hak sahiplerinin elinden maalesef bir şey gelmeyebiliyor. Oysa kopyalanmayı önleyecek aktiviteleri gerçekleştirmek ilerleyen yıllarda başarılı olabilmek için kilit anahtar rolünde…” diyerek farklı bir noktaya vurgu yapan Kelly, sözlerine şu şekilde devam etti: “Ücretsiz müzik indirebilirsiniz, ancak bir kişinin konser verdiğini düşünün. Konserin içerik olarak indirilmesi konserin atmosferini hiçbir şekilde kullanıcıya vermeyecektir. Böylece kopyalanabilmesi mümkün olmayan aktiviteler, kişiyi başarıya götüren önemli bir etmen olacaktır.”
AKIŞKAN BİR GELECEK BİZİ BEKLİYOR
“Artık durağan içerikler yerini yavaş yavaş akışkan içeriklere bırakmaya başladı. Şöyle ki, insanlar artık internet üzerinden bir yazıyı okumaktansa o haberi gözüyle görmek, izlemek için video sayfalarına girmeye başladı. Bu bağlamda dünya genelinde bulunan web sayfaları gittikçe azalıyor ve yerini video sitelerine bırakıyor. İnsanlar onlarca sayfaya bakmaktansa tek videoda her şeyi görebilmek istiyor” diyen Kelly, sözlerini şu şekilde noktaladı: “İnsanlar her an güncel bilgiye erişmek istiyor. Facebook’taki “ileti durumu”, Twitter’ın yükselişi de bu duruma örnek gösterilebilir. Google Instant bile insanların arama sonuçlarını harfi harfine görebilmesi için geliştirilen bir sistem ve amaç yine aynı: Bilgiye çok daha hızlı ulaşmak…”